Dile kolay tam 20 yıldır AKP iktidarda. 20 yıl içerisinde geldiğimiz noktada artık herkes iktidarın açıktan yaptığı saldırıların hedefi. Geçmişte de “Dilini kopartacağız!”, “Haddini bildireceğiz!”, “Cibilliyetsizler” vb. gibi kaba ifadeleri kullanmıştı bu iktidar. Ama bu son günlerde doz artmış durumda. Neden böyle başladım? Çünkü bu yönetme biçimi kutuplaşmayı tıpkı toplumun her kesiminde olduğu gibi kadınlar arasında da derinleştirdi.
Bu kadar aynı sorunları yaşayan aynı dertlere sahip akşama pişirecek aş bulmakta zorlanan kadınların söz konusu siyaset olunca birbirlerine kinle bakmalarının nedenini sohbetlerimiz, gözlemlerimiz üzerinden size aktarmaya çalışacağım.
Muhalefette olan ve iktidara oy vermiş kadınların birbirlerine karşı sarf ettiği sözler kavgada bile söylemeyecek cinsten. Muhalif kadın emekçiler, iktidara oy veren kadınlara “Koyun bunlar, at gözlüğü takıyorlar, asla değişmezler” ön yargılarıyla yaklaşırken; iktidara oy vermiş kadınlar da muhalif kadınlara “Bunların beyni yıkanmış. Bunlar Allah’a şirk koşan günahkârlar. Ancak mızmızlanır ve hiçbir çözüm üretemezler” sözleriyle değerlendirdiğine çok kez tanıklık ettik.
Son zamanlarda giderek artan hayat pahalılığı zamlar, işsizlik ya da işsiz kalma korkusu çocukların eğitim sorunu... Ve kadına yönelik şiddetin tırmanışı. Gündem de tartışmalar da yoğun, üstelik bu sorunlar fikri, inancı, siyasi eğilimi ne olursa olsun kadınların en çok ortaklaştığı konular. Ama işte dertte ortaklaşanlar, söz konusu “Nasıl çözeceğiz?” sorusunun cevabı olunca aynı yanıtları veremiyor, bunda da bahsettiğimiz ön yargılar çok etkili.
Örneğin Mecliste gündeme gelecek nafaka düzenlemesini ele aldığımız ev toplantılarından bir izlenim aktarmak istiyorum. Kadınlardan biri söze tam başlayacak, bu düzenlemenin içeriğini anlatacakken “Bu iktidar gitsin de kim gelirse gelsin” diyen bir kadın lafı tıkıyor ağzına. Ona göre yanında oturan kadın bunca yaşanan sorunların sorumlusu. Çünkü yıllarca iktidara oy vermiş o ve ülke bu hale onun yüzünden gelmiş! Peki yıllarca AKP’ye oy veren kadın ne düşünüyor bu tutum karşısında? “Başka kim vardı? Başka parti vardı da biz mi oy vermedik” diyor.
Bir örnek de zamlara karşı tepkilerimizi ortaya koyduğumuz bildirilerimizi dağıtırken karşılaştıklarımızdan. Kapı aralarında sohbet ettiğimiz ve bize hak veren kadınlarla sohbetimiz bitip bir üst kata yöneldiğimizde, “Gitmeyin oraya onlar kapalı sizi anlamazlar” diyor. Cumhurbaşkanın vakti zamanında “Benim başörtülü bacım” sözleri geliyor akla. Bu kutuplaşmaya nasıl da hizmet etmiş bu sözler.
Evet, bu emekçi kadınlar yıllarca AKP’ye ya da diğer partilere oy verdi. Temel, ortak sorunlarımız etrafında bir araya gelmenin ne demek olduğu, bunun neden önemli olduğu fikrinden de biraz uzaklar evet, kalıp yargılar muhalif kadınlarla yaşadıkları ortaklıklara rağmen mesafe koymalarına da neden oluyor. Toplumsal hayatın en ince damarlarına kadar yayılan kimi nefret söylemleri de etkili üzerlerinde, doğru. Örneğin, bir kadın derneğimizle ilk tanışmasında laf arasında “Alevi’den dost olmaz” demişti. Bir başka kadın ise “Bu dernek kadınları yoldan çıkartıyor” demişti. Ama bu sözleri eden kadınlar bir süre sonra dayanışma ağımızın bir parçası oldu. Önyargıları ise hayatın akışında, yan yana, yüz yüze tartışıp konuşurken, bir derdin çözümü için samimi bir dayanışmanın parçası olurken kırıldı.
Demek istediğim şu, aynı sorunları yaşayanların yan yana gelmemesi için çok sistematik bir kutuplaşma politikası izliyor iktidar. Bu, adeta bir çember gibi sarıyor, kapatıyor kadınları kendi dünyalarına. Bunu kırmanın yolu o politikanın bir parçası olmak asla değil. Bu kutuplaşmayı dağıtacak olan şey yalnızca birlikte mücadele ve dayanışma.
İllüstrasyon: Freepik
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
İlgili haberler
Emek Partisinden kadınlara çağrı: Karartılan gelec...
Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan, EMEP’in ‘Bağımsız, Demokratik Bir Ülke ve İnsanca...
Kadın Koalisyonu: Eşit, özgür, tok ve güvende olan...
Kadın Koalisyonu yaptığı açıklama ile insan onurunu temel alan, hukukun üstünlüğüne dayalı, demokrat...
Genişleyen öfkeyi dayanak almak, örgütlenmesine da...
Boşuna değil son günlerin tüm direnişlerinde iki sloganın öne çıkması… 'Birleşe birleşe kazanacağız'...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.