Esenyurt’ta farklı işkollarında çalışan kadınlar hem kadın olmaktan kaynaklı yaşadıkları ayrımcılığı, tacizi hem de geçim zorluklarıyla nasıl baş etmeye çalıştıklarını anlattı. Bir dokunup bin “ah” işittiğimiz kadınların kimi işsiz, kimi bulduğu işlerde zorlu koşullara rağmen çalışıyorlar...
‘SADECE YAŞAMAK İÇİN ÇALIŞIR OLMUŞUZ’
Sevim liseyi bitirince çalışmak zorunda kalan altı nüfuslu bir evin ortanca çocuğu. Babasından şiddet görerek büyümüş. Çalışmaya başladığı günden beri de birçok zorlukla karşılaşmış. Gazete ilanından görüp de girdiği sekreterlik işi kapı kapı dolaşıp tencere tava satma işine dönüşmüş. Patronuyla birlikte satış yaparken bir de patronunun tacizlerine maruz kalmış. Evlendikten sonra işbaşı yaptığı tekstil atölyesinden de taciz nedeniyle ayrılmak zorunda kalmış: “Patronun bakışları ilk günden üstümde. Kötü düşünmemeye çalışıyorum, ‘işimi kontrol ediyor ondandır’ diyorum. Sonrasında durduk yere yanıma gelip ‘çok güzelsin’ demez mi. Ayrılmak zorunda kaldım.”
Şimdi özel bir okulda danışma bölümünde çalışıyor. Ama “Ne hesabım yetişiyor ne de aklım alıyor bu parayla nasıl yaşıyoruz” diyor, “Ayakkabı alınacaksa çocuklara, bir ay birine öteki ay birine. Okul masrafları, beslenmeleri, yol parası, ev geçimi... İnsanın zoruna gidiyor. Sürekli çalışıyorsun ama eline geçen hiçbir şey yok. Sadece yaşamak için çalışır olmuşuz. Çocuklarım bu hallerde olsun istemiyorum. Ne kadar çalışsan da patrona yetmiyor. Şu an ‘az işçi, çok iş taktiği’ uyguluyorlar. Her yere koşmak zorundasın. Baktığında beş işçi eforu sarf ediyorsun ama bir işçi maaşı alıyorsun. Bu nasıl adalet?”
‘HER GEÇEN YIL DAHA ZOR’
Muhasebe departmanında çalışan bir kadın arkadaşa kulak veriyoruz: “Okul bitince bir cıvata fabrikasında işe girmiştim. Yanımda çalışan arkadaş avans için patronun odasına gitti. Geldiğinde sapsarı olmuştu. Patron ‘al bu avansın karşılığı bir makas’ deyip yanağını sıkmış. ‘Daha fazla istersen öpücük alırım’ demiş. Bunu duyunca bağırmaya başladım. Patronun oğlu gelip susmam için baskı yaptı. İkimiz de çıkıp gittik fabrikadan. Alacaklarımız bile orada kaldı.” Şimdi ailesiyle yaşıyor ve “Kendi paramı kazanıyorum ama sütyen alırken bile bin defa düşünüyorum. Aileme destek olmak istiyorum, kendi geleceğime yatırım yapmak istiyorum. Ama her geçen yıl bir öncekinden daha zor oluyor” diyor.
KRİZ OLMASA 6 AYLIK ÇOCUĞUMU EVDE BIRAKIP ÇALIŞIR MIYIM?
Markette çalışan bir kadın da “Kriz var tabii ki olmasa 6 aylık çocuğumu evde bırakıp gider miyim işe?” diye isyan ediyor. “Sadece mama ve bez parası 750 lira tutuyor. Geçen ay çocuğun ihtiyaçlarını karşılayalım diye eve ekmek dışında bir şey alamadık. Evde, dolapta ne kalmışsa onu yedik eşimle. Etli yemek falan aklımızdan geçmiyor zaten. Alırsak sebze en ucuzu neyse, hangisi denk geldiyse...”
Çalışma koşullarının zorluğundan da bahsediyor, “Bazı zamanlar oluyor neredeyse kendi ağırlığımızda koli taşıyoruz. Çocukla daha da zorlaştı bu koşullar. Eve gidip onun yemeği, oyunu derken peşine çamaşır, bulaşık, temizlik yeri geliyor saçımı bile tarayamıyorum.”
‘KENDİMİ YÜK OLARAK GÖRÜYORUM’
İnşaat teknikeri bir kadın ise karşılaştığı ayrımcılığı anlatıyor: “Mezun oldum, bir sene işsiz kaldım. Sebebi kadın olmam. Kadınların bu işe uygun olmadığını düşünüyorlar. Yeni havaalanına 17 tekniker alınacaktı, ben de başvurdum, ‘Hiç kadın almıyoruz, kadınlar sıkıntılı oluyor’ dediler.” Bir yıl işsiz kaldıktan sonra bulduğu iş de uzun sürmemiş. İşyeri iflas etmiş çünkü, ama alacakları hala ödenmemiş. “Neredeyse bir sene olacak iş bulamıyorum. Babamın emekli maaşı dışında bir gelirimiz yok. Evliliği düşünemiyorum. Aileme destek olamıyorum, hatta kendimi yük olarak görüyorum” diyor.
İlgili haberler
Sadece bir stand değil güçlenme mekânı
İzmir Bayraklı’da belediyenin, ilçenin çeşitli yerlerine kurduğu ve kadınların dönüşümlü olarak el e...
Bütün haklarımıza göz diktiler
Bugün çocuk parası alıyoruz, yarın buna da göz dikileceği kesin. Metal işçisi kadınlar olarak bunlar...
MESS’in kölelik taslağı en çok kadın işçileri etki...
Hem adamı hasta et, sonra ‘İşime yaramazsın’ de at. Kimse hastalığını söylemez o zaman. Bu madde ham...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.