
Son zamanlarda çevremizde sıkça duyduğumuz, halk arasında eklem kireçlenmesi olarak bilinen Osteoartrit, zamanla yaşamı sınırlayan ciddi bir hastalık haline gelmektedir. Günlük yaşantımızda bilinçli veya bilinçsiz yaptığımız aktivitelerle eklemlerimiz sessizce yorulmakta ve yıpranmaktadır. Osteoartrit, eklemleri koruyan kıkırdak dokusunun zamanla aşınması ve eklem sıvısının azalması sonucu ortaya çıkan kronik bir eklem hastalığıdır. Özellikle diz, bel, omuz ve el eklemleri bu hastalıktan en çok etkilenen bölgelerdendir. Kıkırdak dokusu yıprandıkça eklemler arasındaki sürtünme artar ve belirtiler de bununla birlikte ortaya çıkar. Osteoartrit; eklemlerde sertlik veya ağrı, eklem hareketlerinde kısıtlılık, diz ve ellerde şişlik ve hassasiyet, merdiven çıkarken veya çömelirken artan ağrı, dizlerden ve eklemlerden gelen çıtırtı sesleri gibi belirtilerle kendini göstermektedir.
OSTEOARTRİT NEDEN OLUŞUR?
Osteoartrit’in nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte genetik faktörler, aşırı kilo, tekrarlayan eklem yaralanmaları, yaşın ilerlemesiyle eklem yapısının bozulması gibi çeşitli faktörlerin etkisiyle oluşabilmektedir. Diğer bir neden ise tekrarlayan stres ve aşırı kullanımdır; belirli hareketlerin sürekli tekrarlanması veya eklemlerin aşırı kullanımı, kıkırdak dokusunun yıpranmasına neden olmaktadır. Bu faktörlerin bir veya birkaçı bir araya geldiğinde, eklem kıkırdağının aşınma süreci hızlanabilir ve osteoartrit gelişme riski artmaktadır.
Kadınlarda daha fazla görülmekte olan bu hastalık, özellikle ağır fiziksel işlerde çalışan kadınlarda daha yaygındır. Genel popülasyonda Osteoartrit, 50 yaş üstü kadınlarda yüzde 30-40 oranında görülürken geçmişte ağır fiziksel işlerde çalışmış veya hâlâ çalışmakta olan kadınlarda bu oran yüzde 50'ye kadar çıkmaktadır. Özellikle evlere günlük temizliğe giden, uzun süre ayakta duran, ağır yük kaldıran ve sürekli eğilip kalkan kadınlarda diz kireçlenmesi riski daha fazladır. Bu risk eller, bilekler ve omuzlar için de geçerlidir. Diğer yandan, yeterli D vitamini, Omega-3 ve kolajen bakımından zengin gıdalar veya takviyeler alınmaması, bu hastalığın oluşmasında ve seyrinde önemli faktörlerdendir.
PEKİ, NE YAPMALI?
Öncelikle çalışırken doğru teknikleri kullanmalıyız. Eğilirken belden değil, dizleri bükerek eğilmeliyiz veya ağır yükleri iki elle taşımalıyız. Çalışırken sürekli ve uzun süre çalışmak yerine kısa molalar vererek eklemlerimizi rahatlatmalıyız. Diz ve bileklere fazla yük binmesini engellemek için destekleyici ekipmanlar kullanmalıyız. Yine eklemlerimizin sağlığı için hafif fiziksel egzersizler yapmak eklem sıvısının korunmasına yardımcı olur. Çok ileri vakalarda ise mutlaka doktora görünmeli; gereken durumlarda fizyoterapi desteği, ilaç tedavisi veya eklem sıvısı takviyeleri almalıyız.
Kolaj: Canva Pro
İlgili haberler
Toz bezlerinin ardındaki hayatlar : ‘Güvencesiz ça...
‘Sevdiklerini geride bırakıp büyük şehirlere göç ederek düşük ücretle, sosyal güvenceden yoksun, sen...
İnatçı ağrılar, kronik yorgunluk: Fibromiyalji
En çok doğurganlık çağındaki kadınları sever bu hastalık. Eğer kadınları anlayan bir doktora düşmezs...
Bitmeyen ağrılar omurga problemlerine işaret
Hiç bitmez kadınların sırtındaki yük de, zihinlerindeki yük de. Bu yükler daha genç yaşta etkiler ka...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.