Yoksul aileler sınava hazırlanan çocuklarını kurstan alıyor
Genellikle yoksul, emekçi ailelerin yaşadığı bir ilçe olan Sincan’daki bir özel kursta son 1 haftada 19 öğrencinin ailesi ücretini ödeyemeyecekleri için çocuklarını kurstan aldı.

Ankara Sincan’da sınava yönelik özel bir eğitim kurumunda çalışan Fizik Öğretmeni Neslihan’ın anlattıkları, korona salgını sürecinde işçi ailelerinin çocuklarının eğitiminden vazgeçmek zorunda kalışının acı bir resmini çiziyor. Genellikle yoksul, emekçi ailelerin yaşadığı bir ilçe olan Sincan’daki bu özel kursta son 1 haftada 19 öğrencinin ailesi ücretini ödeyemeyecekleri için çocuklarını kurstan almış. Online olarak derse devam eden Neslihan “3 öğrencimin evinde internet olmadığı için derslere katılamıyor” diyor. Dahası da var; aileleri ne yapıp edip kurs parasını denkleştirse de, üniversite sınavına hazırlanan öğrencilerinin büyük kısmında bir vazgeçmişlik olduğunu anlatıyor Neslihan; “Öğrencilerimin abi, ablası üniversite mezunu işsiz, bu çocuklar ‘Üniversiteye gitsem ne olacak ki’ duygusu yaşıyor…” 

İşte Neslihan’ın anlatımıyla yoksul ailelerinin çocuklarının yaşam sınavı:

1 HAFTADA 19 ÖĞRENCİMİN KAYDI SİLİNDİ, SEBEP İŞSİZLİK

“Sincan’da sınava hazırlığa yönelik özel bir kursta fizik öğretmeniyim. Milli eğitimin okulları tatil etmesinden itibaren bizler de tatil olduk. 2 hafta sonra evden videolu ders anlatımlarının devam etmesi gerektiğini belirtti yönetim.

Genelde işçi, yoksul aile çocuklarının geldiği bir kurum bizimki. Korona salgınından bu yana velilerin kayıt silme talepleri çok arttı. Yönetim, bizimle bütün gündemi bu kayıt silmeler olan online toplantı yaptı. Bizden velileri arayıp; kayıt silmemeleri için ikna etmemizi istiyorlar. Diyecekmişiz ki ‘Haziran’ın ortasında yüz yüze eğitime geçeceğiz, temmuzun 26’sındaki sınava öğrencileri hazırlayacağız.’ Geçen hafta 19 öğrencinin ailesi kayıt silmiş. Ücretsiz izne ayrılan, maaş alamayan, evine doğru düzgün ödenek girmeyen aileler... Ekim ayına kadar taksitleri yaymayı önermiş yönetim, ama aileler önlerini göremedikleri için ona da olur diyememişler.

Çalıştığım kurumun 8 ayrı yerde okulu ve sınav eğitim kurumu var, Çankaya’daki, Ümitköy’deki şubede böyle bir manzarayla karşılaşmıyorsun.

Bu yoksul semtte bu gençler için bilgiye ulaşmanın, sınava hazırlanmanın tek yolu biziz. Başka kaynakları, alternatifleri yok. Benim danışmanı olduğum sınıfta 3 tane öğrencim devam eden online derslere katılamıyor. Çünkü evde internet bağlantısı yok. Bu çocuklar diğer arkadaşlarından geride kalıyor. Şimdi bu çocuklar da bu kuruma ödeme yapmak zorunda. Çünkü daha hâlâ sözüm ona eğitim devam ediyor.

BU ÇOCUKLAR ‘ÜNİVERSİTEYE GİTSEM NE OLACAK’ DUYGUSU YAŞIYOR

Bir öğretmen olarak ben çocuklar açısından çok endişeliyim. Bu süreç onları çok kötü vurdu. Etraflarındaki örnekler de çocuklara “Okusam ne olacak, işsiz kalacağım” dedirtiyor. Öğrencilerimin abi, ablaları üniversite mezunu işsizler… Bu çocuklar “Üniversiteye gitsem ne olacak” duygusu yaşıyor, umutsuzluk yaşıyor tabii ki. Arıyorum çocukları, ikna etmeye çalışıyorum, yapacaksınız, süreci iyi değerlendirin, sorularınızı yollayın ben ilgilenirim dememe rağmen yok yani dönüş alamıyorum, vazgeçmişler...

Düşünüyorum, eskiden emekçi ailelerin çocukları ODTÜ’ye, Boğaziçi’ye girebiliyordu, şimdi bu çocukların o okulların kapısından girmesi mümkün değil. Birincisi, artık daha kötü bir sistemle yüz yüzeyiz. İkincisi eğitimin tamamıyla parayla olduğu, özel derslerle, yüksek gelirlilerin ancak faydalanabildiği bir hal var. Benim öğrencilerimin şimdi yarıştıkları çocuklara bakıyorsun, büyük fark var. Bunu kurs yönetimi bile söylüyor; “Ümitköy’deki grubumuz böyle değil” diyor, Sincan’dakilerden ümitlerini kesmişler.

ÖĞRENCİLERİM İÇİN ÇOK KAYGILIYIM

Normalde mesaim 12.00- 18.00 arasındaydı salgından önce. Şimdi online dersler veriyorum, çocuklar soru gönderince onları da çözüyorum. Gece bazen on ikiye kadar çocuklarla soru çözdüğüm oluyor. Ama bunu dert etmiyorum kendime, yük görmüyorum. Dediğim gibi, çok kaygılıyım öğrencilerim için. Hepsi yoksul aile çocukları, birinden birine hayır desem, vicdanım el vermez. Fizik zor bir ders, çocukların kendi başına çalışıp halledebileceği bir ders değil, elimden geleni yapıyorum. Ama görüyorum ki korona eğitimde ayrımcılığı çok derinleştirdi. Bu, bütün bu süreç bitince daha açık seçik görünecek.”

İlgili haberler
Karantina da yoksula değil, zengine…

Ev işçisi Esma anlatıyor: Evde hasta varsa bir odada karantinaya alın diyorlar. Bizim küçücük iki od...

Geçim derdinden sağlımızı düşünmeye sıra gelmiyor

Mahallemizde camdan cama, bahçeden bahçeye, kapıdan kapıya sohbet devam ediyor, gündem ne hijyen ne...

Eğitim emekçilerinin salgın günleri: Geçim, artan...

Salgın dolayısıyla okullar tatil edildi ancak eğitim emekçisi kadınların derdi bitti mi? Kendilerind...