Çok gezen mi bilir yoksa çok okuyan mı sorusu nun cevabı tartışılıyorken, o tüketimini asgariye indirerek; üretmeyi, dönüştürmeyi, gelişmeyi daim kılmış bir kadındır. Türkiye'nin ilk kadın seyyahı Fatma Meral Sever'den bahsediyoruz. "Dili var yaşamın" diyerek başlayan yolculuğunda; bazen kamyondan bozma otobüslerle, bazen bisikletle, bazen yürüyerek yaptığı yolculuğu onu İran, Afganistan, Pakistan, Hindistan, Goa, Kalküta, Kaşmir, Assan, Endonezya, Bali, Java, Nepal, Tibet, Japonya, Avustralya'dan geçirdi...Ve Malezya, Singapur, Tayland, Laos, Burma, Bangladeş gibi daha pek çok yere gitti.
KENDİ ZAMANINLA DEĞİL, GEZDİĞİN YERİN ZAMANIYLA YAŞAMAK
Yıl 1969. Shitral vadisinde karşılaştığı bir Pakistanlı onu çay içmeye davet ediyor. Evin iç büyük avlusu kadınlar ve çocuklarla dolu. Pakistanlı, tanıştırmaya başlıyor: ''Ablam Ayşe, teyzem Emine, yengem Hatice...'' ve benzeri Müslüman isimleri, o yörenin şive farklarıyla ard arda sıralanıyor. Ardından çocuklar tanıtılıyor: Osman, Ali, Muhammet... Sürekli ikramda bulunan genç kadını ise tanıştırmıyor. Fatma Meral soruyor: ''Peki bu kim?'', ''Karım'' diyor adam. Adını soruyor. Adam bilmediğini söylüyor. Peki nasıl hitap ediyor ona? ''Canım, şekerim diyorum.'' Pakistanlı'nın sekiz aydır evli olduğu karısının adını neden bilmediğini merak ediyor. ''Babası daha söylemedi!'' cevabını alıyor."Mülkiyetle ilişkimi bitirdim ve çok şey öğrendim yolda", diyen Fatma Meral Sever'e göre "Seyyahlık, kendi zamanınla gezmemen gerektiğini öğrenmektir. Mesela Java'ya geliyorsun. O diyor ki, sen otur, bak burada sana neler öğreteceğim. Bu bir el sanatı, bu bir felsefe olabilir. Oturuyorsun, bir bakıyorsun ki 1 yıl geçmiş. Çok şey öğrendim yolda. Mesela Hintlilerden trende ikinci mevkii yerine, üçüncüde gitmemin avantajını öğrendim. Çünkü üçüncü mevkii de baştaki ve sondaki vagonda ranza vardır. İki gün de olsa beklersin o ranzayı."
"AYAĞINI YORGANINA GÖRE UZAT" SOKAĞI NUMARA 2672
Yolculuklar sonunda Türkiye’de Gökova'da bir koyda duraklar. Bodrum'da sekiz yıl yaşar. O zamanlarda Muğla'da radyoaktif kömür kullanılmaktadır. Fatma Meral, binlerce dilekçenin beş ay süreyle Vali Lale Aytaman'a ulaşmasını ve sonunda uranyum üreten kömürün yasaklanmasını sağlar. Daha sonra Antalya'ya yerleşir. Gökova'yı doğa öldürüldüğü için terk eden, Muğla'da insanları zehirleyen kömüre karşı mücadele veren Fatma Meral Sever, Antalya'nın 2672 numaralı sokağında da boş durmuyor tabii. Sokağa ''Ayağını Yorganına Göre Uzat Sokağı'' adını vermiş. ''Ayağını yorganına göre uzatmak üzere yorganı üzerine aldığın zaman o yorganın güzelliği ortaya çıkar"mış. İşe çöpleri toplamaktan, sokağı süpürmekten başlıyor. Ardından kaldırımları, bahçe kenarlarındaki demirleri boyuyor. Önce ona çılgın diye bakan mahalleli, giderek saflarına katılıyor. Ağaçlar budanıyor, çiçekler dikiliyor. Çocuklar kendi aralarında kulüpler kuruyor. Yerel bir televizyona konuşan mahalleden biri ''Biz onları zengin sanmıştık, meğer biz tembelmişiz'' diyor. Küçük bir kız, ''Meral teyze, çöp dökünce, babamı azarlardı, şimdi babam herkesi azarlıyor'' diye anlatıyor.Fatma Meral Sever yaşadığı kenti dönüştürüp, yaşamı güzelleştiren Türkiye'nin ilk kadın seyyahı olarak tarihe geçiyor.
Hikayesini kendi dilinden dinlemeye ne dersiniz?
İlgili haberler
GÜNÜN ŞARKISI: Afganistan'ın ilk kadın rapçisinden
'Ben bir kadının sesi olmak istiyorum, ne azı ne daha fazlası, hakkımı istiyorum' diyen Paradise'a k...
GÜNÜN BİLGİSİ: Anadolu'nun ilk sığınma evi
Kadına yönelik şiddetin tarihi ataerkinin tarihine uzanır, şiddete karşı çözüm yollarının tarihi de...
GÜNÜN BELLEĞİ: Uzayda ilk kez yürüyen bir kadın -...
35 yıl önce bugün 1984 yılında bir kadın uzayda ilk kez yürüyüş yaptı. 3 saat 35 dakika boyunca uzay...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.