Eyüp semtindeki Ekmek ve Gül okurları olarak hafta sonuna birlikte başladık. Böreklerimiz çöreklerimiz ve çayımızla kahvaltı yapmak için mahallemizdeki parkta buluştuk.
İş yerlerimizde yaşadığımız sorunlar üzerine konuştuk önce. Ev işçisi kadın arkadaşımız ilk çalışmaya başladığında toplumun eve temizliğe giden kadına olan bakış açısından dolayı işini söylemeye çok çekinirken bugün böyle şeyleri hiç düşünmediğini ifade etti. Diğer ev işçisi kadınlarla olan dayanışması ona bu gücü vermişti.
Evli, boşanmış ya da evliliğini sürdürmek durumunda kalmış kadınlar ise sözü ev içi emeğe getirdi. Ne kadar bilinçli, kadın dayanışması içinde olan kadınlar olsak da ataerkil toplum içinde bu sorunlarla baş etmek durumunda kalıyoruz. Buraya dair yıllardır evli çocuk büyütmüş kadının da yeni evli kadının da söyleyecek bir sürü sözü var. Uzun süredir evli arkadaşlarımız yılların birikmişliklerini döküyor: Ev işini bölüşmedi, sosyal hayatıma izin vermedi vs. Hepimizin bildiği ve hâlâ kendi hayatlarında baş etmeye çalıştığı şeyler. Sonra söze yeni evli kadın arkadaşımız giriyor. Kendini sakin ve çekingen olarak tanımlıyor ya da toplum ona bu rolü vermiş, çünkü bize kendini çok güzel anlattı. Modern diyeceğimiz, iş yerinde güçlü kadınlarla çalışan bir erkeğin aslında toplumdaki ataerkilliği nasıl eve yansıtabileceğini gösterdi. Erkeklerin topluma ve ailelerine kendilerini güçlü göstermek için ev işlerini kadının yapması gereken bir şey olarak gördüklerini söyledi. Kendi yaşadıklarından örnekler verdi sonra. Yeni evli oldukları ve yeni eşyaları olduğu için eşi kadının onları temizlemek, düzenlemek için daha hevesli olacağını düşünüyormuş. Ayrıca kadın sakin bir yapıda olduğunu için evde daha çok zaman geçirmeliymiş, daha mutlu olurmuş öyle. İş yerinde sorunlar yaşıyormuş ama ilerleyen de bir kariyeri varmış. Eşine hep yaşadığı sorunları anlattığı için çalışmamasının daha iyi olacağını düşünmüş eşi. İşi bırakmasında bunun da etkisi olduğunun farkında olduğunu söyledi bize. Belki de fark etmesi en zor baskılardan biri bu. Koruduğunu ve şefkat gösterdiğini düşünürken kadını hayattan soyutluyor, eğer kadın fark etmezse. Bir araya gelmenin önemini tam da burada anlıyoruz. Kendimizi ifade edecek bir alan buluyoruz, tek başımıza olmadığımızı, benzer sorunları paylaştığımız kız kardeşlerimiz olduğunu görüyoruz. “Oraya gidersen seni boşarım” diye tehdit eden erkeğe “Ben seni boşarım” deme gücünü bulup gidip hayata karışabiliyoruz. Çünkü sokaklar bizim. Şarkı da söyleriz, spor da yaparız, yeni yerler de keşfederiz, konsere de gideriz.
Laf hamur işi yerken önünde sonunda fazla kilolara gelse de evli, bekar, işçi veya işsiz kadınlar olarak bütün çeşitliliğimizle bir araya gelebilmek ve işte, evde yaşadığımız sorunları birbirimizle paylaşmak, birlikte çözüm aramak bugün hepimize çok iyi geldi. Ayrılırken daha çok bir araya gelmek istediğimizi söyleyerek neşeyle vedalaştık.
Fotoğraflar: Ekmek ve Gül
İlgili haberler
Eyüp Ekmek ve Gül Grubu: Tek seçenek şiddete karşı...
Eyüp Ekmek ve Gül Grubu etkinliğinde bir araya gelen kadınlar, şiddeti konuşurken, şiddeti yeniden ü...
Eyüp Ekmek ve Gül Grubu buluşması
Eyüp Ekmek ve Gül Grubundan kadınlar ‘8 Mart’a giderken sesimizi semtimizden yükseltiyoruz’ diyor. 5...
Eyüp Ekmek ve Gül Grubu: Eşit, özgür, şiddetsiz bi...
Karadolap Parkı’nda stant açan ve kadınlara seslenen Eyüp Ekmek ve Gül Grubu, Kadıköy’de gerçekleşec...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.