İstanbul Küçükçekmece’de 8 yıl önce Abdullah Melih Barış tarafından arkadaşlık teklifini reddettiği gerekçesiyle öldürülen Nurcan Arslan'ın davasında karar duruşması görüldü. Mahkeme "Yargıtay'ın kararına direnilemez" diyerek Barış hakkında verilen "tasarlayarak öldürme" suçundan müebbet hapis cezası kararını bozdu, "kasten öldürme" suçundan 25 yıl hapis cezası verdi. Barış, daha önce yargılandığı davada üç kez "tasarlayarak öldürme" suçundan müebbet hapis cezasına çarptırılmış olsa da Yargıtay, “suçun tasarlanmadığı” gerekçesiyle kararı üç kez bozmuştu. Yerel mahkeme ise daha önceki davalarda Yargıtay'ın bu kararına direnmişti.

KATİLDEN BİLDİK SAVUNMA

Duruşma sanığın beyanlarıyla başladı. Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBS) ile duruşmaya katılan sanık Abdullah Melih “Yargıtayın bozma kararının uygulanmasını talep ediyorum. Olay, tartışma ve bana söylenen küfürlerden sonra geçirdiğim cinnet neticesinden gerçekleşti. Planlamam dahilinde değildi” dedi. Ardından Nurcan'ın ailesi de mahkemede söz aldı.

Ferhat Arslan yerel mahkeme tarafından verilen müebbet hapsin onaylanmasını talep ettiklerini ifade ederken "Tokat’tan beline e silah takıp geliyorsun, 15 kurşun sıkıyorsun. Bu cinayet tasarlanmıştır. Mahkemenin direnmesini talep ediyorum" dedi. Gülcan Arslan ise mahkeme heyetinin müebbet hapis kararı için direnmesini ve 8 yıldır bekledikleri adaletin gelmesini istediklerini ifade etti. Arslan, "Annem psikiyatri hastası oldu. Biz acıdan yandık. Daha ne yapalım?" dedi.

Nurcan'ın erkek kardeşi Murat Arslan da “Mahkemenin müebbet hapis kararında direnmesi istiyoruz. Annem 3 kere intihara kalkıştı. Tüm aile hasta olduk. Ne istiyorlar? Bu katili görmekten bıktık" dedi. Nurcan'ın kız kardeşi Neşegül Arslan ise "Kardeşim 11 kurşunu hak etmedi. Neyin öfkesi, neyin hırsı bu?" ifadelerini kullandı.

Savcı da önceki mahkemedeki görüşünü yineledi ve tasarlayarak öldürme yönündeki mütalaasını yineledi. Ailenin avukatı Sezin Uçar ise Yargıtay'ın ataerkil bir yaklaşım sergilediğini ifade ederek mahkemenin müebbet hapis kararını yinelemesin istedi. Ailenin avukatları sanığın olay yerine planlı geldiği silahı da satın aldığını belirterek bu davadan çıkacak kararın emsal niteliğinde olacağını vurguladı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'ndan gelen avukatlar da Yargıtay'ın bozma kararını eleştirdi.

MAHKEME MÜEBBET KARARINI BOZDU, İYİ HAL UYGULADI

Sanık son olarak savunma yaptı ve şunları söyledi: "9 yıldır cezaevindeyim pişmanlık duyuyorum. Ayrıca uğradığım hakaretler göz önünde bulundurarak tahliyemi talep istiyorum." Mahkeme karar açıklanmadan önce ara verdi. Ara sonrasında tekrar başlayan mahkemede "Yargıtay kararına direnilemez" denilerek Abdullah Melih Barış'a verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası bozuldu, Barış "kasten öldürme" suçundan, iyi hal indirimi uygulanarak 25 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Barış'ın tutukluluğunun devam edilmesine hükmedildi.

YARGITAY TERSİNİ SÖYLESE DE BU CİNAYET TASARLANARAK GERÇEKLEŞTİ

Karar duruşması sonrasında açıklama yapan dava avukatı Sezin Uçar, Nurcan Arslan davasında yerel mahkemenin kararının birçok kez Yargıtay tarafından bozulduğunu ifade ederek Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun bu karara erkek egemen bir yaklaşımla hükmettiğini söyledi. Faillere hangi suç maddesinden ceza verildiğini önemsediklerini ifade eden Uçar, erkeklerin hangi ataerkil yargılarla hareket ettiği ve mahkemelerin bunu nasıl değerlendirdiğinin de önemli olduğunu vurguladı ve ekledi: "Yargıtay bu cinayetin tasarlanmadığını söylese de Nurcan Arslan cinayeti tasarlanarak gerçekleşmiş bir cinayettir. Türkiye'de gerçekleşen kadın katliamları çok büyük oranda tasarlanarak ve planlanarak gerçekleşir. Bu dava henüz sonuçlanmış değil. Çeşitli hukuki itirazlarımızı gerçekleştireceğiz. 8 yıldır yürütülen adalet mücadelesiyle bu dava bu aşamaya geldi. O nedenle başta Nurcan'ın ailesi olmak üzere tüm kadınların çabası çok değerliydi."

8 YILDIR DEVAM EDEN SÜREÇ
Duruşması öncesinde kadınlar, Bakırköy Adliyesi önünde bir açıklama yapmıştı. Açıklamaya Arslan’ın ailesinin yanı sıra Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ve Sosyalist Kadın Meclislerinden çok sayıda kadında katıldı. “Dün Özgecan, bugün Nurcan, yarın hangi can?" pankartının açıldığı açıklamada, “Nurcan Arslan için adalet istiyoruz” yazılı dövizler taşındı. Açıklamayı Nurcan Arslan’ın kardeşi Gülcan Arslan okudu. Gülcan Arslan, "Nurcan, arkadaşlık teklifini reddettiği için katledildi. Bu cümleyi 8 yıldır kaçıncı defa duyuyorsunuz bilmiyorum, ama bizler Nurcan Arslan'ın ailesi olarak kaçıncı kez tekrarladığımızı artık bilmiyoruz!" diyerek uzayan dava sürecine dikkat çekti. Aile, Abdullah Melih Barış’a verilen müebbet hapis cezasının Yargıtay tarafından üç kez bozulduğunu hatırlatarak "Yerel mahkeme, bu yargılamada son kez kararını verecek. Ancak bu süre zarfında Nurcan’dan sonra pek çok kadın daha cinayete kurban gitti. Verilen kararlar caydırıcı olmadı" ifadeleriyle kadın cinayetlerinin artmasına tepki gösterdi.
VERİLEN KARAR EMSAL NİTELİĞİNDE OLACAKTI
Arslan, davada Türkiye’deki diğer kadın cinayetlerinden farklı bir yargılama süreci izlediğini ve bu davanın emsal bir karar niteliği taşıyacağını belirterek "Yargıtay’ın kararını bozmasına rağmen yerel mahkemenin direndiği bu dava sonuçlandığında emsal teşkil edecek" dedi. Nurcan Arslan’ın ailesi ve arkadaşları, davada adil bir karar verilmesi ve müebbet hapis cezasının indirilmemesi gerektiğini vurguladı. Açıklamanın sonunda, "Katilin hak ettiği cezayı alması, Nurcan ve bu ülkede katledilen tüm kadınlar için adaletin sağlanması demektir" denilerek kadın cinayetlerine karşı verilen mücadelenin süreceği mesajı verildi. Aile, "Kadın cinayetleri dursun, katillere verilen cezalarda emsal bir karar çıksın diye Nurcan Arslan davasını sahiplenmeye çağırıyoruz. Hep birlikte daha güçlüyüz!" diyerek kamuoyuna destek çağrısında bulundu. Açıklamanın ardından duruşma salonuna geçildi.

Fotoğraflar: Evrensel