Kadınların mücadele ile elde ettiği haklarından vazgeçmeyeceğine belirten TTB Merkez Konsey Üyesi Selma Güngör, aileyi yıkan İstanbul Sözleşmesi değil, kadına uygulanan şiddet olduğuna vurguladı. Güngör, İstanbul Sözleşmesinin bir an önce uygulanması gerektiğini belirtti.  

Türk Tabipleri Birliği (TTB) ile TTB Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu kadına yönelik şiddete ve İstanbul Sözleşmesi’nin tartışmaya açılmasına ilişkin basın toplantısı düzenledi.

Açıklama metni kadına yönelik şiddete karşı hayatını kaybeden Dr. Aynur Dağdemir’e adandı.

TTB Merkez binasında yapılan açıklamada TTB Merkez Konsey Üyesi Selma Güngör, Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Gülgün Kıran ve TTB Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu Üyesi Ayşe Uğurlu da katıldı.

‘MÜCADELEMİZLE ELDE ETTİĞİMİZ HAKLARIMIZDAN VAZGEÇMİYORUZ’

İstanbul Sözleşmesi’nin 6 yıl önce yürürlüğe girdiğini ancak uygulamadaki ve politik adımlardaki yetersizler nedeniyle kadına yönelik şiddetin her geçen gün arttığını söyleyen TTB Merkez Konsey Üyesi Selma Güngör, “Kadın sağlık çalışanları başta olmak üzere biz hekimler de toplumda yükselen şiddet dalgasının mağduru olabilmekteyiz. Mücadelemizle elde ettiğimiz haklarımızdan vazgeçmiyoruz, vazgeçmeyeceğiz” diyerek İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması çağrısında bulundu. Aileyi asıl yıkanın sözleşme değil şiddetin kendisi olduğunu vurgulayan Güngör, “Bu kötü gidişata dur demek adına elimizdeki en önemli yasal dayanak olan İstanbul Sözleşmesi’nden Türkiye’nin imzasını çekmesinin doğuracağı sonuçlar korkunç olacaktır. Eminiz ki kadınlara ve kız çocuklarına yönelik artan şiddetin toplumumuzda geldiği noktadan kimse memnun değildir” dedi.

UYARILAR YAPILDI
Türkiye sözleşmeden çekilirse kadın cinayetleri katlanarak artmaya devam edeceğini ifade eden Güngör şu uyarılarda bulundu;
-Kadın, erkek ya da çocuk fark etmeksizin toplumdaki tüm bireyler şiddet karşısında korumasız kalır
- Şiddet sarmalı tüm aileyi ve toplumu içine alarak şiddetin gerekçesi olur.
- Ev içi her türlü şiddet suç olmaktan çıkar.
-Cinsel taciz ve psikolojik şiddet suç olmaktan çıkarak evlilik içi tecavüz meşrulaşır.
-Israrlı takip karşısında yasal koruma ortadan kalkar.
- Göçmen kadınlar şiddet karşısında haklarını savunamaz.