Sağlıkta yıkım programının barutu tasarruf paketi
‘Sağlıkta dönüşüm programı sağlıkta yıkım programı oldu adeta. Kamuda tasarruf paketininse var olan yıkımı daha da artıracağı kesin.’

Son günlerde herkesin gündemi kamuda tasarruf paketi. Bu paketteki tasarruf tedbirleri ile ekonomik krizin faturası yine halkın sırtına yüklendi. Sağlık çalışanları olarak biz de bu yükten payımıza düşeni aldık. İş yükü zaten ağırken bir de ücret yetersizliği nedeniyle uzun zamandır geçim sıkıntısı yaşıyoruz. Emekliliği gelenler açlık sınırının bile altındaki kalan maaşlarından dolayı emekli olmaktan korkuyor ve bu zorlu çalışmaya şartlarına rağmen çalışmaya devam ediyor. Ancak tasarruf paketi ile daha zorlu çalışma şartlarına mahkum ediliyoruz. Fazla mesailerle koşullarımızı bir nebze rahatlatmaya çalışıyoruz. Ancak tasarruf paketiyle birlikte fazla mesai ücretlerimize de göz dikildi. Mesai ücreti yerine izin verilmesi ile ilgili iş yerlerine yazı geldi. Artık zorunlu haller dışında fazla mesai yapılamayacak. Evet fazla mesai zaten istenen bir şey değil ama bu durumda nöbetlerde birimde çalışan sayısı düşecek, çalışan hekime, hemşireye düşen hasta sayısı artacak bu da çalışma verimini düşürecek. Haliyle mobbing ve sağlıkta şiddet de artıracaktır.

ELİMİZDEKİ ELDİVENE, TUVALETTEKİ SABUNA GÖZ DİKİLDİ

Hastanelerde kullanılan malzemelerin kalitesi de gittikçe düşüyor. Örneğin eldivenler. Daha ilk kullanımda pudralı eldivenleri ellerimizi çatlatıyor, ellerimizde kızarıklar meydana geliyor ya da alerji oluyoruz. Ha bir de elinize daha takmadan kağıt gibi yırtılıyor. Ama bizden bunu koruyucu ekipman olarak kullanmamızı bekliyorlar. Sanırım bu tasarruf paketiyle yakında onları da bulamayacağız. Hastane tuvaletlerinde sıvı sabun yok, havlu kağıt ve tuvalet kağıdı zaten hak getire. Tasarruf paketinden sonra durum ne olacak, düşünmek bile istemiyorum.

Bir de yemeklerden bahsetmek istiyorum. Yemeği kullanılan yağın kokusu ve tadı yüzünden yiyemiyorsun. Dışarıdan yemek mümkün değil. O kötü yemelere mecbur bırakılıyoruz.

Malzeme eksikliğinden dolayı ertelenen, iptal edilen ameliyatlardan tut, yetersiz çalışanla sağlık hizmeti vermeye kadar daha pek çok sorun var. Ve tüm bu sorunların faturasını biz emekçiler çekiyoruz. Bazı alanlarda sağlık emekçisine ihtiyaçtan dolayı her ay bir sağlık emekçisi dış göreve gidiyor. Bu görevlendirmeler emekçilerin motivasyonunu düşürürken bu ay sıra kimde endişesi de yaratıyor. Görevlendirme ücretleri ise ya geç yatıyor ya da parça parça yatıyor.

‘KPSS’YE HAZIRLANMAYI BIRAKTIM’

Kamuda tasarruf paketi en çok da yeni mezun olan sağlık emekçilerini umutsuzluğa itti. 3 yıl daha atanamayacak olmanın hayal kırıklığını yaşadılar. Bir öğrenci “Mezun oluyorum, büyük bir umutla atanmayı bekliyordum ama paket sonrası yapılan açıklamalarla birlikte KPSS’ye hazırlanmayı bıraktım. Ne de olsa bu krizde kimse emekli olmayacak, emekli tazminatı ve emekli maaşları ortada. Yani bizim atanmamız çok zor” dedi. Oysaki o kadar çok sağlık emekçisine ihtiyaç var ki.

Sağlıkta dönüşüm programı sağlıkta yıkım programı oldu adeta. Kamuda tasarruf paketininse var olan yıkımı daha da artıracağı kesin. Şimdi hastanelerde tasarruf başladı ama birkaç ay sonra bunu daha derinden hissetmeye başlayacağız. O yüzden bu krizin bedelini ne halk ödemeli ne de sağlık emekçileri olarak bizler ödemek istemiyoruz. “Sağlıkta tasarruf olmaz” diyoruz.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül