MEKTUP

Aydın Üniversitesi’nden kadın öğrenciler, “Eğitim Hakkımız, Burs İhtiyacımız” kampanyasının kendileri için neden önemli olduğunu anlattı.

İktidarın, iktidarın politikalarıyla beslenen erkeklerin kadınları eve hapsetmesine, kadınları ikinci sınıf görmesine karşı biz kadınlar sokağa çıkmaya, üretmeye, çalışmaya, ilerlemeye devam edeceğiz.

‘Hepimiz diğerimizin cesareti, yoldaşı, eli, kulağı ve yüreği olalım. Kapıyı çarpıp çıktığınızda dışarıda işsizlikten, fuhuştan, açlıktan ve ölümden korkmadığımız bir dünyayı birlikte yaratabiliriz.’

Yurt personelinin ve kat görevlilerinin insanca şartlarda çalışabilmelerinin sağlanması için bütün yurtlardaki görevlilerin ve biz öğrencilerin, bir arada durup ses çıkartması önemli.

‘Moda Koton’da’ sloganıyla reklam filmleri çeken ‘Türkiye’nin öncü ve moda giyim markası’ iddiasındaki Koton’da 4 ay çalışan bir kadın, çalışırken nasıl bir sömürüye maruz kaldığını anlatıyor...

Sendika işçi sınıfının örgütlendiği bir araya geldiği tek birliktir. Önemli olan işyerlerinde kendi aramızda örgütlenip mücadeleci sınıf sendikacılığını hayata geçirmek olmalıdır.

Her gün bir kadın öldürülüyorken, kapı komşularımızdan gelen kavga sesleri canlı canlı salonumuzda yankılanırken bu şiddeti görünür kılan penguen medyanın kadın programları mıdır sizce?

‘Şiddet nedir?’ diye soracak olursak, kişinin isteği dışında kendisine yönelen zora dayanan davranışlar, sözler, yaklaşımların hepsine şiddet diyebiliriz...

Bu bir ‘şifalanma’ mektubu, hem mektubu Ekmek ve Gül ile paylaşan Hatice için hem de benzer hikayelerin taşıyıcısı kız ve erkek kardeşlerimiz için… Dayanışmayla…

Duygu, Leyla, Mizgin, Hilal ve diğerleri... her birinde biraz kendimi buldum. Siz onların sesi olmasaydınız ben onları bilmeyecektim ve bugün daha çok çıkmayacaktı sesim.

Okuyamayan, evlenmek zorunda kalan Duygu anlatıyor: ‘Hayat bize birçok şeyi öğretiyor. Buralarda yaşamak kolay değil.’

Pendik’te Ekmek ve Gül grubundan kadınlar kapı kapı dolaşarak, standlar açarak, evlerde kadınlarla buluşarak ücretsiz belediye kreşi için binlerce imza topladı.

Erken yaşta evin yükünü sırtlayan Leyla, evliliğinde de şiddetin yükünü taşımış. Bugün kızı için ikinci evliliğini yapan Leyla kadınlara şöyle sesleniyor: Kadınlar kendilerini korumak için savaşmalı.

Evinin önünde öldürülen Fatma Şengül’ün kızından çağrı var: ‘Kadın katliamlarına sessiz kaldığımız her gün, daha çok eksileceğiz. 28 Ekim’de hep birlikte Fatma Şengül’ün sesi olalım.’

Haklarımızı vermeseler de almak için her daim mücadele etmek zorundayız. Hayatımızı da haklarımızı da tırnaklarımızla kazıyarak kurtarabiliriz bu açmazdan.

Evet o derin değersizlik ve çaresizlik duygusu ağır bir yok olma isteği getiriyor. Ama o küçük çocuklar aynı zamanda çok güçlü, bunu kendimden benzeri hikayeleri olan kız kardeşlerimden biliyorum.

Bu koşuşturmacada performans sistemi biz işçileri yarış atına çeviriyor. Mesele maaşa gelince kriz diyen işveren, çalıştırmaya geldiğinde üretim azalır diye bir bardak su içmemizi bile izin vermiyor.

Suriyeli mülteciler bizim sınıf kardeşlerimizdir. Onları hor görmek, aşağılamak, onlarla ayrışmak yerine dil, din, ırk gözetmeksizin tüm kardeşlerimizle mücadeleyi yükseltmemiz gerekmektedir.

Kadınlar fark yarattı, bilinçlendi, özgür olmak, kararlarını kendileri vermek istiyor artık. Toplumu yönetenler, bu akışı durduramayacak. Sen yaşamak isterken öldürüldün, biz seni de hep yaşatacağız.

Ailemizin yaşadıkları üstüne birçok haber sitesinin uydurma haberleriyle acımız katlandı ve sinirlerimiz gerildi. Halbuki haber sitelerinin iddia ettiği gibi bu bir namus cinayeti değil.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.