Drama etkinliğimiz kadınların ve çocukların sesine ses oldu
Kız kardeşlik köprüsü çağrımıza karşılık veren Ankara’dan bir drama eğitmeni Antep’te bir araya geldiği depremzede çocukların ve kadınların yaşadıklarını Ekmek ve Gül’e yazdı.

Ekmek ve Gül’ün çağrısıyla başlatılan “Kız Kardeşlik Köprüsüyle Hayatı Yeniden Kuruyoruz” kampanyasına ses veren kurumlardan biri Nar Sanat Derneğiydi. Kampanya çağrısında drama eğitmenleri, psikologlar, öğretmenler, psikolojik danışmanlar vb. alan uzmanlarına da sesleniyorlardı ancak diğer yandan “Hangi konuda destek olabilirsin? Siz ne yapabilirsiniz?” sorularının yer alması, bu işe gösterilen önemin ve ciddiyetin de göstergesiydi. Herkesin mutlaka yapacak bir şeyleri olabilirdi.

Yaratıcı dramanın içinde oyunu barındırması, yaşantı odaklı yürütülmesi gibi kimi özellikleri depremzede çocuk ve kadınlara iyi gelecekti. Yapılacak drama etkinlikleri yoluyla travma sonrasında çocukların, kadınların tepkilerini normalleştirmek ve zorlayıcı yaşantıların etkileri konusunda psikolojik iyi oluşlarına katkı sağlamaktı.

Bölgede gönüllü gençler arasında inanılmaz bir dayanışma vardı ve çok iyi organize olmuşlardı. Çalışmalar birkaç boyutta yürüyordu. Çocuklara ve kadınlara dönük oyun, drama, sanat etkinlikleri yapılıyor bununla birlikte gelen hijyen malzemeleri, çocuk çamaşırı, kadın pedi gibi destekler özenle paketlenerek dağıtılıyordu. Nar Sanat Derneğinin bahçesine çocuklar için Gökyüzü Çadırı kurulmuştu. Çadırda görev alan rehber öğretmenler, okul öncesi eğitimcileri, psikologlar, iletişimciler vb. hemen hemen her alandan insan vardı. Çocukların yoğun ilgisi vardı, planlanan saatte çadırdaydılar… Gönüllüler depremin ilk gününden itibaren orada bulunuyordu. Birçoğu depremi yaşamıştı. Burada olmanın deprem sırasında yaşanan korkuyu, kaygıyı unutturduğunu ve sadece yardımlaşmaya odaklandıklarını söylüyorlardı. Yardım eden, organize eden konumdaydılar, her işi yapıyorlardı. Cumartesi günü Akdere’ye gidildi. Depremzede aileler kendi kurdukları yıkık, dökük çadırlarda kalıyordu. Hemen hepsi yalnız bırakıldıklarını sormadan anlatıyordu: “Hocam bize kimse destek olmadı. Sadece işte bu gençler geldiler. Sağ olsunlar. Pamuk işçisiyiz. Orada kullandığımız çadırımızı şimdi burada kurduk. Herkesin çadırı yok. Kimseden tek yardım görmedik”.


YOKSULLUĞUN ORTASINDA KADINLAR VE ÇOCUKLAR NE YAŞIYOR?

Çok derin bir yoksulluk göze çarpıyordu. Yoksulluğun üzerine gelen deprem bunu katbekat artırmıştı. Özellikle çocuklar hijyenden yoksun görünüyordu. Nar Sanat Derneği, Ekmek ve Gül gönüllülerinin her bir aile için hazırladıkları hijyen paketlerine yoğun ilgi vardı. Çocuklarla oyun etkinlikleri düzenlendi. İki saat süren etkinlikler çocukları çok mutlu etti. Etkinliğin sonunda ailelerin de içinde olduğu büyük bir çember kuruldu. Birlikte oynadılar. Her bir çocuk “Yine gelecek misiniz? Yarın da gelin, olur mu?” diyordu. Çocuklar okulların açılmasını istediklerini, arkadaşlarını, öğretmenlerini özlediklerini söylerken; aileler ise göndermek istediklerini ancak okulların sağlam olup olmadığını bilmedikleri için kaygılandıklarını, korktuklarını belirtti.

Çocuklarla eş zamanlı kadınlarla da drama etkinlikleri yapıldı. Çalışmanın başında birçok kadın etkinliğe katılmakta çekindiler. Etkinliği izledikçe katılım arttı. Birlikte tanışma oyunları oynandı. Hayallerini çizdiler. Çizdiklerini anlattılar. Büyük bir çember kurularak sohbet edildi. Sohbet sırasında kandılar şunları söyledi: “Eşim işten çıktı. Zaten yoksulduk. Şimdi daha da yoksullaştık. Hem eşim hem ben çalışmak istiyorum”, “Tek isteğim çocuklarımın mutlu olması. İlk kez bugün doya doya oynadılar. Ben de ilk kez kendi başıma kalabildim. Deprem olduğundan beri çocuklar yanımdan ayrılmıyor. Çok korkuyorlar”, “Sağlam bir evim olsun istiyorum. Resimde ev çizdim”, “İlk kez birileri bizimle konuşuyor. O kadar doluyum ki. Sık sık ağlıyorum. Ne yapacağımı bilemiyorum. Sizinle konuşmak iyi oldu”, “Buraya bir gezici sağlık ekibi gelse. Çok iyi olur”, “Ben çok güzel resim yapıyorum. Mimar olmak istiyorum. Ama imkânlarımız olur mu bilemiyorum”, “İş yok, para yok. Hiçbir şeyimiz yok. Ne verilirse almak zorundayız”, “Birilerinden bir parça ekmek istemek çok gurur kırıcı. Çocukların aç olunca, ağlayarak istiyorsun. Ben öyle yaptım”.

Kadınlara Ekmek ve Gül dergisi dağıtıldı. Dergiye yazabilecekleri söylendi. Kadınlar büyük bir özenle dergiyi aldılar. Pazar günü kadınlara yönelik depremde kadın olmak ve 8 Mart bağlamında yapılan atölyede kız kardeşlik köprüsü ve dayanışmanın vurgusu öne çıktı.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Antep’in Akdere Mahallesi’nde kadın ve çocuklarla...

Kız Kardeşlik Köprüsüyle Hayatı Yeniden Kuruyoruz kampanyamız kapsamında Antep’te Nar Sanat Derneği...

Depremzede çocuklar için ‘Gökyüzü Çadırı’ Antep’e...

Bakırköy Emek Partisi İlçe örgütü çağrısıyla Bakırköylü kadınların hazırladığı Gökyüzü Çadırı Antep’...

Gökyüzü hepimize umut olsun

Bir haftalık sistematik ve örgütlü çalışmamızın sonunda çocuklarımıza iki çadır ve tam teşekküllü bi...