Eşim Devlet Demiryollarında işçiydi. 2015 yılında emekli oldu. 2 çocuğumuz var. Sivas’ta çalışıyordu, 2000 yılında İzmir’e tayin oldu, taşındık. Devlet Demiryollarının Urla’da tatil kampı vardı. Her yıl yaza hazırlanır, nisan ayında açılırdı. Eşim orada görevlendirilirdi. Kamu emekçileri faydalanırdı tatil kampından. Türkiye’nin her yerinden demiryolu çalışanları gelirdi. En çok da çocuklu aileler, çünkü ekonomikti. Maaşlardan kesiliyordu, peşin de alınmıyordu, aylık kesiliyordu.
Hiç unutmam Diyarbakır’dan bir aile gelmişti, küçük bebeği vardı kucağında, iki de ilkokul çağında çocuğu. “Burası olmasa tatil bilmezdik biz, asla tatile gidemezdik” demişti. Dayanışma ve kaynaşma söz konusuydu. Çocuklar gönüllerince eğleniyor, dostluk kuruyorlardı. Güvenli bir ortamdı. Büyükler huzurla dinleniyor, bir yıllık yorgunluğunu atabiliyordu. Hatta kampta sürekli çalışan işçilerin aileleri de orada kalırdı. Kışlık yiyeceklerini, tarhana, salça, kurutmalık sebzelerini imece usulü orada yaparlardı. İşçiler de sendikanın kamplarından faydalanırdı. Hâlâ da faydalanıyorlar diye biliyorum. Bu olanaklar artırılabilir. Özelleştirmeden bahsediliyor, tersine daha da artırılmalı bu olanaklar ve sadece kamu emekçilerine değil işçilere de açılmalı bu alanlar, kâr güdülmemeli. Yoksulluk sınırı altında hatta açlık sınırında ücretler alan işçilerin başka türlü tatil yapma şansı yok. Tatil hakkı sonuçta bir insan hakkı, parası olan değil tüm çalışanlar bu olanaklara kavuşmalı.
Fotoğraf: Pixabay
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.