25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin her yerinde kadınlar taleplerini dile getirmeye devam ediyor. İstanbul’daki iş yeri eylemlerinden biri Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Prof. Dr. Murat Dilmener Hastanesi önünde gerçekleşti.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Aksaray Şubesinin çağrısıyla bir araya gelen sağlık emekçisi kadınlar burada basın açıklaması yaptı. Hazırlanan ortak metni SES Aksaray Şube Eş Başkanı Birsen Seyhan okudu. “Bugün haklarımıza ve hayatlarımıza kastedenlere karşı taleplerimizi bir kez daha iş yerlerimizden ve alanlardan hep birlikte dile getiriyoruz” diyerek söze başlayan Seyhan, “25 Kasım 2024’ten bu yana kadınların sadece bugününü değil geleceğini de tehdit eden politikalar birer birer gündeme getirildi. LGBTİ düşmanlığı ile birlikte uygulanmaya başlanan ‘aile yılı’ politikalarıyla emeğimiz daha da ucuzlatılıyor. Miras gibi en temel medeni haklarımız tehdit altında…” dedi.
“Kadın cinayetleri sürüyor, şüpheli ölümler artıyor”
Yargı paketinin cinsiyetçi saldırganlığı daha da artıracağına dikkat çeken Seyhan, şunları söyledi: “Öte yandan kadın cinayetlerinin sürgit devam ettiği, Rojin gibi ‘şüpheli’ denilerek karanlıkta bırakılmak istenen kadın ölümlerinin sayısının arttığı bir yıl geçirdik. 2025 yılının 11 ayında en az 262 kadın öldürüldü, aynı dönemde en az 408 kadının ölümü basına ‘şüpheli’ olarak yansıdı. 2025 yılını ‘aile yılı’ ilan eden ancak bir yandan da emekçi ailelerini yıkıma sürükleyen ucuz emek politikasında ısrar eden iktidar, tüm yükü kadınların sırtına yıkmak istiyor. ‘İş ve aile yaşamını uyumlulaştırıyoruz’ yalanıyla uygulanan yarı zamanlı çalışma, kadınların emeğini daha ucuz ve güvencesiz hale getiriyor. Kadınların hem en kötü koşullarda çalışması hem de aileye daha bağımlı hale gelmesi isteniyor.”
“Dilovası’daki patlama bir kaza değil, toplu cinayettir”
Seyhan konuşmasına şöyle devam etti: “Dilovası’nda parfüm fabrikasında yaşanan patlama bu tablonun bir sonucudur. Evlerine ekmek götürebilmek için en ağır koşulları kabul etmek zorunda bırakılmış kadınlar, okul sıralarından koparılıp tehlikeli ortamlarda çalışmaya itilmiş çocuklar göz göre göre öldürüldüler. Evet, bu olay bir kaza değildir; failleri belli bir toplu cinayettir! Başta patron olmak üzere bu katliamda sorumluluğu bulunanlar, ihmallere göz yumanlar yargılanıp hak ettikleri cezayı almalıdır. Sağlık ve sosyal hizmet emekçisi kadınlar olarak bizler de şiddete, ağır çalışma koşullarına, yoksulluk sınırının altındaki ücretlere karşı bir yıl geçirdik. Ve mecliste görüşülen 2026 bütçesi, iktidarın gelecek yıl da bizim için iyi planlarının olmadığını gösteriyor.”
SES Aksaray Şubesinin çağrısıyla bir araya gelen sağlık emekçisi kadınlar #25Kasım'da açıklama yaptı: Emeğimizin, haklarımızın ve hayatlarımızın tek güvencesi birliğimiz ve mücadelemizdir. Şiddetsiz bir yaşam için tek güvencemiz mücadelemizdir.https://t.co/CZk4s4VPXa pic.twitter.com/qjQiZcLlRS
— Ekmek ve Gül (@ekmekvegul1) November 25, 2025
“Bütçe kadınlara 51 kuruş reva görüyor”
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığının 2026 bütçe tekliflerinin komisyonda kabul edildiğini hatırlatan Seyhan, şunları kaydetti: “Aile Bakanlığının bütçesi; kadınlara günlük 51 kuruşu reva gören, yaşlıları ve engellileri yok sayan, çocukları yoksulluğa ve suça mahkûm eden düzenin devamıdır. Sağlık Bakanlığına ayrıldığı söylenen artmış bütçeden kamu sağlık harcamalarına ve emekçilere yine yoksulluk ve yoksunluk düşüyor. 3-5 çocuk doğurması istenen kadınlara bu çocukların bakımı, eğitimi için hiçbir katkı yok. Kreşler ya kapatıldı ya da fahiş fiyatlarla özelleştirildi. Sağlık emekçisi kadınlar 24 saat nöbetlerle çalışırken çocuklarını bırakacakları 24 saat açık, ücretsiz, güvenli bir kreş yok. İşini bırakmak zorunda kalan arkadaşlarımız var. Bazılarımız çocuklarını birbirine emanet edip kapıyı üzerlerine kapatarak işe gitmek zorunda kalıyor.”
“Evde, sokakta, iş yerinde sömürü ve şiddetle boğuşuyoruz”
Seyhan devamında çalışma koşullarını şöyle anlattı: “Sadece kreş değil; sağlıklı yemek yok, güvenli ulaşım yok. Sabahın köründe tekinsiz yollarda çantamızı, şemsiyemizi savunma aracı gibi taşıyarak işe geliyoruz. Aklımız güvenli bir yere bırakamadığımız çocuğumuzda, kirayı ve mutfak masrafını nasıl çıkaracağımızda iken hizmet vermeye çalışıyoruz. Bir yanda çoğunluğu erkek idarecilerin baskısı ve mobbingi, diğer yanda hasta yakınlarının şiddeti… Uzun nöbetlerde, vardiyalarda 24 saat kesintisiz hizmet veren kurumlarda bir çarkın dişlisi gibi dönüyoruz. İnsan olduğumuz unutturulmak isteniyor. Evde, sokakta, iş yerinde sömürü, baskı ve şiddet sarmalıyla boğuşuyoruz. Ama bilmeliyiz ki asla yalnız değiliz! İşte burada olduğu gibi bir aradayız! Sesimizi, sözümüzü, gücümüzü daha çok birleştirmeliyiz. Bize yoksulluk, şiddet ve ölümü reva gören bu düzeni değiştirmeliyiz. Bütçe toplantılarında, asgari ücret görüşmelerinde, yargı paketlerinde insanca yaşamı istiyoruz.”
Seyhan sağlık emekçisi kadınlar olarak taleplerini şöyle sıraladı:
◼İnsanca yaşayabileceğimiz bir ücret istiyoruz.
◼Gece vardiyalarının çift mesai sayılmasını istiyoruz.
◼Güvenli, sağlıklı çalışma ortamı en temel hakkımızdır.
◼Güvenli ve ücretsiz ulaşım istiyoruz.
◼Her hastaneye 7/24 açık ücretsiz kreş istiyoruz.
◼Taşeron çalışma yasaklansın; herkes kadrolu ve güvenceli çalışsın.
◼Sağlıklı ve hijyenik beslenme en temel haktır.
◼Angarya çalıştırmaya son verilsin.
◼Ücretli doğum izinleri artırılsın.
Basın açıklaması sona ererken sağlık emekçileri; bugün Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanında şiddete karşı sokağa çıkan tüm kadınları, Rojin için adalet isteyenleri ve Digel, Swatch ve Şık Makas’ta grevde olan kadın işçileri selamladı. Seyhan, “Emeğimizin, haklarımızın ve hayatlarımızın tek güvencesi birliğimiz ve mücadelemizdir. Şiddetsiz bir yaşam için tek güvencemiz mücadelemizdir!” dedi.
Eylem; “Yaşasın kadın dayanışması”, “İnsanca yaşamak, yaşatmak istiyoruz”, “Yaşamak yaşatmak istiyoruz” sloganlarıyla son buldu.
Fotoğraf: Ekmek ve Gül/Eylem Nazlıer
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN






















