Ev mi geçindireyim, devlete para mı ödeyeyim?
Adana’dan Gülay, pandemiyle birlikte büyüyen borç yığınını ve küçük esnaf olarak ayakta kalma çabasını anlatıyor.

Merhaba dostlar; biz yaklaşık 3 yıl önce bütün şartlarını zorlayarak, iki ortak olarak ocakbaşı restoran açtık. Yaklaşık 2 yıl sürekli borç ödedik. Tam “Oldu, kendimizi rahata çıkarıyoruz” derken pandemi başladı. Yaklaşık 3 ay kapalı kaldık. Bu sürede yine borçlanıp geçinmeye çalıştık. Sonrasında, işyerini yeniden açmak için devletten 25 bin lira kredi alarak ikinci kez borçlanarak işyeri kurmuş gibi olduk. Halen bu borçları ödemeye çalışıyoruz. İkinci pandemide, dersimizi almıştık, bu sefer paket servisi alarak açık kalabildik ama siparişler de bizim masrafımızı karşılamaya yetmeyince bu sefer de çalışan arkadaşlarımızın bir kısmını 3. kez ücretsiz izne göndermek zorunda kaldık.

Pandemi boyunca halen devlet bizden bütün vergilerini, primlerini hiç atlamadan almaya devam ediyordu. “Pandemi yardımı” dediler ancak bir kuruş bile alamadık. Esnafı kendi kaderine bıraktılar. Sosyal bir devletin yapması gereken hiçbir şeyi yapmadılar. “Haydi, topluca işinizin başına, ölen ölür kalan sağlar bizimdir”, dediler.

Pandemi yasaklarının kısmen gevşetilmesi üzerine yeniden toparlanmaya çalıştık. Dostlarımız, akrabalarımız bizlerden desteklerini esirgemediler bu süreçte onların sayesinde ayakta kaldık. Her şey yoluna girmeye başladı derken, dolar 18-19 lira oldu. A’dan Z’ye her şeye birden zam geldi. Ne yapacağımızı bilemedik. Tam bunlarla boğuşurken dolar 13 liraya düştü. Sevindik esnaf olarak, beklemedeyiz belki fiyatların düşmesinde bir faydası olur diye. Fiyatlar düşecek diye beklerken günlük, haftalık zam yağmuru devam etti.

Yaptığımız ciroya bakıyorum da hafta sonu ocakbaşı tam dolu olsa bile masrafları çıkınca kazancımız ancak bir yevmiye kadar para oluyor. Üniversitede okuyan bir çocuğum var. Bu günlük kazançla ne yapayım? Evin geçimini mi karşılayayım? Çocuğumu mu okutayım? Devlete olan taksitlerimizi mi yatıralım?

Sabah 10-10.30 gibi işe gelip, gece en erken 1’de çıkıp, hiç uyumadan ev işlerimi yapmam gerekiyor. Kendime hiç vakit ayıramıyorum, sürekli hesap kitap yapmak, nasıl ayakta kalabilirim diye düşünmek zorundayım. Artık birileri bizi duymalı! Her gün bir işyeri kapanıyor ya da parasını ödeyemediğinde çalışanını işten çıkarmak zorunda kalıyor. Borçları her geçen gün artıyor. Ayakta kalmak için verdiğimiz bu mücadele nasıl sonuçlanır bilinmez. Ancak bu böyle devam ederse küçük esnaf kalmayacak, onu biliyoruz.

1 kg domates 19 lira, 1 kg süs biber 25 lira, 1 maydanoz 2 buçuk lira, 1 kg kök biber 20 lira. Tarımsal ürünlerin her zaman en uygun fiyatta olduğu Adana böyleyse başka illeri düşünemiyorum. Herkes gibi anlatacak çok şeyimiz var. Ama dinleyecek bir kimse, çözüm üretecek bir muhatap bulamıyoruz. Yine de her şeyin değişeceğine dair umudumu kaybetmek istemiyorum.

Fotoğraf: Evrensel

İlgili haberler
Kadın esnafa bir dokun bin ah işit

Çiğli’nin dört bir yanında hizmet veren kadın esnafların dükkanları boş, kendileri kaygılı: ‘Önümü g...

Kadın esnaflar dolar artışına tepkili: Kiramızı öd...

Doların durmak bilmeyen artışı, derinleşen kriz kadın esnafların durumunu daha da içler acısı hale g...

Uzundere pazarcı esnafı kadınlar: Üretiyoruz ama h...

Uzundere pazarcı esnafı kadınlar: Gelir seviyemiz düşük olduğu için insanca yaşayamıyoruz. Sadece ya...