Merhaba;
Ben metal fabrikasında çalışıyorum. Yaklaşık 3 aydır toplusözleşme süreci devam ediyor. Geçtiğimiz gün itibariyle arabulucuda anlaşmazlık tutanağı tutuldu ve Türk Metal Sendikası Başkanlar Kurulunu toplayarak önümüzdeki sürecin eylemlilik kararını açıklayacağını duyurdu. Peki toplusözleşme sürecinde biz kadın işçiler neler yapıyoruz? Neler tartışıyoruz, eylemlere katılımımız nasıl?
Günde 8 saat çalışıp evlerimize dönüyoruz. Üstüne üç vardiya çalışıp bir de evimizde çocuklarımıza eşimize yemek hazırlayıp, temizlik işleriyle uğraşıyoruz. Hayat pahalılığı ve geçim sıkıntısı en çok biz kadınları mutfakta vuruyor. Tüketim ürünlerinde yüzde 25’e varan zamlarla artık marketler el yakar duruma geldi. İşyerlerinden verilen sosyal yardımlar olmasa çocuklarımıza bir ayakkabı bile alamayacak durumdayız. Aldığımız maaş, kredi kartı borçlarına, kredilere, evin ihtiyaçlarına ancak yetiyor. Hatta yetmiyor, fabrikalarda birbirimize verdiğimiz borçlar olmasa, dayanışmamız olmasa ayın sonunda cebimizdeki 2 lirayla bir hafta geziyoruz.
Çoğu zaman yol paramız olmadığı için arkadaşlarımızla buluşamıyoruz. Çocuklarımıza kırmızı eti, kurbandan sakladığımız etlerden yemeklerin içine azar azar koyarak yediriyoruz. Biz değil miyiz “6 aydır bir pantolon bile alamadım, çocukların ihtiyacından bize sıra gelmiyor” diye yakınan. Hayat bize bu kadar zorlaşmışken biz neden daha fazlasını istemiyoruz. Evrensel gazetesine bakıyorum her yerden işçiler “Grev yapmalıyız, komite kurmalıyız, birleşmeliyiz, birlikte davranmalıyız” diye yazıyor. Hayat, kadın işçileri bu kadar zorlarken biz neden eylemlerde en önde olmuyoruz, komite kurmak için uğraş mıyoruz? Markette kızımız bir çikolata istediğinde “Hayır kızım alamayız, paramız yok, bunu alırsak evimize icra gelir” diyerek çocuklarımıza şoklar yaşatıyoruz.
‘DAHA FAZLASINI İSTEMELİYİZ, ALMALIYIZ’
Biz fabrikamızda çalışan metal işçisi kadınlar olarak eylemlerde en önde duruyoruz. Birbirimizi topluyoruz, pankart tutuyoruz, sendika temsilcilerini sıkıştırıyoruz, “Eylem daha iyi, daha güzel nasıl olur” diye fikir veriyoruz. Eleştiriyoruz, daha fazlasını istiyoruz. Evet bizim de güvenimiz yok Türk Metal’e. Şimdiden “Umarım greve çıkmadan hallederiz bunu, OHAL var” diye bizi dizginlemeye çalışıyorlar. Evet ama biz birlikte güçlüyüz. Toplasan 100 kişi çıkmayacak sendikacılara karşı 130 bin kişiyiz, kadınıyla erkeğiyle. Evet daha fazlasını istemeliyiz, almalıyız. Erkek arkadaşlarımızla yan yana olmalıyız, komitelere girmeliyiz. Komite yoksa bunun kurucusu da biz kadınlar olmalıyız. Marketteki domatesin fiyatına ne kadar zam geldiğini kocalarımıza da biz söylüyoruz. Hayat pahalılığını en iyi biz biliyoruz. Biz her şeyden daha fazla fedakarlık ediyorsak, mücadelenin de başı biz kadın işçiler olmalıyız. Bu işi biz böyle görmezsek, sendikanın toplu sözleşme taslağında kadın işçilerin çalışma durumları bir cümle ile geçer. Oysaki bizim derdimiz sadece bunlar da değil. Ekonomik ihtiyaçlarımız dışında da kendimizi ifade etmemiz gerekiyor. Örneğin; işyerinde daha kalifiye işlerde çalışabilmek, sendikalarda delege, temsilci olmak gibi. Hamile kaldığımızda ücretli iznimizin uzatılması, regl dönemlerinde sadece bir gün ücretli izinli olmak değil, daha uzun izinler. Gece vardiyasının özellikle biz kadınlar için kaldırılmasını istiyoruz mesela. Kreş paralarının artmaması, vergiye tabi olmamak. Daha eşit davranılmak. Küfür ve incitici sözlerin kullanılmaması...Bize bunları kimse vermez, biz kendimiz almalıyız ve eylemlerde en önde olmalıyız.
İlgili haberler
Bir kadın işçi Türk Metal’i anlatıyor
Hayatı boyunca sendikalı bir işyerinde çalışabilmek için mücadele eden ve şimdi Türk Metal’in örgütl...
Neden sendikalı olmak istedim?
Tuzla’da geçtiğimiz günlerde sendikalaşmak istedikleri için işçilerin işten atıldığı bir fabrikada d...
Bu iş böyle olmaz!
Bir arkadaşım gece eşiyle çok şiddetli bir tartışma yaşamış. Bütün gün morali bozuk çalışmasına rağm...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.