Gökyüzü hepimize umut olsun
Bir haftalık sistematik ve örgütlü çalışmamızın sonunda çocuklarımıza iki çadır ve tam teşekküllü bir oyun, sanat ve öğretici alanı yaratmış olduk. Gökyüzü Çadırı hepimize umut olsun istedik.

Türkiye 6 Şubat sabahı itibarıyla korkunç bir depremle karşı karşıya kaldı. Art arda iki çok şiddetli deprem yıkımının yaşandığı 10 kentteki yurttaşların bir kısmı korkunç binaların (şehirleşmenin) altında oracıkta can verdi, bir kısmı göçük altında yaşam mücadelesi verirken bir kısmı da yeryüzünde yaşadıkları afetin travmalarıyla yüz yüze kaldı.
Gerekli vazifeyi çıkarmayan devlet ve iktidar depremin olduğu günden itibaren sınıfta kalmıştı. O 10 şehrin dışında haberi duyan herkes canhıraş yardım etmek duygusuyla ellerinde avuçlarında ne varsa deprem bölgesine gönderme çabası içine girdiler. Biz de Emek Partisi Bakırköy ilçesi olarak ilk elden neler yapabileceğimizi planlamaya başlamıştık. Çok hızlı bir şekilde kim elinde ne var ne yok getirdi ve toparlayıp çarçabuk deprem bölgelerine gönderdik. Bir sonraki yardımımız planlı programlı bir proje olsun istedik. Tabii ki depremden hayvanlar, bitkiler, kadınlar, erkekler ve çocuklar fazlasıyla etkilenmişti, herkese yardım etmek gerekiyordu ama biz devlet değildik ve sadece işçisi, emekçisi, memuru ve küçük çaplı işletme sahipleri yani her meslekten her koldan yardım etmek isteyen bütün gönüllü dostlarımızla “Gökyüzü Çocuk Çadırı”nı kurmaya karar verdik. Çadırları Antep Nar Sanat Derneğinin olduğu yere kuracaktık. Bu kararı alırken üzerine düşünüp çocuklar için alacağımız her malzemenin onlara doğru şekilde ulaşması ve işinin ehli kişiler tarafından da çocuklara faydalı hale getirilmesinin çok önemli olduğuna kanaat getirdik. Bu durumda artık hedefimiz belliydi ve çocuklarımız için dört elle işe koyulduk. Çünkü çocuklarımızın yaşadıkları travmayı göz ardı edemezdik, evet kıyafetleri olmalıydı soğuktan korunmak için ve yiyecekleri olmalıydı yaşamak için ama bütün bunların yanı sıra en önemli şeylerden biri de onların ruhuna dokunmaktı ve bunun için sağlam bir ekip kurmaya karar verdik. En güzel tarafı da hepimiz her şeyi yapmaya hazırdık.

ÇOCUKLAR HEM UMUT OLDU HEM DESTEK
Ekibimizde her meslekten arkadaşımız vardı ama konu çocuk olunca eğitimci, çocuk gelişimci ve psikolog özellikle olmalı diye düşündük. Çocukların ihtiyaç listesini çıkardık, listemizi her bir arkadaşımız sosyal medyada ve gruplarda paylaştı. Çevremizdeki birçok insanı bu proje heyecanlandırmıştı. Çok güzel dönüşler aldık, çok çabuk bir şekilde toplanma alanına oyuncaklar, boya kalemleri, bebek bezleri, mamalar, kırtasiye malzemeleri gelmeye başladı. Kadınlı erkekli herkes bir şey getiriyordu ama kadınların bu süreci daha fazla sahiplendiğine şahit olduk. Gerek el emekleriyle gerek parayla aldıkları ürünleri özenle getirdiler. Etrafındaki her kadını katmayı kendilerine görev edindiler. Çevremizdeki herkes bu kampanya için maddi yardımda bulundu. Erkek arkadaşlarımız da çadırlardan masalara kadar alınacak her şey için hem kaliteli hem ucuz alacakları yerleri özenle seçip pazar araştırması yapıp daha çok çocuğa ulaştırmak üzere malzemeleri aldılar. Ama en güzeli de çocukların kendi arkadaşları için en sevdikleri oyuncakları paketleyip üzerlerine notlar iliştirmesiydi. Çocuklar kampanyaya hem umut oldular hem de destek. Bir haftalık sistematik ve örgütlü çalışmamızın sonunda çocuklarımıza iki çadır ve tam teşekküllü bir oyun, sanat ve öğretici alanı yaratmış olduk. Hep birlikte her şeyi istifledik, paketledik ve koliledik. Son olarak da tıra yükleyip yola çıkmasını sağladık. Çok içimize sinen bir dayanışma oldu. Dayanışmaya katılan bütün arkadaşlarımız için hem uyumlu hem de öğretici bir proje oldu. Yeryüzü çocuklarımıza korku ve acı getirdi ama gökyüzü hepimize umut olsun istedik. Bu projenin birçok kişiye örnek olacağını bilmek bizim mükafatımız olacaktı. Dayanışma duygusunun bize güç verdiğini hep birlikte hissettik. Dayanışma yaşatır. Bizimle olan herkesin eline, emeğine sağlık.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül