‘Vardiyadan dönerken arkamda biri var mı diye korkmak istemiyorum’
Fabrikalarda işçiler İstanbul Sözleşmesini Tartışıyor: Vardiyadan dönerken arkamda biri var mı diye korkmak istemiyorum. Eğer bu cinayetleri önlemek İstanbul Sözleşmesi ise bunu uygulamak zorundalar.

Pınar Gültekin cinayetinden sonra tüm ülke genelinde ve sosyal medyada olduğu gibi birçok fabrikada da kadın erkek işçilerin katılımıyla “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır” ve “Sözleşmeyi Uygula” eylemleri yapıldı. AKP Hükümetinin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmeye yönelik girişimleri ise fabrikalarda daha fazla konuşulur hale geldi. Özellikle sosyal medyada siyah beyaz fotoğraflı “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır” çağrısıyla başlatılan paylaşımlar kadın işçiler arasında da yaygın bir şekilde takip ediliyor. 

Fabrikalarda çay sohbetlerinde İstanbul Sözleşmesi önemli bir yer edinmiş durumda. Erkek işçilerin “Nedir bu İstanbul Sözleşmesi?” diye sorduğu ve öğrenmeye çalıştığı, kadınların ise sahiplendiği ve asla taviz verilmesini istemediği sohbetler gerçekleşiyor. Hükümetin sözleşmeden çekilmek için öne sunduğu iddialar ise kadınları çok ikna edemiyor.

ÇOK BUNALDIK ARTIK

38 yaşında olan metal işçisi Fadime sosyal medyadaki tartışmaları yakından takip ediyor. Fadime, tepkisini “Sosyal medyada biri ‘Pizzacı kapıya gelince üzerime daha kapalı şeyler giymek zorunda kalıyorum’ diye yazmış. Hayatımız böyle. İşe gelirken yok düğmeni ilikle, bol pantolon giy... Ne kadar da zor hayatımız var. Bunlar değişsin, değiştirelim. Çok bunaldık artık” sözleriyle dile getirdi.

23 yaşındaki Zeynep ise AKP’nin kadınları eve kapatarak asla hiçbir şeye karışmayan, başı önde kişilere çevirmek istediğini söyledi. Zeynep yaşanan şiddete, tacize, kadın cinayetlerine tepkisini şöyle paylaştı: “İstanbul Sözleşmesi’ni uygulamak zorunda. Yeter artık kravat taktı, dua okudu diye iyi hal indirimi! Her gece vardiyalarından eve dönerken arkamda biri var mı diye korkmak istemiyorum ben.”

‘BİRİ YOL GÖSTERSİN, DAHA NE YAPABİLİRİZ?’

30’lu yaşlarında olan metal işçisi Mehmet’in yaşanan kadın cinayetlerine ve sözleşme tartışmalarına ilişkin görüşleri şöyle: “Yeter bu kadar cinayet, taciz. Bunu önlemek çok mu zor? Eğer bu cinayetleri önlemek İstanbul Sözleşmesi ise bunu uygulamak zorundalar. Bir kız çocuğum var. Hayatın her alanında yanında olamıyoruz, koruyamıyoruz ki çocuklarımızı. Yazık değil mi ölenlerin annelerine babalarına! Düşse, bacağı kanasa içimiz gidiyor. Çocuklarımıza kimin bunun yapmaya hakkı var?”

26 yaşında Mehtap ise kadın cinayetlerine karşı sosyal medyada yürütülen tüm eylemlere katılmış. “Biri yol göstersin, daha ne yapabiliriz? Sırada ne var?” diye anlatıyor beklentilerini.

‘HER GÜN BİR KADIN ÖLDÜRÜLDÜĞÜNÜ YENİ ÖĞRENDİM

İki kız çocuğu olan Yavuz ise her gün bir kadının öldürüldüğünü yeni öğrendiğini söyledi. “Çözüm İstanbul Sözleşmesi ise nasıl kaldırabilir bunlar aklım ermiyor. Bu sözleşmeyi uygulamak istemeyenler pamuklar içinde yaşadığı için görmüyor tabi, ihtiyaçları olmuyor. Her yere özel jetlerle gidenler nerden bilsin ki!”


İlgili haberler
‘İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz’ sözümüzü...

Tüm kadınlara Ekmek ve Gül olarak bir çağrımız var: Gelin, sözleşmenin yürürlüğe girmesinin yıldönüm...

2005’ten 2020’ye: Adım adım İstanbul Sözleşmesi

İstanbul Sözleşmesi 9 yıl sonra “yuva yıkan” bir sözleşme haline nasıl geldi? 2005’ten 2020’ye adım...

Dardanel’in çalışma kampından İstanbul Sözleşmesi’...

Eşitlik, 8 Mart reklamlarında kadına değer verdiğini söyleyip, ilk fırsatta kadınları çalışma kampla...