ODTÜ Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Topluluğu, 5 Kasım Dünya Kadın Hakları Günü’nde KHK ile görevinden ihraç edilen Doçent Doktor Funda Şenol Cantek’in katılımıyla “Akademide Kadınlar” konulu bir söyleşi gerçekleştirdi. Söyleşide akademideki kadınların durumunun yanı sıra şiddet ve taciz üzerine de tartışmalar yapıldı.
AKADEMİDE KADINLAR ARTIYOR AMA NASIL?
Son yıllarda akademideki kadınların sayısının arttığını belirten Cantek, bu kadınların genellikle sosyal bilimler alanında akademiye katıldığını, bunu talep ettikleri için arttığını fakat sosyal bilimler gibi alanlardaki kadın akademisyenlerin artışının toplumda kadına mal edilen rollerden kaynaklı olduğunu ifade etti. Hemşirelik, bakım içeren işler, öğretmenlik gibi işlerin kadınlar için daha uygun görünmesinin nedenini ise Cantek, bu işlerin kadınların ev içinde yaptığı çocuk bakımı ve eğitimi, hasta bakımı gibi domestik emeklerinin bir uzantısı olarak var olduğu ve kadınların buralarda istihdam edilmesinin ahlaki normlara daha uygun olduğunun düşünüldüğünü dile getirdi.
Söyleşide, kısaca taciz ve cinsel saldırı tanımlandıktan sonra, akademide de çalışma hayatında da tacizin sürekli yaşanan bir durum olduğu vurgulandı. Üst ast ilişkisinin de bunu pekiştirdiğini dile getiren Cantek, her ne kadar tacizin, cinsel saldırının ve cinsiyet ayrımcılığının eğitimli olmakla çözülebileceği savunulsa da, akademideki kadınların sıkça mobbing ve tacizle karşı karşıya kaldıklarını, eğitim seviyesinin bu gibi durumların önünde bir engel oluşturmadığını belirtti. İtibar ve statünün tacizi ya da mobbingi gerçekleştiren kişiye güven verdiğini ve akademideki erkeklerin bu uygulamaları kendine hak olarak görebildiklerini anlattı.
MİLİTARİZM VE MİLLİYETÇİLİK CİNSİYETÇİLİĞE AYRILMAZ BİR ŞEKİLDE BAĞLI
AKP iktidarıyla birlikte, kadına yönelik taciz ve şiddet vakalarının arttığını belirten Cantek, yazılı olarak hangi durumda ne yapılacağı belli olsa da cezasızlığın, iyi hal indirimlerinin bunları artırdığını ve caydırıcı yöntemlerin olmadığını ifade etti. Siyasilerin söylemlerinin de tacize ve şiddete zemin oluşturduğunu belirten Cantek, tırmandırılan militarizm ve milliyetçiliğin de cinsiyetçiliğe ayrılmaz bir şekilde bağlı olduğunu ifade etti. Cihatçı çetelerin, bir ülkeyi işgal eden bir ülkenin o topraklarda yaşayan kadınları kaçırması veya cinsel saldırıda bulunmasının, karşı tarafın canını yakacak ve ülkenin “namusunu” kirletecek bir şey olarak görülmesi de buna verilen örneklerden biriydi. Söyleşide, Cumhurbaşkanı’nın “100 metreyi bayan erkek aynı şekilde mi koşturacağız?” diyerek eşitlik kavramını çarpıttığı konuşulurken, katılan öğrencilerden bir kadın, hukuksal, sosyal ve ekonomik anlamda eşit olmak için bedensel eşitliğe gerek olmadığını belirtti.
İlgili haberler
GÜNÜN BİLGİSİ: Mobbing nedir?
Bir taciz türü olarak mobbing daha çok çalışma yaşamında karşımıza çıkmaktadır. Kadınların çok sık k...
İşçiyi kırık sandalyede çalıştırmak mobbingdir!
İşçinin uyarmasına rağmen 8 aydır kırık sandalyede çalışmak zorunda bırakılması mobbingdir. Mobbinge...
GÜNÜN RAKAMI: Mobbing 7 yılda 8 kat arttı!
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı başvurularına göre 2011-2017 yılları arasında, işyerinde psikol...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.