Ekmek ve Gül dergisine merhaba,
On yıla yakın işçilik hayatı olan, Gebze’de yaşayan bir işçiyim. Bu zaman zarfı içerisinde otomotiv başta olmak üzere plastik, gıda gibi birçok iş kolunda çalıştım. Biz kadınlar fabrika içerisinde çalışıyor, yoruluyoruz bir de üstüne ev işleri sizlerin de bildiği gibi bizlerin sırtına kalıyor.
Kadın olarak her zaman fabrikalara iş başvurusu dahil tüm süreçte, “baştan ayağa süzen bakışlara” maruz kaldım. Sanki mankenlik için başvuru yapıyormuşçasına davranıldı. Bir örnek vermem gerekirse, yakın zamanda iş başvurusu yaparken on yıllık evli olduğumu söyledim, ancak 11 yaşında çocuğumun olduğunu söylediğimde ilginç ve gereksiz hesaplamalara girişildi.
Bu bile ne kadar rencide edici! Plastik fabrikasına iş başvurusunda bulunduğumda ise kapıdaki güvenlikler numaramı aldı ve beni arayarak rencide etti. Bu sadece benim değil neredeyse kadın işçilerin hepsinin başına geliyor. Daha çalışmaya başlamadan, henüz kapıdayken taciz başlıyor. Sendika yöneticilerine bunu ilettiğimde deyim yerindeyse, “Kuyruk sallamışsındır” bakışları atılıyor! Sendikalar bile böyleyse kadın işçinin vay haline!
Elbette sadece sorunlar yaşamadım aynı zamanda önerilerim de var. Ekmek ve Gül aracılığıyla da tartışmak istiyorum. Hepsi doğru veya mümkün olacağı için değil ama en azından bu vesileyle tüm kadınlara önerilerde bulunmak ve cevap almak istiyorum.
*Ustabaşılar ustabaşı olmasından kaynaklı tacize girişiyor… Ben her zaman şunu savunuyorum; kadınlara pozitif ayrımcılık yapılmalı ve nasıl davranılması gerektiğinin de eğitimi verilmeli. İşe girerken nasıl ki iş kazasıyla ilgili eğitimler veriliyorsa, kadın işçilere karşı da nasıl davranılması gerektiği gibi konularda eğitimler verilmeli. Veya daha geniş anlamda toplumsal cinsiyet gibi konular anlatılmalı.
*Sendikalarda kadın temsilciler kesin olmalı. Kadınlar sendika yönetimlerinde daha yoğun katılmalı. Eğer yoksa özel sorunlardan kaynaklı kadınları temsil eden kişiler, temsilciler olmalı. Kadınların sendikalı sendikasız her işyerinde temsili, yasal olarak sağlanmalı.
*Belli günlerimizden kaynaklı gizli gizli eşyalarımızla üretim sahasında tuvaletlere gitmektense, tuvaletlerde kadın dolapları olmalı.
*Fabrikalarda kadınlar öyle ya da böyle erkek ustalara kendisi ifade etmek zorunda kalıyor. Bu olmamalı. Her şeyi bilen erkek usta bunu da suistimal ederek kullanıyor. Ve bu bilgiler bir şekilde dedikoduya dönüyor. Kadınlar dedikodu gibi görünse de linçe maruz kalıyor, sözlü tacize maruz kalıyoruz. O nedenle kadınların üretimde bilgisini paylaşacağı kadın yetkili, danışma, temsilci olmalı.
*Kadın örgütleri nasıl ki ilçelerde, mahallerde varsa işyeriyle de bir anlaşma içerisinde olmalı. İşyerlerine bağlı kadın örgütleri olmalı.
*Kadınlar için fabrikalarda işçiler arasında da olmak üzere her zaman fonlar oluşmalı...
İlgili haberler
İşyerinde tacize karşı işverenin önlem alma yüküml...
İşyerinde tacize uğrayan kadın işçinin şikâyette bulunması işten çıkarılmasına gerekçe olamaz. İşver...
‘Bu işyerinde taciz ve emek sömürüsü var’
Çorlu’da bir cafede çalışan işçi kadınlar 4 aydır ücretlerini alamıyor ve sigortaları yapılmıyor. İş...
Güney Afrika: İşyerinde tacize karşı sendikalardan...
Güney Afrika Üniversitesi Okul Öncesi Eğitim Merkezinde çalışan Gugu Ncube, iş yerinde cinsel tacize...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.