Elâzığ’da belediye başkan aday listeleri kesinleştikten sonra iş yerlerinde ve mahallelerde seçimlerle ilgili konuşmalar başladı. Ancak şu dönem en dikkat çekici şey, AKP’yi destekleyen ve AKP’ye kesinlikle laf ettirmeyen arkadaşların, bu yerel seçimde AKP’yi desteklemeyeceklerini söylemeleri oldu.
Genel seçimlerde AKP’yi destekleyen iki kadın arkadaşla sohbetimizde, kadınlardan biri genel seçimlerde ekonominin kendisi için ikinci planda olduğunu ancak şimdi öyle olmadığını söylüyor. “Enflasyon arttı, ücretlerimiz eridi. Emekli olamıyorum, olursam açlık sınırın altında maaş alıp adeta ölüme terk edileceğim. Bana genel seçimden önce çok zam olacak dolar 30 lirayı geçecek diyorlardı inanmıyordum” diyerek pişmanlığını ifade ediyor kadın arkadaşımız. Yerel seçimlerde, mevcut belediye başkanına oy vermeyeceğini ifade ediyor ve ekliyor: “Şu zamana kadar AKP’li diye belediye başkanını destekledik ama ne oldu? Koskoca bir hiç, ürettikleri bir proje de yok. ‘Asfalt yapıyoruz’ diyorlar, her yıl söküp yine yapıyorlar. Kime rant sağlıyorlar, kimleri zengin ediyorlar, gerçekten anlamadım. Bir alt geçit yapıldı, her yağmur yağdığında su doluyor. Yağış olduğunda çarşıda yürümek imkansız. Gazi Caddesi ve çevresinde sokaklar dere gibi oluyor, hep su taşıyor.” Arkadaşımız, “Az da olsa alınan vergilerin benim için kullanılmasını istiyorum” diyerek gerçekten çalışacağını düşündüğü bir adaya oyunu vereceğini söylüyor.
‘HALKI DÜŞÜNEN YEREL YÖNETİM ANLAYIŞI OLMALI’
Sohbetimiz, diğer arkadaşın söz almasıyla devam ediyor. O da daha önce AKP’ye oy vermiş, bu yerel seçimde AKP’li adaya vermeyi düşünmüyor. Ekonomideki kötü gidişattan dem vurarak şöyle diyor: “Ekonomide izlenen yanlış politikalar yüzünden ne hale geldik. Şu an alım gücümüz o kadar düştü ki bir şey almak istediğimizde marketlerdeki indirimleri kovalıyoruz.” 30 yıldır çalıştığını ve emekli olamadığını anlatıyor arkadaşımız. Yoksulluk sınırının altında aylık aldığını ve emekli olursa onu da alamayacağından endişe duyuyor. Yerel seçimlerde oy verirken neye dikkat edeceğini de şöyle açıklıyor: “Adayları gözden geçirip projelerine bakacağım, bana güven vermeli. Halkı düşünen bir belediye anlayışı olmalı. Şimdiye kadar gelen tüm belediye başkanları, sürekli birilerini zengin etme peşindelerdi. Bir önceki başkan hangi şirketle anlaşmıştı, bilmiyorum ama her yere lale ve çiçek ektirdi. Kaldırımları tekrar tekrar yeniledi. Ardından gelen de her yeri yapboza çevirdi. Böyle belediyecilik anlayışı olmaz.”
HALKÇI, ŞEFFAF, HİZMET VEREN BİR BELEDİYECİLİK
Bir de doğalgaz meselesi var tabii, o da sohbetimizin gündemi oluyor. Bir kadın arkadaş “Doğalgaz bulduk diye haber çıktı, artık doğalgaz çok ucuz olacak diye çok sevindim. Hatta doğalgazın bir kısmı devlet tarafından karşılanınca Allah dedim. Artık kendi gazımızı üretiyoruz diye düşünürken şimdi, doğalgazı açmaya korkuyoruz. Kiradan temel ihtiyaçlara, her şeye zam üstüne zam. Bu ay aldığımı, diğer ay aynı fiyata bulmak mümkün değil. Geçinemiyorum ve çok zorlanıyorum” diyor.
“Peki nasıl bir belediye başkanının kazanmasını istersiniz?” diye sorduğumuzda ise kadınlar ortak bir cevap veriyorlar: Halkını düşünen ve halkı için çalışan, şeffaf, birilerine rant sağlamayan, gereksiz harcama yapmayan, kendi yandaşlarını korumayan, torpille işe alım yapmayan bir yerel yönetim anlayışı istiyorlar ve buna göre oy vereceklerini dile getiriyorlar.
Fotoğraf: DHA
İllustrasyon: Canva Pro
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.