MEKTUP

Yolsuzluk yapanlar bizden fedakarlık bekliyorlar

Evin tüm yükü omuzlarımda ve bu şartlarda 1400 lira ile geçinmemizi bekleniyor. Kendileri en lüks otomobillere binip, yolsuzluk yaparken üstelik. Aylardır evimize et girmedi. Buna yaşamak mı denir?

Aman ha surat asmayın, sorunları belli etmeyin!

Müşteri firmalar denetime geliyor. Bütün fabrikayı tembihliyorlar “Aman ha surat asmayın, sorunları belli etmeyin.” Bütün sorunlara geçici bir çözüm bulunuyor. Müşteriler gittikten sonra aynı usul.

Yaşamımızı savunmak için ısrarcı olmalıyız

53 yaşında, 3 çocuk annesi Güler. Geçimini merdiven silerek sağlıyor. Yoksulluğun daha çok ezdiği Güler yine de hayata sımsıkı tutunup, “Israr etmeliyiz” diyor.

Stajyer hemşire sömürüsü

İşsizlik sorununu kadın ve gençlere bağlayan hükümet, bize bu imkanları sağlayamıyorsa, örneğin, GAÜN sağlık bilimleri fakültesi her yıl neden 200 öğrenci almaya devam ediyor?

Taşeron kadın işçi anlatıyor: Evim bile ev gibi kokmuyor artık!

Hükümetin taşerona kadro vaatleri sürerken asgari ücretli bir taşeron kadın işçi yaşamını anlatıyor: Çocuklarımın karnını doyuracak, her an atılmak korkusuyla yaşamayacağım bir iş istiyorum.

Dün Özgecan bugün Zelal, hiçbir önlem yok

Mersin Emek Gençliğinden Merve Karataş kaçırılan Zelal Topçul’u yazdı: Özgecan için kılını kıpırdatmayanlar Zelal için de kaygılanmıyor. İstediğimiz dünyayı ancak biz kurabiliriz.

Mücadelenin kadın hali sokaklarla birlikte evlere giriyor

“Yaşamlarımıza yapılan müdahalelere karşı mücadelemizdeki heyecanımız ve kararlılığımız olmazları gerçek kılan bütün kız kardeşlerimize umut olsun...”

Biz kadınlar birlikte güçlüyüz

25 Kasım vesilesiyle kadınlar toplantılarla, etkinliklerle bir araya geldi. Bu etkinliklerden biri de Alibeyköy’de yapıldı.

Mirabel kardeşlerin bize öğrettiği

25 Kasım haftası Derneklerinde yaptıkları etkinliklerle bir araya gelen Buca Evka 1 Kadın Kültür ve Dayanışma Evi üyesi kadınlar dayanışmalarını güçlendirdi.

Şiddete karşı durmak örgütlü mücadeleden geçer

Malatya’dan lise öğrencisi Kıvılcım’ın kadına yönelik şiddetle ilgili yazdıklarına kulak verelim: ‘Şiddete dur demenin yolu örgütlü olmaktan, mücedele etmekten, dayanışmaktan geçiyor.’

Kadınlar bu düzeni mücadeleyle değiştirecek!

Çilem, Nevin, Ayşegül Terzi, Özgecan ve nice kadın... Hepsinin yaşadıkları, yaşadıklarımız çok önemli bir şey öğretti bize; olanı değiştirmek ve mücadele etmek.

Bir çocuğun söyleyemediği çok şey olabilir

Malatya’dan Kıvılcım Eftelya Açıkgözoğlu, tanıştığı bir kadının çocukluk hikayesini paylaşıyor bizlerle. Ancak ne yazık ki, bu hikayenin içeriği bir çocuğa yapılacak en büyük kötülüklerle dolu.

Çocukların eğitimi, eğitimcilerin iş güvencesi neden sağlanmıyor?

‘Çiğli’de okul servisinde unutulduğu için ölen Alperen, üzerine lavabo düşerek ölen Efe’den hiç mi ders alınmıyor?’ diye soran anaokulu öğretmenine hangi sorumlu, ne cevap verebilir!

Şiddetin içe kanayan yanını anlatıyorum, dinleyin...

Bir arkadaş ziyareti, sokakta el ele yürümenin cesareti, parkta konudan konuya bir muhabbetin gösterdikleri... Hepsinde içimizde kanayan bir şeyler açığa çıkıyor. Şiddet; hepsinin ortak adı oluyor.

Velilerin başı dertte: ‘Çılgın sınıf annelerinin’ pahalı hediye hevesi

Eğitimde bir sürü sorun varken bu sıralar bir derdi daha var velilerin: Öğretmenler Günü. Çılgın sınıf annelerinin öğretmenleri pahalı hediyelere boğma hevesine maruz kalan velilerin başı dertte.

Birlikte her şeyi başarırız

Müftülere resmi nikah yetkisi verilmesine karşı Batıkent Kardelen Mahallesi'nde imza kampanyası yürüten kadınlar bir araya geldikleri kadınlarla yaptıkları tartışmaları yazdı.

Bir anne çocuklarını kapının önüne koyar mı Gönül anne?

‘Reklamlarında kadınların emeğinden bahseden Göçmen Börekçisinin yeni doğum yapmış kadın işçilere bebeğini emzirmesi için süt iznini dahi kullandırtmadığını biliyor musunuz? Biz biliyoruz.’

Patronun işçi temsilcisi olduğu bir düzeni kabul etmiyoruz

Tekstil fabrikasından çalışan kadın işçi çalışma koşullarını anlattığı mektubunda kendilerini yine kendileri gibi işçi olanların temsil ettiği, temsilcilerini kendi seçtikleri bir düzen istiyor.

Ah bu nefret!

‘Nasıl? Nasıl yardım edeceğim? Dilini bilmediğim, dilimi bilmeyen birine -ki o bir çocuksa- nasıl yardım edeceğim? Niye duruyordu bu insanlar? O bir çocuk…’