KÜLTÜR SANAT
Bu sergi bildiklerinizden değil! Katılımcı ve herkesin üretimine açık. Bu sergide, Göçmen Kadınlar Birliği dünyayı nasıl algıladıklarını anlatıyor.
Bunca ayrı vagon tantanası varken şuraya bir parantez açalım, kadınlar toplumdan soyutlanmayı, vazgeçmeyi değil mücadeleyi seçti, seçiyor. Tıpkı Mısır’daki gibi...
İnsan yitirdiğine türkü yakar derler, hatta hiç kavuşamadığına, elinde olmayana. İşte hepimize tanıdık gelecek adalet türküleri, şiirleri...
Süreyya’nın bebeğinin engelli doğacağını bile bile doğurmak istemesi bir nevi “annelik” tescili haline geldi dizide. Peki ama meseleler böyle çözülebilir mi?
Sanatçı Arzu Yayıntaş, Ordu’da daha önce tahrip edilen ve yakın zamanda da ayakları kırılan 3 kadın heykeline yönelik saldırıları yazdı.
Toplumsal bir sorun olarak kadın meselesi Sennur Sezer’in ideolojik görüşüyle iç içe genişler şiirlerinde. Ama hiçbir zaman kişisel yargılarda bulunmaz ve herhangi bir acıyı dramatize etmez.
Kadınların hayatlarında ne varsa dillerine de yansıyor ve aykırı bir kadın olarak da görüldüğüm için hareket alanım biraz daha genişliyor
Şebnem İşigüzel’in Duygu Asena Kadının Hâlâ Adı Yok roman ödüllü kitabı Gözyaşı Konağı Ada 1876 “hüzünlü ama derin karanlığı olmayan” bir aşk hikâyesi...
Pek çok erkek eşlerini "ev işlerinden sorumlu müdür" gibi görür ve işleri söylenmeden değil, ancak karısı ondan istediğinde yapması gerektiğini düşünür... Sizin evde de durum böyle mi?
Sema Kaygusuz öyküleriyle yakın geçmişe götürür bizleri. Okurunu şaşırtan, sürprizli öyküler değildir bunlar. İnsanı sarsan, benimsediğimiz kalıpları sorgulatan, sınırları zorlayan öykülerdir.
Bu şarkılar Ceylan gibi çocukların hikayeleriyle tanışılmasına vesile oluyor. Evladının etrafa savrulan parçalarını eteğine toplayan annenin feryadına ortak olmaya çağırıyor.
Gayet de dans edebilir efendim. Bakınız ‘Büyük Beden Hareketi’ adlı kadın dans grubu bunu çok da güzel ortaya koyuyor. Yeter ki kadınlar özgüvenlerini kaybetmesin.
Şöyle önünden hızlıca geçtiğimiz ağaç kavuklarının belki de söyleyecekleri bir şeyler vardır, hiç düşündük mü? Çin'de Wang Yue adlı kadın ağaç kavuklarını adeta konuşturuyor...
Catherine Dickens bir yazar, aktris ve çok iyi bir aşçıydı ama bütün meziyetleri evliliği yüzünden gölgede kalmıştı ve siz onu Charles Dickens’ın huysuz karısı olarak tanıdınız...
Cinsiyetçi kitapların sayfalarına çizimler yaparak sunan ve bu şekilde kadınlara güçlü mesajlar veren Melissa Dinwiddie için yaratıcı ifade günlük hayatın bir parçası haline gelmeli.
Kaynanalar, gelinler, eltiler, görümceler... Kimi zaman iltifatlarla, kimi zaman laf sokmalarla dışa vurulan beğeni, onaylama, dışlama, haset... Kim, büyük ailenin neresinde?
Kimi zaman çocukların “ekmek” diye bağırışı yükselir gravürlerinden, kimi zaman bir annenin ölü çocuğunun çıplak bedenini sararkenki acısını çarpar suratınıza... “Artık kimse savaşta ölmemeli”
Azize, eski ve yeni kocanın uğrunda birbiriyle kıyasıya mücadele ettiği ödül durumuna girdi adeta. Ama bütün bu olanlardan ötürü zihinsel ve duygusal bir sarsıntı geçiriyor olsa da mağdur değil
Hacettepe Üniversitesi Kadın Çalışmaları Topluluğu için bir tiyatro atölyesi oluşturma fikri amatör, yarı-profesyonel tiyatro ile ilgilenen arkadaşlarımızın varlığıyla ortaya çıktı.
Susanne Neumann 36 yıl temizlik işçiliği yapmış, şimdi ise kanser tedavisi görüyor. Bu arada boş durmamış, kendisinin ve kendi gibi kadınların hikayesini yazmış.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.