DERGİMİZDEN
‘Ev’e o kadar çok kafayı takıyor muydum mesela, çamaşırlar yine bu kadar sorun muydu ya da bulaşıkları kim yıkıyordu? Bir ara ‘Bu benim hayatım’ dediğimi hatırlıyorum ama sonra ne oldu?
Büyük tartışmalarla geçen bir seçim sürecinin ardından tartışmaya açılan yeni başlıklara ilişkin kadınların değerlendirmeleriyle yeni sayımızla karşınızdayız...
Her bir hikaye; biz kadınların ittire kaktıra açtığımız nefes aralıklarından çok daha fazlasına ihtiyaç duyduğumuzun bir anlatısı. Bize çizilen sınırları daha da genişletmenin yolu nereden geçiyor?
2019’da kendini gösteren toplumsal itirazı kadınlar sırtlandı! Ama Erdoğan’ın beklentisi yerine gelmedi; AKP’nin hiçbir hamlesi kadınların uzaklaşmasını önleyemedi.
Biz 24 saat hizmet verirken, hastane kreşi neden 24 saat hizmet vermiyor?.. Çalıştığımız hastaneler ‘bebek dostu hastane’ olmak için uğraşıyor ama önce bizlerin bebekleriyle dost olsunlar!..
Eyüp Güzeltepe’de yaşayan kadınlar, mahallede hiç kreş olmamasından şikayetçi. Kadınlar çocuklarını başka mahallelerdeki kreşlere götürmek zorunda kalıyor.
Metal işçisi kadınların sözleşmeden beklentileri nedir? Özgün talepleri yok mu? Yoksa neden yok?.. Yanıtını işçi kadınlardan dinleyelim.
Çocukları yaz tatilinde olan çalışan kadınlar, kimi zaman eşleriyle farklı vardiyalarda çalışarak çocukların bakımını sağlıyor. Bakım sorunu nedeniyle işten ayrılan kadınlar da oluyor.
İktidar, “iş ve aile yaşamını uyumlulaştırma” adı altında uyguladığı politikalarla, kamuda esnek çalışmayı kamu emekçisi kadınlar üzerinden tarif ediyor, hatta müjdeliyor. Oysa gerçek bu değil!
‘Bizleri ekmeğimizden ettiler ama bu sadece bizim sorunumuz değil. Burada yaşayan tüm kadınların, insanların sorunu. Aliağa halkı ve işçilerinin bizlere bizlere destek olması lazım.’
‘Beni sokmayan yılan bin yıl yaşasın’ atasözündeki o yılanın gün gelip çıkarına ters düştüğünde hepimizi sokacağını bilmeliyiz.
Televizyon ekranlarında gördüğümüz ‘hali vakti yerinde’ kadınların bireysel başarı hikayelerinden değil bu okuyacağınız. Hayatın tam ortasından, direnişin içinden işçi kadınların güçlenme öyküsü...
Manana herkes gittikten sonra ev halkına evden ayrılmak istediğini söyler. Aile için adeta kıyamet kopmuştur. Herkes “Neden?” diye sorar. “Neden?
Ankara Sincan’da şimdiden kırtasiye masrafları için para biriktiren, geçinebilmek için sigortasız yüksek binalarda can güvenliği olmadan temizlik yapan kadınlar geçimin ne denli zor olduğunu anlatıyor
Adana’da güneş altında domates toplarken konuştuğumuz üç genç kadın küçük yaşlarda çalışmaya başlamış. Üçü de yaşlarından büyük sözler söylüyor, hayatlar yaşıyor, yaşlarından büyük yükler sırtlıyor.
Faslı mevsimlik kadın işçiler, Fas ve İspanya hükümetlerinin ortak tezgahından geçerek, adeta cehenneme düşüyor.
Çeşitli işkollarında çalışan kadınlar, işyerlerinde karşılaştıkları mobbingi ve bunun hayatlarını nasıl etkilediğini Ekmek ve Gül’e anlattılar.
Kimya mühendisliğinden mezun olunca iş bulamayan, garsonluk, kasiyerlik gibi işlerde çalışan, 1500 gün sigortası olunca da sadece 180 saatlik eğitimle iş güvenliği uzmanı olmuş.
Akşamüstü, kapı önü sohbetlerine konuk olduğumuz Antep’in emekçi mahallelerinden Düztepe Mahallesi’ndeki kadınlar, yapılan zamları ve geçim zorluklarını anlattı.
Bilim tarihimizde 163 yıldır emeği görmezden gelinen bilim insanı. ABD’li Foote, 1856’da bir bilim konferansında, atmosfere ne kadar çok karbondioksit yayılırsa, o kadar fazla ısınacağını kanıtladı.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.