Yıllardır şiddet gören Kaplan: Sesimiz öldükten sonra duyulmasın
Boşanma aşamasında olduğu Tarık Kaplan’ın saldırısı sonucu ağır yaralanan Nurcan Kaplan, ‘Kadınların sesi öldükten sonra duyulmasın’ diyerek, failin tutuklanmasını istedi.

Diyarbakır’ın Yenişehir ilçesine bağlı Şehitlik Mahallesi’nde yaşayan Nurcan Kaplan boşanma aşamasında olduğu Tarık Kaplan tarafından 1 Haziran’da ateşli silahla saldırıya uğradı. Kaplan, katletmeye çalıştığı Nurcan Kaplan’ı ve annesini yaraladıktan sonra olay yerinden kaçtı. Faili Tarık Kaplan’ın gözaltına alınması için Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi öncülüğünde sosyal medyada “#FailTarıkKaplanYakalansın” tagıyla destek çağrısı yapıldı ancak 6 Haziran’dan bu yana fail henüz gözaltına alınmadı.

15 yıldır Tarık Kaplan ile evli olan Nurcan Kaplan, yıllarca sistematik işkenceye uğradı. Defalarca adli mercilere başvuruda bulunan Kaplan, hiçbir sonuç alamadı. Uğradıkları silahlı saldırıdan sonra 3 ameliyat geçiren Kaplan’ın kemiklerinde birçok kırık olduğu için yürüyemiyor, annesi de yürümekte zorlanıyor.

‘HEP SERBEST BIRAKILDI’

Mezopotamya Ajansına konuşan Kaplan, evliliği süresince sürekli şiddete maruz kaldığını belirterek, “Evlendiğimizden beri dünyayı bana zehir etti. 2 çocuğum var ve yaşananlara çocuklarım için dayandım. Uğradığım şiddetlerden sonra babamlara gidiyordum fakat her seferinde babam beni ‘Belki düzelir, yuvandır bozma’ diyerek geri gönderiyordu. 9 yıl önce yine fiziksel şiddete uğradıktan sonra kadın sığınmaevine yerleştim. İşlediği suçlardan dolayı 8 yıl, yaptığım şikayetlerden dolayı da 14 ay cezaevinde kaldı. 4 ay önce ise denetimli serbestlikle tahliye oldu. Cezaevinden çıktıktan sonra oğlumu nerede görse dövdü. Sonrasında da ise bana saldırdı. Birçok kez karakola şikayet ettim ama her seferinde serbest bırakıldı” diye konuştu.

‘YETKİLİLER DUR DESİN’

Yaptığı başvurulardan herhangi bir dönüş alamadığını anlatan Kaplan, “Boşanmak istiyorum, Onun soyadını taşımak istemiyorum. Ben böyle oldum başka kadınlar böyle olmasın. Yetkililer bu duruma dur desin artık. Tutuklansın istiyorum. 10 ay önce mahkemeye başvurdum ama hâlâ bir sonuç yok. Biz kadınların sesi öldükten sonra duyulmasın” ifadelerini kullandı.

Kaplan’ın müşteki olduğu bir dosyada “Gizlilik kararı”na rağmen duruşmaya zorla getirilmesi sonucunda adliyede maruz kaldığı şiddet ve tehdide tanık olan Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi üyesi Avukat Çiğdem Sevimli, dosyanın takipçisi ve tanığı olduğunu söyledi.

‘MAHKEMENİN TEHDİDE CEVABI DIŞARI ATMAK’

Kaplan’ın sistematik şiddete maruz kaldığını ve öldürülmeye çalışılan bir kadın olduğunu belirten Sevimli, “Adam mahkemede Nurcan’ı tehdit etti. Kadını korumaya çalıştık. Adliye memurları zar zor adamı dışarı çıkarabildi. Nurcan, yıllardır sistematik şiddete maruz kaldı. Son 8 ayda da çocuklarıyla birlikte sığınmaevinde kaldığını söyledi. O gün de bir dosya için geldiğini ve mahkeme sırasında böyle bir olay yaşandığını anlattı, fakat mahkeme heyetinin tek yaptığı şey adamı salondan dışarı atmak oldu. Sonrasında biz tutanak tutulmasını istedik fakat tutmak istemediler. Baş memura gittik kabul etmedi, savcıya gittik önce bizi odaya almadı, bizim ısrarımızdan sonra görüşebildik ve gözaltı kararı verildi. Biz bu görüşmeleri yaparken dahi fail tehditlerine devam ediyordu. Ben de dosyada tanık olarak ifademi verdim” şeklinde konuştu.

‘ADLİ MERCİLER KORUYAMADI’

Onca tehdit ve şiddete rağmen failin ifadesinden sonra serbest bırakılmasına tepki gösteren Sevimli, “Sonra öğrendik ki adam serbest bırakıldıktan sonra da tehditlerini sürdürmüş. Çevresindekilere, ‘Nurcan kefenini hazırlasın, geleceğim’ demiş. Nurcan her seferinde koruma talebinde bulunsa da adli merciler tarafından yapılan hiçbir şey yok. Aralarda ‘Gelip gelmiyor mu’ söylemleriyle koruma yapılamaz. Korunamadı zaten. Silahlı saldırıdan sonra şu an ikisinin de tedavisi devam ediyor. Fail de henüz yakalanmadı” dedi.

‘ADLİYE ÖNÜNDEKİ TEHDİTLERE RAĞMEN YARGI KORUMUYOR’

 Kaplan’ın can güvenliğinin hâlâ tehlikede olduğuna dikkati çeken Sevimli, şunları söyledi: “Doysa çok yavaş ilerliyor. Bu yavaş ilerleyen süreçte hayati mücadele veren ve bunun korkusunu yaşayan bir kadın var. Nurcan’ın taleplerine rağmen fail tutuklanmadı ve Nurcan 8 ay sığınmaevinde kalmak zorunda kaldı. Yaşananlardan dolayı failin tutuklanması gerekirdi. Adliye önündeki tehditlere rağmen yargı korumuyor. İşte yargının pratiği tam olarak budur. Adli merciler hassas davranmalı, bir an önce harekete geçmeli ve tutuklanması yönünde hareket etmelidir. Etkin bir soruşturma ve kovuşturma yapılmalıdır.”

Sevimli, dosyanın takipçisi olacaklarını söyledi.

Görsel: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Şiddetten kaçan göçmen kadınların hikayesi...

Göçmenler bu ülkenin bir parçası artık, birlikte yaşayacağız ve birlikte daha güzel bir hayat için m...

‘Kadına yönelik şiddete ve istismara sessiz kalma!...

KOÜ Ekmek ve Gül Kadın Çalışmaları Atölyesi 25 Kasım’ın ardından peş peşe yaşanan şiddet, taciz ve i...

Biz şiddeti konuşurken iki kadın daha öldürüldü!

Biz Antep’te şiddete karşı neler yapabileceğimizi, nasıl bir araya geleceğimizi konuşurken 2 kadın d...