Sincan Ertuğrul Gazi Mahallesinde Evrensel Gazetesi
ve Ekmek ve Gül Dergisi okurlarının kapısını çalıyoruz. Hem sohbet etmek,
dayanışma göstermek hem de yaşananları ortaya koymak, deneyimleri öğrenmek
için… Sosyal mesafeye dikkat ettiğimiz, birbirimize kolonya ikram ettiğimiz,
sağlıklı günler dilediğimiz sohbetler gerçekleştiriyoruz.
Herkes evde kalmaya çalıştığını, kendince hijyen
önlemleri aldığını belirtiyor. Ama asıl soru, çalışmak zorunda olan kişilerin
ev içerisinde ne kadar güvende olduğu ve izne çıkarılırlarsa ne yapacakları.
EVDE BİRİSİ MUTLAKA ÇALIŞMAK ZORUNDA
İki komşu camdan sohbet ediyor; biri sokakta, diğeri evde. “Sen neden sokaktasın?” diye sorduğumuzda ise “Ne yapayım ya korkum da kalmadı artık. Hem ben 65 yaş üstü değilim, öyle olsam bile beni evde tutsalar ne olur! Hala onlarca insan işlerine gitmek zorunda, izin verseler bu sefer de geçinemeyecekler. Bitirdi bu hükümet bizi” cevabını veriyor. Camdaki komşusu gülümseyerek “Konuşma abla, bağırarak başına iş açacaksın” diye uyarıda bulununca bu kez de “Ne olacak ya en fazla alır götürürler, hayat mı bıraktılar zaten” diyerek gösteriyor kızgınlığını.İşçilerin ücretsiz izine çıkarılmasına da salgın
koşullarında hala çalıştırılmalarına da tepkiler büyük. Her sohbette işin
sağlık boyutundan çok ekonomik kaygılar konuşuluyor. “Sağlığımızı düşünmeye
sıra gelmiyor ki ne yapacağımızı düşünmekten” cümlesi ise hiçbir önlemin
gerçekten halk sağlığı için alınmadığını özetler gibi.
GÜNDÜZ İŞE GİDİP AKŞAM YAŞLILARIMIZIN YANINA GELİYORUZ
Sitenin bahçesinde, çocuklarını dolaştıran genç bir kadın arkadaşımızla karşılaşıyoruz; “Herkes dışarıda tehlikeli değil mi?” dediğimizde “Çocuklar durmuyor, ben de korkuyorum ama çok küçükler, bunalıyorlar ne yapacağımızı şaşırdık” diye yanıtlıyor bizi. Eşi de “Yakında sokağa çıkma yasağı çıkar, eli kulağında, böyle olmaz zaten, biz çıkıp işe gidiyoruz ama akşam yaşlılarımızın yanına geliyoruz” diyor.Kocası ve kendisi emekli olan ve torunlarına bakan
bir kadın da yaşanan sürece ilişkin kaygısını paylaşıyor: “Torun anne babasıyla,
kızım kuafördü, kapanınca evde şimdi, eşini de ücretsiz izne çıkardılar. Evleri
kendi evleri, şimdilik idare ediyorlar ama bu iş biraz daha uzarsa ki öyle
görünüyor ne yapacaklar bilmiyorum”.
ÜLKEYE GÜVENİP HAYAT PLANI DA YAPILMIYOR
Bir başka kadın okurumuz ise düğün tarihine az bir zaman kalan yeğeninden bahsediyor. “Ev tuttular, borca girip mobilya aldılar. İkisi de özel sektör çalışanı, ücretsiz izinleri başladı, belki de işsiz kalacaklar. O borçlar nasıl ödenecek, düğün nasıl yapılacak bilmiyoruz, bu ülkeye güvenip hayat planı da yapılmıyor”diyor.Yaptığımız sohbetlerde, kadınlardan aldığımız
tepkilerden öne çıkanı da şöyle özetleyelim:
“Yönetenler üzerine düşeni yapsınlar, hayatımızı devam ettirmemizin
maddi koşullarını garanti altına alsınlar, ücretli izinler verilsin, herkese
eşit sağlık hakkı tanınsın”.
HÜKÜMETİN ‘PAKETİNE’ TEPKİ: BETER EDİYORLAR BİZİ!
Kendisi çalışmayan, eşi her gün işe giden bir kadın hükümet tarafından açıklanan koronavirüs ile mücadele önlem paketine tepkili: “Çocuklarla evde sürekli ders tekrarı yapmaya çalışıyoruz, yoksa çok geride kalacaklar. Kendimizce temizliğe dikkat etmeye çalışıyoruz. İşten geldiğinde eşimin üstünü başını çıkarttırıp yıkıyorum. Kendisi zaten kronik hastalığı olan biri ancak rapor süresi dolmuş onunla uğraşıyor, raporunu yenileyebilirse izne ayrılacak o zaman idare edebiliriz. Eğer ücretsiz izne çıkmak zorunda kalsaydı çok zorlanırdık. Onca özel sektör çalışanı ne olacak, nasıl geçinecek bilemiyorum. Hükümetin bunları düşünmesi gerekir, işleri bu zaten ama nerede… Beter ediyorlar bizi.”Bir başka kadın ise, “Dinlemişsinizdir, mücadele
maddeleri açıkladılar, ne ücretli izin var ne faturalarda erteleme. Konut
kredisi indirimi nedir ya? Millet can derdinde ev mi alacak? Döndüler
dolaştılar bu işi de inşaata bağladılar. Anlamıyorum ben kafayı bozmuşlar
betonla binayla” diyerek dile getiriyor tepkisini.
Bu tepkiler yanında halen devletin kendileri için
bir şeyler yapacağı umudunu taşıyanlar da var; daha önce bir anaokulunda
eğitmen yardımcısı olarak çalışan, şimdi ise bir özel okulda mutfakta çalışan
bir kadın, okullar kapanınca kendisini ücretsiz izne çıkardıklarını, eşinin
Temelli’de bir fabrikada çalıştığını söylüyor. Temelli’deki çoğu fabrikanın
kapalı olduğunu, eşini de ücretsiz izne çıkarırlarsa ne yapacağını sorduğumuzda
da, “Çıkarma ihtimalleri var bekliyoruz, ne yapacağımızı düşünmek istemiyorum.
Devletimiz herhalde bir yolunu bulacaktır, bizi böyle çaresiz
bırakmayacaktır”diyor. Aslında bu bir beklenti cümlesinden çok soru cümlesi
gibi görünüyor; “Bizi böyle çaresiz bırakmaz, değil mi?”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı açıklamada
halkın devlete “çare” olması için IBAN numaraları dağıttığı geliyor aklımıza…
Doğru, bizim bizden başka düşünenimiz yok. O yüzden çareyi kendimizde
arayacağız…
İlgili haberler
Evde kalamayan Derince Vergi Dairesi memuru korona...
Derince Vergi Dairesinde görevli memur Yeter Şen koronavirüsten hayatını kaybetti.
Korona günlerinde balkon sohbetleri
Balkona çıkıp hava almak, aynı zamanda bir sosyalleşme, dert paylaşım alanı da olmuş durumda. Ee buy...
Korona bugün var yarın yok, ama kadınlar hep var!
Bu zorlu günlerde de sonrasında da hayatlarımıza sahip çıkmak ancak birbirimizle dayanışarak gerçekl...
Korona günlerinde evde çocukla hayat: Zorluklar, k...
İzolasyonla birlikte önemli sorunlardan bir tanesi çocukların akranlarıyla bir arada olamaması. Ayrı...
Koronalı günlerde bir alonun ucundaki dertler
‘Konuşmaya ve dayanışmaya çok ihtiyacımız olduğu bir dönemden geçiyoruz. Evet dertler çok, ama yine...
Korona günlerinde ruh sağlığı: İnkar ve yüzleşme i...
Ruh sağlığımız için hem bireysel hem de toplumsal olarak alınması gereken önlemleri Uzman Psikiyatr...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.