20 yıllık evliliği boyunca şiddet gördüğü kocasının 11 yaşındaki kızını istismar ettiğini öğrendi. Savcılığa başvurdu. Adam çıkarıldığı ilk mahkemede denetimli serbestlik uygulamasıyla serbest bırakıldı. Ev hapsine gönderildi. Gönderildiği ev Ayşegül’ün çocuklarıyla yaşadığı evdi. Ayşegül çocuklarıyla beraber evden ayrılmak zorunda kaldı, iki çocuğu devlet gözetimine alındı. Ayşegül, adam kendisini ve çocuklarını tehdit etttiği için adam hakkında uzaklaştırma kararı aldırdı ama 3 gün önce adam Ayşegül’ü çalıştığı yerde 4 kurşunla yaraladı. Şimdi gözaltında. Ancak hem istismar davasında yaşananlar hem de Ayşegül’ün 20 yıllık hayatı boyunca yaşadıkları “kadınlara ve çocuklara adalet yok mu?” diye sorduruyor... Ekmek ve Gül’e konuşan Ayşegül “bu davanın peşini bırakmayacağım, dayanışma istiyorum” dedi.

PSİKOLOG “İSTİSMAR VAR” DEDİ, USULSÜZ RAPOR “BİLEMEYİZ” DEDİ
MAHKEME ZANLIYI SERBEST BIRAKTI

İstanbul Tuzla’nın Aydınlı mahallesinde yaşayan Ayşegül D. 1.5 ay önce eşi Ömer D.’nin 11 yaşındaki kızına cinsel istismarda bulunduğunu öğrendi. İstismar, çocuğun öğretmenine yaşadıklarını anlatması, öğretmenin polise gitmesiyle ortaya çıktı. Annenin aktarımına göre çocuk, istismarın belirlenmesi konusunda uzman bir hekimin olmadığı bir devlet hastanesine götürüldü. Ve rapor burada hazırlandı. Annenin savcılığa şikayetiyle adam gözaltına alındı. Zanlı suçlamaları reddederek, eşiyle zaman zaman tartışmasından dolayı kızının etkilenerek böyle bir şikâyette bulunmuş olabileceğini öne sürdü. Hazırlanan iddianame, çocuğun beyanları ve kurum psikoloğu istismarın gerçekleştiği yönünde ayrıntılı bilgiler veriyor. Ancak hazırlanan tıbbi raporda çocuğun bakire olduğu, darp izine rastlanmadığı belirtilerek “Çocuğun yaşı göz önüne alındığında kendi rızası, hile, korku vs. nedenlerle direncinin kırıldığı hallerde ters ilişkiye maruz kalıp kalmadığının tespit edilemediği anlaşılmıştır” denildi. Anadolu Adliyesi 3. Ağır Ceza Mahkemesi bu raporu dikkate alarak zanlıya denetimli serbestlikle “ev hapsi” verdi. Davayı ise 7 Temmuz’a erteledi.

KARARI VEREN HAKİM “RÜŞVET”TEN GÖZALTINDA

Anne Ayşegül D.’nin avukatı Mehmet Arı ise hem ev hapsinin hem de duruşmayı bu kadar geç tarihe vermenin kadının ve çocukların hayatını tehlikeye attığını belirterek karara itiraz etti. Ancak itiraz “Gerek yok, bu sıradan bir dava, abartmayın” denilerek mahkeme heyeti tarafından geri çevrildi. Bu kararı veren İstanbul Anadolu 3. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı olan hakim H. A., 19 Nisan’da Sulh Ceza Hakimi olduğu dönemde bir işadamını rüşvet alarak tahliye ettiği gerekçesiyle gözaltına alındı.

Zanlı Ömer D. ailenin yaşadığı evde “ev hapsine” alındı. Ayşegül ve çocukları evi terk etmek zorunda kaldı. İstismara uğrayan 11 yaşındaki çocuk ve 6 yaşındaki kardeşi sosyal hizmet kurumuna yerleştirildi. Ayşegül, hem davayı sürdürmek hem de çocuklarını yanına tekrar alabilmek için aynı mahallede çalışmaya devam etmek zorundaydı.
Zanlı Ömer D. 3 gün önce Ayşegül’ün çalıştığı börekçiye giderek önce kadını darp etti, ardından da silahla 4 yerinden yaraladı. Tutuklanan saldırgan hakkında “cinayete teşebbüs” ve “ruhsatsız silah” suçlarından soruşturma başlatıldı. 

Ömer D.'nin saldırısı Ayşegül'ün çalıştığı börekçinin kameralarıyla kayıt altına alındı.

AYŞEGÜL ANLATIYOR:
DEVLETE SESLENİYORUM, ADALET İSTİYORUM, DAVAYI BIRAKMAYACAĞIM

20 senelik evliyim. 20 senedir şiddet görüyorum. Çalıştığım için eve geç gidiyordum. Çalışırken beni okul müdürü aradı, okula çağırdı. Okula gittiğimde polisler vardı, müdür ‘babası çocuğu dövüyormuş’ dedi. Bizi Orhanlı Merkez Karakoluna götürdüler, çocuğu sorguya aldılar. Komiser sorgudan sonra bana çocuğu babasının taciz ettiğini anlattı. Ben orada kriz geçirdim. Önce inanmak istemedim. Çocuğum bana doğru söylüyorum dedi, ona inanıyorum. Ben yıllardır şiddet görüyorum ama bu kızıma yaptığını kaldıramadım. Şikayetçi oldum. Çocuğu adli tıbba götürmediler. O gece bizi Marmara Hastanesine götürdü komiser. Orada bize ‘biz bu raporu yazamayız’ dedi doktorlar, Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesine götürüldük, orada stajyer bir doktor vardı. Komisere ‘bu benim alanım değil, rapor yazamam’ dedi. Komiser ısrar etti, ‘adam sabah mahkemeye çıkacak’ dedi. Orada bize bir rapor verdiler. Bu kadar yani... Adam bu rapor üzerine serbest bırakıldı. Ev hapsi verildi. Evi terk etmek zorunda kaldım. Çocuklarımı yurda aldılar.Uzaklaştırma kararı aldırmıştım ama çalıştığım yere kadar gelebildi. Benden bu davadan vazgeçmemi istedi, ‘kapansın bu konu, hayatımıza geri dönelim’ dedi. Ben de ‘asla vazgeçmem, ölünceye kadar bırakmayacağım bu davanın peşini’ dedim. Ailemi ve kardeşimi de tehdit etti. Ben vurulup yere düştüğümde babasına telefon etti, ‘ben Ayşegül’ü vurdum ama öbürküne birşey yapamadım...” dedi. Öbürü dediği de kız kardeşim. Ailesi hakkında da şikayetçiyim, ama onlar hala dışarıda. Ben devlete sesleniyorum, bize yardım etsinler. Kızım ve çocuklarım için adalet istiyorum. Bu davanın peşini bırakmayacağım.”