8 Mart’a doğru pandemide eğitim emekçisi kadınlar neler yaşadı?
Hazal Vayiç, İzmir’den bir eğitim emekçisi, 8 Mart’a doğru kadınların yaşadıklarını özetlerken bu 8 Mart’ta eğitimcilerin hangi taleplerle alanlarda olacağını sıraladı.

2020 yılının ilk aylarında dünyada ve ülkemizde patlak veren pandemi ile birlikte hızla değişen ev, çalışma ve sosyal yaşam ilişkilerinde eğitim emekçisi kadınların değişen yaşamları için konuşulacak ve söylenecek çokça şey var.

Evden çalışma fikri başta herkes gibi biz eğitim emekçisi kadınlar için de çok cazip bir koşul gibi görünürken, evden çalışma pratiği son derece yıpratıcı ve tüketen bir döngü olarak vücut buldu hayatlarımızda.

Normal koşullarda standart çalışma saatleri aralığında, okullarda kendi sosyal çevrelerimiz içinde, formasyonlarımıza uygun şekilde sınıf ortamında ve daha dinamik bir yapıda iş üretirken, uzaktan eğitim sürecinde evde sürekli aynı fiziksel koşullarda, teknolojik cihazlar ile (teknoloji kullanma becerileri ile doğru orantılı olarak) bilmediğimiz dijital platformlar üzerinden iş üretme zorunluluğu ile karşı karşıya kaldık. Başta uzaktan eğitim ile ilgili yeterliliklerimizi geliştirmek ve sürece adaptasyonumuz konusunda ciddi kaygılarla boğuştuk. Bu minvalde kısa sürede oldukça iyi bir yol alarak uzaktan eğitimin nitelikli bir süreç olması için tüm eğitim emekçileri olarak büyük bir gayret gösterdik. Ancak uzaktan eğitim için tablet, bilgisayar ve internete erişim olanakları olmayan milyonlarca öğrenciye bu gayretle ulaşmamız mümkün olmadı ve eğitim hakkından faydalanmadaki eşitsizlik kat be kat artmış oldu.

Pandemiden kaynaklanan kaygı ve stres bozuklukları biz eğitim emekçisi kadınları da çok fazla etkiledi şüphesiz. Birçok açıdan ele alınması gereken etkiler arasında; evin temizlik ve hijyeninin bu dönemdeki önemi, daha sağlıklı ve dengeli beslenilmesi gereken bu dönemde yemek ve gerekli ürünlerin temini ve alışveriş, çocukların ve/veya yaşlı-hasta bakımının bu dönemdeki zorluğu gibi konular tüm kadın emekçilerin hayatını ciddi anlamda zorlayan koşullar oldu.

EĞİTİMCİ KİMLİĞİMİZ ‘KADINLIK’ ROLLERİMİZİN ARKASINDA KALDI

Biz eğitim emekçisi kadınlar açısından başlayan uzaktan eğitim süreci ile canlı ders saatleri içinde evde diğer aile bireylerinin varlığında sağlıklı ve dingin bir ortamda çalışmak mümkün olamadı. Eğitimci kimliğimiz bu durumda diğer kadınlık rollerimizin gerisinde kaldı. Evde çocuklar için anne, çocukların öğretmenleri için veli olduk. Ders aralarındaki 10 dakikalık zamanlara kahvaltı ve yemek saatlerimizi sıkıştırmak zorunda kaldık. Sabah uykudan uyanır uyanmaz başlayan ve uyuyana kadar bitmeyen bir mesai anlayışı ile çalışır halde bulduk kendimizi. Ders saatlerinde ders yapan arta kalan zamanlarda ödev veren, ödev alan, velilerin soru ve sorunlarının birinci muhatabı olan, bitmek bilmeyen okul idaresi, zümre öğretmenleri, veli grupları, öğrenci ve sınıf gruplarının Whatsapp mesajlarına cevap vermek zorunda kalan eğitim emekçileri olarak mesai kavramını resmen unuttuk. Kadınların evde oldukları her an kendilerini yaparken buldukları temizlik, çamaşır, bulaşık, yemek, ütü vb. evin rutin işlerini de bu başlama ve bitiş saati belli olmayan mesainin içine yedirirken bulduk kendimizi. Her daim zihnen ve bedenen meşgul olan bizler bu günlerde iyiden iyiye yorulduk. Bunun sonucu olarak da dinlenmek, hobilerimize zaman ayırmak belki bir film bir dizi izlemek ya da bir kitap okumak büyük bir lüks sayılır oldu bu süreçte biz kadın eğitim emekçileri için.

TALEPLERİMİZ İLE 8 MART'TA ALANLARDAYIZ

Eğitimin yüz yüze kademeli başladığı bu günlerde okullarda yüz yüze eğitim talebi olan biz eğitim emekçisi kadınlar şimdi de alınmayan tedbirler, temin edilemeyen ve ne zaman yapılacağı belli olamayan aşı muamması ile karşı karşıya yine bir belirsizlik içindeyiz.

2020 8 Mart’ında alanlarda olduğumuz günden 2021 8 Mart’ına giderken değişen yaşam biçimimiz ve yeni normal ile taleplerimizde daha kapsamlı ve değişken oldu.

Eğitim emekçisi kadınlar olarak taleplerimiz şunlar;

*Eğitim emekçilerinin öncelikli olarak aşılanması

*Okulların gerekli tedbirler alınarak yüz yüze eğitime hazır hale getirilmesi

*Okullardaki eğitim personeli ve yardımcı personel ihtiyacının giderilmesi

*Ücretli ve sözleşmeli öğretmen atamalarının kaldırılıp bütün öğretmenlerin kadrolu olarak atanması

*Eğitim emekçisi kadınların iş yerlerinde maruz kaldıkları mobbinge ve ayrımcılığa karşı örgütlü mücadele ve bu mücadelenin engellenmemesi

*Kadın cinayetlerinin durdurulması için İstanbul Sözleşmesinin uygulanması

Taleplerimiz ile eğitim emekçisi kadınlar olarak 2021 8 Mart’ında da alanlarda olacağız.

İlgili haberler
Biz eğitimciler eşitsizlik uçurumunun bire bir tan...

Eğitim emekçisi Duygu Erdoğan 1 yıl boyunca pandeminin öğretmen ve öğrencilere bilançosunu özetledi:...

Salgında kadın eğitim emekçisi olmak…

Eğitim emekçisi Dilek Mercan ‘26 yıllık meslek hayatımda hiç bu kadar sıkıntılı yorucu bir dönem yaş...

Okullarda hijyen ve önlemler yetersiz, kaygılıyız!

Eğitim emekçileri endişeli: ‘Okullar açılıyor ancak kaygılıyız. Devlet okullarında ve özel okullarda...