Almanya’da kadınlar 2021’i yine pandemi önlemleriyle geçirdi. Kısa çalışma, uzaktan eğitim, evden çalışma, izolasyona bağlı olarak artan şiddet, özellikle yaşlı kadın yoksulluğu ve pandemi koşullarına bağlı olarak sınırlı da olsa protesto eylemleri 2021’i şekillendirdi.
2022’ye ise sözleşmesinde kadınlara yenilikler vadeden SPD/Yeşiller ve FDP hükümetliye giriliyor. Özetlersek koalisyon sözleşmesinde kürtajla ilgili ‘reklam’ yasağının (219a paragrafı) kaldırılacağı, göçmen kadınlar için eşten bağımsız oturma izninin ve aile birleşiminin kolaylaştırılacağı, özellikle kadınların çalıştığı mini işlerde kazanılan aylığın 520 avroya çıkarılacağı, Hartz 4 adı verilen yoksulluk parasının adının Bürgergeld olarak değiştirileceği, kadına yönelik şiddetle daha etkili mücadele edileceği, kadın sığınma evlerine daha fazla para ayrılacağı gibi iyileştirici kararlar var.
Ancak kadını evde kalıp bakım işlerini üstlenmeye özendiren evliliğe bağlı vergi indiriminde (Ehegattensplitting) herhangi bir değişiklik yapılmadı, kadın mesleği olarak damgalanan bakım, temizlik, eğitim, sağlık alanındaki işlerinin değerinin (kazanılan ücretin) artırılması sadece genelde geçerli olacak asgari ücretin 12 avroya çıkarılmasıyla sınırlı kaldı. Hartz4 ise isim değişikliğiyle bırakıldı. Çalışılan işin ilk saatten itibaren sigortalı olması koalisyonun gündemine bile girmedi. Yetersiz de olsa koalisyonun kadın programının hayata geçirilmesi sokaktan, kadınlardan baskı yapılmasına bağlı. Bu nedenle 2022’de de kadınları haklarını elde etmek için mücadele bekliyor.
2021’DE NELER OLDU
ÇALIŞMA YAŞAMI
Sendikalara yakın Hans Böckler Vakfının bir araştırmasına göre pandemi kadınların haftalık çalışma sürelerini zorunlu olarak azaltmalarına neden oldu. Çoğu kadın ev okulu nedeniyle çocuk bakımı ve para getiren işini birlikte sürdürmek zorunda kaldığından çalıştığı süreyi kısalttı. Pandemi öncesi kadınlar ücretli bir işte erkeklere göre haftada ortalama beş saat daha az çalışıyorlardı. 2021 başında çalışma saatleri arasındaki fark altı saate çıktı.
Bakıma muhtaç çocukları olan çalışanlar arasında sonbaharda kadın erkek çalışma saati farkının haftada on bir saat olduğu belirtildi. Bu fark krizden önce on saatti.
Mini işlerde çalışan kadınlar kapanma dönemlerinde kısa çalışma parası alamadıklarından sosyal yardım başvurusunda bulunmak zorunda kaldı. Sosyal yardımla yaşayanlar arasında bekar annelerin sayısı arttı. Sağlık, perakende, kamu ve temizlik alanında haklarını elde etmek isteyen kadın emekçiler TİS dönemlerindeki uyarı grevi ve eylemlere aktif katıldılar. Özellikle sağlık ve kamu alanında uzun süreli grev ve eylemler yapıldı. Kadınların mini, sigortasız, kısa süreli, düşük ücretli işlerde istihdamında, yani çalışmalarına rağmen sosyal yardımla yaşamalarında ve yaşlılıkta yoksulluğa mahkum olmalarında herhangi bir değişiklik olmadı.
80 YAŞ ÜSTÜNDEKİ YOKSULLARIN ÇOĞU KADINDI
Federal Aile Yaşlılar Kadınlar ve Gençler Bakanlığının bir araştırmasına göre, 2021’de Almanya’da 80 yaşın üzerindeki insanların neredeyse dörtte biri yoksulluktan etkilendi.
En düşük gelirli çok yaşlılar grubundaki veriler, kadınların yoksulluktan erkeklerden daha fazla mağdur olduğunu ortaya koydu. Buna göre, çok yaşlı kadınların yüzde 26.1’i yoksulluk sınırının altında yaşarken, erkeklerde bu oran yüzde 16.9.
Yaşlılardan da sorumlu yeni Federal Aile Bakanı Anne Spiegel; “80 yaş üstü yoksul kadınların oranı, aynı yaş grubundaki erkeklere göre neredeyse yüzde on oranında daha fazla. Bu, daha düşük ücretin, aynı zamanda daha uzun yarı zamanlı çalışma ve çalışma hayatındaki molaların, kadınların yaşamlarını ne kadar önemli ölçüde etkilediğini gösteriyor. Cinsiyetler arasında halen var olan ücret farklarını kapatmak için her şeyin yapılması gerekiyor.” açıklamasını yaptı.
KÜRTAJ YASAKLARI DEVAM ETTİ
Kürtajı suç olarak gösteren 218 ve 219a paragrafları varlıklarını korudu. 219a’nın reformu ile sorunun çözüldüğünü iddia eden hükümet partileri sadece merkezi bir online site ile yasak savmış oldular. İnternet sayfalarında kürtajla ilgili bilgi veren doktorlar cezalandırılmaya devam etti. Kürtaj yasaklarının 150. yılı nedeniyle 15 Mayıs’ta ülke çapında eylemler yapıldı. Geniş bir birlik tarafından organize edilen eylemelere güçlü katılım oldu. Eyll ayındaki sağlıklı kürtaj eylemlerinde de kadınlar kürtaj yasaklarına karşı sokağa çıktı. Sürdürülen mücadelenin sonucu olarak yeni hükümet 219a paragrafının kaldırılması konusunda anlaştı.
ŞİDDETLE MÜCADELE LAFTA KALDI
Bu yıl eylül sonunda açıklanan verilere göre Almanya’da 215 erkek 103 kadın ve 20 çocuğu ve 4 erkeği ilişkiye bağlı olarak öldürdü, 120 kadın, 6 çocuk ve 7 erkek, bazıları hayati tehlike taşıyacak şekilde, yaralandı. Pandemi başladığından bu yana özel koşullar nedeniyle aile içi şiddetin arttığından, kadınların suç duyurusunda bulunma zorluğu çektiğinden söz edildi ancak her zamanki gibi dikkate değer bir adım atılmadı. Kadına yönelik şiddetle mücadele ettiklerini iddia edenler kadın sığınma evlerinin kapasitesini, ayrılan bütçeyi artırma konusunda bir şey yapmadı. Şiddet gören kadınlar yer olmadığı için geri gönderildi. İstanbul Sözleşmesi’nin göçmen ve mülteci kadınlara yönelik maddelerine getirilen çekinceler devam etti. Sorunları göç yasası üzerinden değerlendirilip sürüncemeye bırakıldı. “Çok acil olmadığı” gerekçesiyle bazıları sınır dışı edildi. Yıllardır talep edilmesine rağmen ülkelerindeki gelenekler nedeniyle baskı ve şiddetle karşı karşıya kalacaklarından cinsel yönelimin iltica nedeni sayılması gündeme bile gelmedi.
GÖÇÜN 60. YILINDA KADINLAR YİNE AZ GÖRÜLDÜ
Almanya-Türkiye İşgücü Sözleşmesi’nin 60. yılında çok sayıda etkinlik, kutlama yapıldı, sergi açıldı, kitap basıldı, belgesel hazırlandı. Her ne kadar her etkinliğin, serginin, kitabın, filmin içinde yer alsalar da kadın göçünün enine boyuna ele alındığı, sorunların ve çözüm önerilerinin tartışıldığı etkinlik sayısı sınırlı kaldı. Kadınlarla ilgili söylemler de ‘gurbet’ acıları, psikosomatik hastalıkları, gördükleri şiddet, dil bilmezlikleriyle kurban rolünden Biontech sahiplerinden Özlem Türeci gibileriyle kahraman rolü arasında gitti geldi. Aradaki ezici çoğunluk anlatmaya değer görülmedi.
PANDEMİYE RAĞMEN MÜCADELE
Kadınlar sadece grevlerde aktif ve kitlesel yer almakla kalmadılar. Sağlık alanında ve ev kiraları ve yeterli konutla ilgili olarak oluşturulan yerel inisiyatiflere katılan kadınların sayısı arttı. Pandemiye rağmen 8 Mart’ta geniş katılımlı sokak eylemleri yapıldı. 15 Mayıs ve 28 Eylül’de yapılan kürtaj eylemleri kadar, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nde de taleplerini sokakta ifade ettiler. Alman Kadın Konseyi gibi merkezi kadın örgütlerinin seçimlerde parti listelerinin kadın erkek eşitliği temelinde belirlenmesi talebi Anayasa Mahkemesinden geri döndüyse de son federal parlamentoya giren kadın sayısında artış oldu.
Fotoğraflar: Ekmek ve Gül
İlgili haberler
Almanya'da imzalanan koalisyon sözleşmesi kadınlar...
Almanya'da yeni hükümet kurulurken koalisyon sözleşmesi imzalandı. Olumlu değişiklikler kadınların t...
Almanya'da 25 Kasım: 'Taleplerimizin yaşama geçiri...
Almanya'da kadına yönelik şiddet artarken 25 Kasım'da kadınlar şiddete karşı bütüncül önlemler, kadı...
Almanya’da mücadele sonuç verdi: 219a kaldırılacak
Almanya’da kurulacak olan koalisyon hükümeti doktorların internet sayfalarından kürtajla ilgili bilg...
Almanya'da yeni hükümet ve kadınlar…
Almanya'da koalisyon hükümeti görevine başladı ancak değişiklikler kürtajı belli kurallara bağlayan...
Kadınlar: Almanya‘ya geliş ve kalış…
Çoğumuz özellikle göç sürecindeki kadınları, 'gurbet'le 'vatan' arasında gidiş gelişleri, Almanya'ya...
Almanya’ya işçi göçünün 60’ıncı yılı| Kadınların g...
Türkiye’den Almanya’ya işçi göçünün 60’ıncı yılında Yönetmen ve Senarist Didem Şahin, Göçmen İşçi Ne...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.