Avusturyalı Yazar Marlen Haushofer 11 Nisan 1920’de doğdu
Virginia Woolf, bir kadının yazabilmesi için kendine ait bir odası ve yeterli parası olması gerektiğini söylemişti. Bugün tanıtacağımız Avusturya edebiyatının Bachmann, Jelinek gibi en önemli (kadın) edebiyatçılarından olan Marlen Haushofer’in ise ne kendine ait odası ne de kendine ait parası vardı. Mutfak masasının üzerinde yazdı, kadınların küçük dünyalarını en ince ayrıntısıyla anlattığı iddia edilerek küçümsendi. Değeri Avusturya kadın hareketinin güçlenmesiyle anlaşıldı, kabullenildi...
11 Nisan 1920’de Avusturya’da dünyaya gelen Marlen Haushofer (Marie Helene Haushofer), 21 Mart 1970’te, hayata veda etti. Germanistik eğitimini yarıda bırakan Haushofer, daha sonrasında bir diş hekimi ile evlendi ve iki erkek annesi bir ‘ev kadını’ olarak yazarlık mesleğini yerine getirmeye çalıştı. Marlen Haushofer, salt yazarlık mesleğine kanalize olmadı, aynı zamanda eş, ev hanımı ve anne olarak da sorumluluklar üstlendi. “Hatta eserlerini ailesi uyurken, çoğunlukla sabah erken saatlerde mutfak masasında kaleme aldı. Yazar, “acı verici bir nokta” olarak tanımladığı bu ikircikli yaşam döngüsünde, bir tarafta eşine asistanlık yapan, çocukları ile ilgilenen bir anne, diğer tarafta eserlerinde geleneksel kadın portresi çizen bir kadın yazar olma arasında sıkıştı. Haushofer’in edebi dünyası, kendi sosyal çevresindeki aile formunun yansıması şeklinde görülür. Haushofer’in başkarakterlerinin çoğunlukla gündelik işler ile uğraşan ‘ev kadınları’ olması bu yansımayı doğrular niteliktedir. O halde yazarın eserlerinin kendi yaşamından izler barındırdığını söylemek mümkündür.
Başlangıçta
Haushofer, edebiyat çevresi tarafından pek ilgi görmez. Yazar olarak tam
anlamıyla tanınmaya başlaması, 1960’lı yıllarda başlayan yeni kadın hareketi
ile gerçekleşir. Haushofer, 60’lardaki yeni kadın hareketinin en çok okunan
yazarlarından biri haline gelir.
1970 yılında erken
sayılabilecek bir yaşta vefat eden yazar, gerçek anlamda popülaritesini
ölümünden on yıl sonra, kadınlar tarafından yazılmış metinlere karşı olan
algının değişmesi sonucunda kazanır. Çünkü Marlen Haushofer’in romanları ve
anlatıları 1970’lerden itibaren kadın geleneğinin sınırı içerisinde kabul
görür.
Haushofer’in romanı Duvar, 1970’lerdeki kadın hareketinden bu yana Avusturya savaş sonrası edebiyatının en önemli eserlerinden sayılır. Romanı Stella’yı Öldürüyoruz, Avusturya okullarındaki Almanca derslerinde okutulmaktadır. Bu roman, birkaç kadının işbirliği yaparak kötü bir adamı öldürüp kaçmalarını anlattığı için erkek edebiyatçıların gazabına uğramış, uzun yıllar okuyucudan gizli tutulmuştur.
Kaynak: Vikipedi,
Dergi Park
İlgili haberler
GÜNÜN KADINI: Mary Kenney O'Sullivan
Mary Kenney O'Sullivan, yaşamı boyunca kadınların oy hakkı, yoksulların barınma hakkını savundu. İşç...
Müziğin ve mücadelenin kadını: Eartha Mae
ABD’nin pamuk yetiştiriciliği ile meşhur Güney Carolina tarlalarında çalışan, ‘Güney’in pamuk toplay...
GÜNÜN KADINI: Huda Sha’arawi
Bu evlilik Huda’ya tek bir şey öğretmişti: Baskının ve dayatmanın ne kadar dayanılmaz olduğu gerçeği...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.