Çocukların eğitim görmeleri, becerilerini ve yeteneklerini geliştirmeleri, parkta arkadaşlarıyla oynamaları gerekirken yoksulluğun yükünü çocuk işçi olarak bodrum katlarında 10-11 saat arası çalışarak sırtlamaları gerekiyor. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisinin verileri de Türkiye’de çocuk işçiliğin vahametini ortaya seriyor: son 20 yılda en az 811 çocuk işçi çalışırken hayatını kaybetti; aralarında 4-5 yaşında olanlar da vardı.
İstanbul’da İkitelli Mahallesi de bodrum katlarında çalışan çocuk işçi sayısının oldukça fazla olduğu bir mahalle. Özellikle tekstil atölyelerinin yoğun olduğu İkitelli’de Suriye göçüyle birlikte Türkiyeli çocukların yanı sıra Suriyeli çocukların yoğun bir şekilde atölyelerde çalıştıklarını görüyoruz. Çok küçük yaşlarda eğitimden kopan veya Medine* gibi yoksulluk ve zorunlu göç yüzünden hiç eğitim alamamış çocukların günleri overlok makinası başında geçiyor.
İkitelli’de yürürken sokakta top oynayan, kapı önünde dizilmiş oturan, yüksek sesle gülen çocukları görüyoruz. Hepsi cıvıl cıvıl. İlerlediğimizde ara ara bodrumlardan makine seslerini duyuyoruz. Atölyelerden birinin merdiveninden aşağıya doğru iniyoruz. Rutubet kokusu daha inmeden burnumuza doluyor. İçeride çalışan çokça çocuk var. 15 yaşında overlok makinesinin arkasında oturan Medine, bizi görünce gülümsüyor. Onunla rahat sohbet etmek için abileri ve küçük erkek kardeşlerinin yemek molasına çıkmasını bekliyoruz. “Onlar varken konuşamayız. Bana izin vermezler” derken tedirgin ses tonu çekincesini aktarmaya yetiyor. Saat bir olduğunda, abiler-kardeşler yemeğe gittiğinde ancak sandalyeleri çekip sohbet etmeye başlayabiliyoruz: “Biraz hızlı sohbet edelim lütfen. Abilerim yemeğini hızlı yiyip geliyorlar ben atölyede yalnız kalmayayım diye.”
‘ÇALIŞMAKTAN ÇOK SIKILDIM’
Medine 5 senedir tekstilde çocuk işçi olarak çalışıyor. Atölyede ortada iş dağıtmaya 5 senede önce başlayarak çalışan Medine’nin overlok makinesine geçmesi hiç kolay olmamış. Tekstil atölyesinde ortada çalışırken eve daha az para götürebilen Medine, makinede çalışınca eve daha çok para götürebileceği için şiddete maruz kalmış. “Abilerim beni makine öğrenmem için dövüyorlardı. Makine öğrenmek benim için hiç kolay bir süreç olmadı. Çok zorlandım.”
Medine 10 yaşındayken Suriye’den Türkiye’ye gelmişler. “Şimdi 15 yaşındayım ama Suriye’de de çalışıyordum. Ekonomik nedenlerden dolayı ben hiç okula göndermediler” diyen Medine’nin bir günü şöyle geçiyor: “Her gün 7’de uyanıyorum, sonra buraya geliyorum. 8.30’da iş başı yapıyoruz. Akşam 8’de işten çıkıyorum. Ortalama 10-11 saat çalışıyorum. Buradan çok sıkıldım. Tekstilden ve çalışmaktan çok sıkıldım.”
Medine, okula gitmek, sağlıkçı olmak istediğini söylüyor ve ekliyor: “Ama paramız olmadığı için okula gidemiyorum. Çalışmak zorundayım.”
Hayallerini, başka bir yaşam isteğinin, bir çocuk olarak günlük isteklerinin önüne çıkan engelleri ise Medine, “Dışarıda okula giden kendi yaşıtlarımı gördüğümde kalbim yerinde durmuyor. Çok bıktım. Sürekli ev-iş arası gidip gelmekten çok sıkıldım. Ben çok dışarı çıkmıyorum. Tek hiç çıkmıyorum çünkü babam, abilerim, kardeşlerim izin vermez çıkmama. Bir de akrabalar ‘bu kız dışarıda geziyor’ derler. Ama annemle bazen çıkıyorum. Ama çok az oluyor. Dışarı çıkmayı da çok sevmiyorum, çekiniyorum. Hayat nereye kadar böyle devam edecek?” diye anlatıyor.
Konuşmamız esnasında Medine’nin gözü hep kapıda. Abileri, kardeşleri gelirse hemen toparlanalım diye. Medine tedirgin konuşuyor ama bir o kadar da konuşmaya, anlatmaya ihtiyacı var. Sohbetimiz sürerken abilerin geldiğini görünce hemen sohbeti kesiyoruz.
Abi figüründen 10 yaşındaki erkek kardeşinin baskısına, evde baba korkusundan dışarıda akraba zorbalığına Medine’nin ve onun gibi birçok çocuk işçi olan kız çocuğunun hayatı kısır bir döngünün içine sıkıştırmış durumda.
*Güvenliği sebebiyle ismi değiştirilmiştir.
ÇOCUK İŞÇİLİK VERİLERİ NE GÖSTERİYOR?
-Son dokuz yılda iş cinayetlerinde 88 kız ve 468 oğlan çocuk işçi hayatını kaybetti.
-TÜİK’in 2019 Çocuk İşgücü Anketi Sonuçlarına göre yüzde 70,6’sı erkek ve yüzde 29,4’ü kız çocuğu olmak üzere 720 bin çocuk işçi bulunuyor. Ancak İSİG, çocuk işçiliğin gerçek boyutlarının verilerde perdelendiği belirtiyor: “Çocuk işçiliğin azaldığına dayanak gösterilen istatistiklerde sayısı 1,5 milyonu bulan çırak, stajyer ve meslek eğitimi gören öğrenci olmak üzere çocuk işçiliğin ana gövdeleri eksik. Öte yandan çocuk işgücü anketleri, Türkiye’de mevsimsel olarak, çocuk işçiliğin en az olduğu Ekim ila Aralık aylarında yapılıyor, bu da çocuk işçiliğin gerçek boyutlarını gizliyor. Bunlar göz önüne alındığında, bugün Türkiye’de en az 2 milyon (yaz aylarında 4 milyon civarı) çocuk işçi olduğu görülmektedir.”
-Göçmen ve mülteci çocukların da, tarım, sanayi, inşaat, ticaret gibi işkollarında günübirlik ve güvencesiz şekilde işgücü piyasasına dâhil olduğunu belirten İSİG, “Bu da patronlar açısından, ücret pazarlığı imkânı olmayan, ücret ödemelerini eksik yatırabileceği ya da geciktirebileceği, hakkını aradığında şiddet uygulayabileceği, zorla çalıştırabileceği ek bir çocuk işçi kitlesi anlamına gelmektedir” diye vurgulamıştı.
İlgili haberler
GÜNÜN DİLEĞİ: Çocuk işçilik son bulsun!
Bodrum'da 23 Nisan nedeniyle Cumhuriyet Başsavcısı’nın koltuğuna oturan öğrenci Egehan Uslu'nun tali...
GÜNÜN BAŞARISI: Çocuk işçiliğinden hak savunuculuğ...
Tanzanyalı Angel, daha kendisi küçük bir çocukken ev işçisi oldu ve iki çocuk bakmaya başladı. İşver...
Yoksulluğun ve savaşın yükü çocuk işçilerin omzund...
Hasat zamanında 6,5 milyon tarım işçisi yollara düşüyor. Çocuklar da çalışırken ya okulu bırakıyor y...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.