Almanya’nın farklı şehirlerinde kadın örgütleri, antifaşist örgütler ve farklı kurumların çağrılarıyla 25 Kasım eylemleri gerçekleşti. Eylemlerden iki gün önce Aile Bakanlığı tarafından açıklanan istatistiklere dikkat çekilerek şiddete karşı İstanbul Sözleşmesi’nin çekincesiz uygulanması başta olmak üzere şiddete karşı bütüncül önlemler alınması, kadın sığınma evleri açılması, şiddete karşı mücadeleye ayrılan bütçelerin artırılması ve ILO 190 Sözleşmesi’nin onaylanması talep edildi. Koalisyon anlaşmasının sağlandığına da değinilen eylemlerde, “kadınların taleplerinin yaşama geçirilmesi için daha kaç koalisyon kurulması gerekiyor?” sorusu soruldu.

2020’DEN BU YANA ALMANYA’DA EV İÇİ ŞİDDET ARTTI
2020 yılında aile içinde şiddet eylemlerinin sayısı önceki yıllara göre daha da arttı. Almanya’da mevcut istatistiklere göre partneri ya da eski partneri tarafından 146 bin 655 kadın şiddete uğradı. Bu, bir önceki yıla göre yüzde 4,9’luk bir artışa tekabül ediyor.
Aile içi şiddetten en çok kadınlar etkileniyor: 2020’de 139 kadın ve 30 erkek partnerleri veya eski partnerleri tarafından öldürüldü. Mağdurların yarısından fazlası şiddeti uygulayan ile aynı evde yaşıyordu.
ALMANYA’DA HER SAAT 13 KADIN PARTNER ŞİDDETİ GÖRÜYOR
Federal Kriminal Dairesi (BKA) ve Aile Bakanlığı, bildirilmeyen çok sayıda vaka olduğuna dikkat çekiyor. BKA Başkanı Holger Münch rakamları sunarken, “Suçların çoğu dört duvar arasında gizlice işleniyor” dedi. Federal Aile Bakanı Christine Lambrecht istatistikleri açıklarken Almanya’da her saat ortalama 13 kadının partner şiddetinin kurbanı olduğunu söyledi. Her iki buçuk günde bir kadın, partneri veya eski partneri tarafından öldürülüyor.
Kadına yönelik şiddet yardım hattı geçen yıl çağrı sayısında yüzde 15’lik bir artış kaydetti. Yardım hattının başkanı Petra Söchting, toplam 51 bin 400 görüşme gerçekleştiğini söyledi. Karantinanın ilk sürecinde önemli bir artış gözlemlendi.
2020’de çok sayıda vaka izolasyon nedeniyle suç duyurusunda bulunulmadığı için karanlıkta kaldı.

KIRMIZI AYAKKABILAR BİR KIZ KARDEŞİMİZİ DAHA KAYBETMEYELİM DİYE

Fotoğraflar: Göçmen Kadınlar Birliği

Göçmen Kadınlar Birliği 25 Kasım dolayısıyla yaptığı açıklamada “Tüm kadınların şiddetten korunması İstanbul Sözleşmesi’nin önemli bir ilkesidir. 59. Maddeye getirilen çekinceyle, şiddete uğrayan göçmen kadınların eşlerinden bağımsız oturma izni almaları mümkün değil. Dünyanın her yerinde artan kadına yönelik şiddet ve yine uygulamaya sokulmak istenen gerici kadın politikaları karşısında kadınlar ve kadın örgütleri direniyor. Göçmen Kadınlar Birliği olarak şiddete maruz kalmadığımız, nasıl yaşayacağımıza yalnız kendimizin karar verdiği bir dünya yaratma mücadelesinde dünyadaki tüm kadınlarla dayanışma içindeyiz. Bu mücadeleyi yaşamımızın her alanında, her koşulda taleplerimizle sürdüreceğiz” dedi. Gün boyu Almanya’nın farklı şehirlerinde yapılan eylemlere de katılan kadınlar ayrıca “Bir kişi daha eksilmeyeceğiz” çağrısı ile evlerinin camlarına ve balkonlara kırmızı ayakkabılar asarak şiddete karşı taleplerini ifade ettiler, çektikleri fotoğrafları da sosyal medyadan paylaştılar.

KÖLN

Köln’de bini aşkın kadın Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararsı Mücadele Günü'nde “Geceleri geri alacağız” sloganıyla eylem yaptı. Yapılan konuşmalarda müstakbel Yeşiller-Sosyal Demokratlar (SPD) ve Liberal Demokratlar (FDP) hükümetinin kadınlara yönelik şiddetle mücadeleye gereken bütçeyi ayırması, kadın sığınma evlerinin kapasite ve personelinin artırılması, İstanbul Sözleşmesi'nin çekincesiz uygulanması talep edildi.

Fotoğraflar: Ekmek ve Gül

BERLİN

25 Kasım kapsamında, Berlin'de de eylemler yapıldı.
“Şiddete karşı koruma ve eşitlik!” şiarıyla 30’dan fazla kadın örgütü, kadın derneği, inisiyatif ve kurumunun organize ettiği 25 Kasım eyleminde, özellikle kadınları şiddetten, cinsiyet eşitsizliğinden korumaya çalışan ve yine kadınlara her konuda bilgi sunan dayanışma ağlarına kalıcı ve güvenli bütçeler sağlanması talep edildi.  
“Bürokratik olmayan güvenli finansman!”,
“İstanbul Sözleşmesi geri çekilemez, çekincesiz uygulanmalı!”,
“Kadın- erkek eşitliği devletin sorumluluğudur, eşitlik sağlanmalı!”,
“Kadınlar ve çocuklar için danışmanlık hizmetleri”,
“Şiddete maruz kalan kadın ve çocukları için yeterli barınma”,
“Adalet, sosyal hizmet, eğitim ve sağlık alanlarından vasıflı işçiler”,
Aile içi şiddeti takip etmek ve bunlarla başa çıkabilmek için, gündüz bakım merkezlerinde ve okullarda şiddeti önleme çalışmalarını yaygınlaştırın” talepleri dile getirildi.
Berlin’de 25 Kasım kapsamında yapılan diğer bir eylem ise, Enternasyonalist Feministler İttifakı’nın, “Devrimci 25 Kasım” a çağrısı olarak gerçekleştirildi.
Yine 25 Kasım kapsamında Berlin’in farklı semtlerinde belediyelerin Eşit Haklar Dairelerinin düzenlediği çok sayıda etkinlik gerçekleştirildi.
Pandemi tedbirleri ile yapılan etkinliklere, pandemi vakalarındaki artışa ve tedbirlerin artırılmasına da bağlı olarak önceki yıllara göre daha az sayıda katılım oldu.

FRANKFURT

Fotoğraf: Göçmen Kadınlar Birliği

Frankfurt'ta da kadınlar Almanya'nın diğer şehirlerinde olduğu gibi benzer taleplerle yan yana geldi, artan şiddete, şiddete yönelik yeterli önlemlerin alınmamasına karşı ses çıkardı.

HAMBURG

İstanbul Sözleşmesi'nden Vazgeçmiyoruz | Fotoğraf: Göçmen Kadınlar Birliği

Hamburg'da kadınlar, İstanbul Sözleşmesi'nin koşulsuz uygulanmasını, kadınlara ayrılan bütçenin artırılmasını talep etti.

STUTTGART

Almanya Stuttgart’ta sendikalı kadınlar 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nde bir araya gelerek 27 Kasım’da yapılacak yürüyüş ve miting için pankart hazırladılar.

Hayatın birçok alanında devam eden eşitsizlikler iş yaşamında da en keskin şekilde devam ediyor. Bu nedenle sendikalar ve sendikaların kadın örgütleri özellikle de toplumsal yaşamın her alanındaki eşitsizlik ve şiddete karşı mücadele ediyorlar.

Hazırlanan pankartlarda işçi kadınların talepleri yanında şiddetin sonuçlarına dikkat çekildi.  

Fotoğraflar: Ekmek ve Gül

Kamu emekçileri sendikası Ver.di Stuttgart Politik Sekreteri Sidar Çarman, “Sadece 25 Kasım’da değil ama her gün kadınların şiddet ve ölüm tehditleriyle karşı karşıya olduklarını bilerek buradayız. Kadınların özgür, eşit ve ekonomik olarak bağımsız ilişkilere ihtiyacı var. Almanya gibi bir ülkede aynı işi yapıyor olsalar da kadın işçiler hala düşük ücret almakta. Bunun için sendikalar eşit işe eşit ücret talep etmekte; işyerlerindeki koşullar, örgütlenmenin engellenmesi de kadınlar üzerinde artan bir baskı anlamına geliyor” dedi.

Münih, Karlsruhe, Ulm vb.şehirlerde de eylemler yapıldı. Eylemlerin yanısıra balkonlara asılan kırmızı ayakkabılar eşliğinde kadın cinayetleri protesto edildi.

BİELEFELD

Kadına Yönelik Şiddete karşı Uluslararası Mücadele Günü olan 25 Kasım’da Bielefeld’de bir yürüyüş gerçekleşti. Yürüyüş FemNet ve Gleichstellungstelle tarafından yapılan çağrıya yaklaşık 200 kişi katıldı. Belediye önünde başlayan yürüyüş Kesselbrink meydanında bir mitingle devam etti. Burada yapılan konuşmalarda kadına yönelik şiddetin gittikçe arttığı, özellikle pandemi döneminde bunun daha da arttığı dile getirildi. Şiddete karşı bugün kadınların daha çok mücadele etmesi gerektiğini ifade eden kadın konuşmacılar, mücadelenin önemi gün geçtikçe daha da artıyor dediler.

ULM

Ulm'da kadınlarla “Halam Geldi” filmini izleyen kadınlar, ardından filmi birlikte tartıştı. Film, çocuk yaşta evlilikler, kadının ezilmesi ve toplumsal cinsiyet rolü hakkında. Etkinlik üzerine konuşan kadınlar: “Zor şartlar altında bile bugünde bir araya gelmeyi ve bu konuyu konuşmayı gerekli gören kadınlar, dışarıda gösteri yapma imkanı yoksa en azından birlikte kadının durumu, nedenleri ve çözümleri hakkında konuştular. Bu, birlikte ele almak istediğimiz yeni ihtiyaçlar ve konularla sonuçlandı. Sonunda taleplerimizle ortak bir fotoğraf çekildi” dedi.

MANNHEİM

Mannheim’da, 150 kiŞi Schloßplatz’dan Marktplarz’a yürüdü. Yürüyüşe değişik kadın gruplarından oluşan Feministische Bündnis Mannheim çağrı yaptı. GKB Mannheim, Federal Parlamento Üyesi, Gökay Akbulut, Sol Partiden Hanna Böhm ve konuşmacılar daha fazla sığınmaevinin açılmasını, İstanbul Sözleşmesi’nin Almanya’da da çekincesiz uygulanmasını talep etti. Gençlerin de katıldığı yürüyüşte artan ırkçılığa ve cinsiyetçiliğe, bunların artmasına zemin hazırlayan politikalara karşı sloganlar atıldı.