Onlar yoksa biz de yokuz
'Bizlere düşen sağlık emekçileri ile birlikte bu sömürü düzenine dur demek olmalı. Birlikte verilecek bir emek mücadelesinden başka çıkar yolumuz yok.'

Her anlamda yandığımız çok ağır günlerin içerisinden geçmeye devam ediyoruz. Nereye baksak yangınların, talanların sömürünün hakim olduğunu görüyoruz. Acımasızca sökülen zeytinler için feryat eden; yanan ormanlar, hayvanlar, evler için mücadele eden kadınlar...

Yazacağım yazının ana konusu bu değil ama bu kadar sorun içerisinde söze nereden başlayayım derken bunlara değinmeden geçemiyor insan. Bu yazıda hem bir hasta gözü ile hem de sağlık emekçilerinin penceresinden sağlıkta yaşanan çok can alıcı bazı sorunlardan bahsedeceğim.

Hastaneye düşürme ama onsuz da bırakma derken nitelikli, rahat ulaşılabilir bir sağlık hizmeti almanın çok zor olduğu bir zaman diliminden geçiyoruz. Öncelikle hasta olarak muayene randevusu almak için günlerce uğraşmak gerekiyor. Bazı bölümlerde aylar sonrasına randevu bulabiliyorsunuz, eğer o zamana kadar ölmezseniz ya da hastalığınız başka bir boyuta evrilmezse çok şanslısınız demektir.

Bu yoğunluk sadece hastaları etkilemiyor. Bu durum sağlık çalışanlarını da derinden etkiliyor. Hatta kimi sağlık çalışanları bu durumun bedelini canı ile ödüyor. Sağlık çalışanları yoğun mesaileri yüzünden aç ve uykusuz kalıyor. Örneğin, geçtiğimiz günlerde Malatya’da iki hemşire arkadaş gece nöbetinde yemek saatini kaçırdıkları için yemek almaya dışarı çıkmıştı ve kaza yaptıkları araç içinde yanarak can verdiler. Bu ölümlerin sebebi elbette sağlık emekçilerinin temel ihtiyaçlarını düşünmeyen sağlık sistemidir.

Yine sohbet ettiğim bir hemşire arkadaş, Kardiyoloji bölümünün EKG odasında günde 600 hastaya EKG çekimi yaptıklarını söylüyor. “Tuvalete ve yemeğe gitmeye zorla zaman buluyoruz” diyor. Sağlık emekçileri bizlere sağlık hizmeti sunabilmek için kendi temel ihtiyaçlarından, kendi sağlıklarından hatta canlarından vazgeçiyor. Bizlere düşen ise onlara görevleri başında şiddet uygulamak, bağırmak, sistemin hatasını onlara yüklemek olmamalı. Bizlere düşen sağlık emekçileri ile birlikte bu sömürü düzenine dur demek olmalı. Birlikte verilecek bir emek mücadelesinden başka çıkar yolumuz yok çünkü...

Fotoğraf: Kaboompics.com/Pexels

İlgili haberler
Sağlık emekçisi kadınlar konuşuyor: Esnek çalışma...

'Geçinebilmek için ayda sekiz nöbet ben tutuyorum, sekiz nöbet de eşim tutuyor. Ayın yarısı boyunca...

8 Mart'a giderken bir sağlık emekçisi anlatıyor: '...

'Birlikte çalıştığımız birçok sağlık emekçisi arkadaşımız mutsuz, tükenmiş durumda. Bu durum domino...

Sağlık emekçisi bir kadın: sağlık politikaları değ...

Bence şiddetin sebebi, çalışan sayısının yetersiz olması, polikliniklerin fiziki şartlarının uygun o...