Hasat zamanında, Türkiye’de yaklaşık 6,5 milyon tarım işçisi memleketlerini bırakarak yollara düşüyor. Birçoğu yılın 11 ayını evinden uzakta çadırlarda geçiriyor. Bu yolculuğa on binlerce çocuk da katılıyor. Aileyle birlikte tarım işçiliği yapan ya da ev içi işlerde çalışan çocukların birçoğu ya okulu bırakıyor ya da okumak için daha fazla çalışmak zorunda kalıyor. TÜİK’in 2012 Çocuk İşgücü Anketi’ne göre sayısı 15 milyon 247 bin çocuktan, yüzde 44,7’si tarımda olmak üzere 893 bini çalışıyor. Aynı ankete göre çalışan çocukların yüzde 49,8’i bir okula devam ederken, yüzde 50,2’si ise okula devam edemiyor.
Mersin’in Tarsus ilçesine bağlı Yenice ilçesinde konuştuğumuz çocuklar da ya okulu bırakmış ya da zorluklar içerisinde okuluna devam ediyor. Hepsinin çalışma nedeni ise aynı: Aileye ekonomik katkı sağlamak.
AİLE BORCA GİRİNCE ÇALIŞMAYA BAŞLADILAR
13 yaşındaki Zekiye ve erkek kardeşi 14 yaşındaki Halil, okullar kapanmadan bir hafta önce sınavları biter bitmez tarım işçiliği için Yenice’ye gelmişler. 6 kardeşten okul çağında olan 5 kardeş de eğitimine devam ediyor. Zekiye 8, Halil 9’uncu sınıf öğrencisi. Babaları ilk evlendikleri yıllarda şehir şehir gezerek inşaat işçiliği yapmış. Daha sonra Urfa, Akçakale’deki köylerinde hayvancılık yapmaya başlamışlar. Büyük kardeşleri liseye geçince okula devam edebilmesi için Akçakale’ye taşındığını anlatan Zekiye, kışın kendileri okurken babasının da inşaat işçiliği yaptığını, Akçakale’de ev alıp borca girince büyük kardeşleri ile birlikte 2 yıldır çalışmaya başladıklarını anlattı.
Zekiye
ARKADAŞLARINI VE OKULUNU ÖZLÜYOR
Burada patates, biber ve pamuk işinde çalışan Zekiye, en çok Akçakale’deki arkadaşlarını özlediğini anlatıyor. Arkadaşları ile birlikte bir proje grupları olduğunu ifade eden Zekiye, “Onlarla birlikte olmak isterdim. Grubumuz var. Onlarla tasarım, proje yapıyorduk. Şimdi onlar yapıyor, ben buraya geldiğim için yapmıyorum. Telefonda konuşuyorum ama onların yanında olmak isterdim. Burada çalışmak yerine gezmek, ders çalışmak Urfa’da olmak isterdim” dedi.ZORLUKLARA RAĞMEN
Önümüzdeki yıl TEOG sınavına girecek olan Zekiye, okular açılınca seneye YGS’ye girecek olan en büyük erkek kardeşi ile birlikte Akçakale’ye dönecek. Anne, babası ve küçük kardeşleri ise Antalya’da sera işinde çalışıyor. Diğer kardeşlerinin Antalya’da okula devam edeceğini ifade eden Zekiye, “Akçakale’de dayımlar, anneannem var. Onlarla kalacağım. Okula gideceğim. Çevredekiler de yardımcı oluyor, ailem okumamızı istiyor” dedi. Zekiye birkaç yıldır yazları çalışıyor ve yaşıtı olan birçok öğrenciye göre dezavantajlı olmasına rağmen derslerinde başarılı. Büyük kardeşi Halil’den Zekiye’nin not ortalamasının 87 olduğunu öğreniyoruz.11-12 SAAT ÇALIŞMANIN ÜCRETİ 47 LİRA
Okuyarak tarım işçiliğinden kurtulmak istediğini söyleyen Zekiye, işlerin ağır oluşundan şikayetçi. Başlarındaki çavuşlar ne derse yapmak zorunda olduklarını ifade eden Zekiye, “Hangi iş derlerse ona gitmek zorundayız. Dediklerini yapmazsak bizi işe almayabilirler” dedi. İşe saat 6-7’den akşam 7’ye kadar çalıştıklarını, öğlen bir saat yemek molaları ol anlatan Zekiye, elçinin kestiği para çıkarılınca günlük 47 lira yevmiye alıyor. Yetişkinlerle aynı işi yapan çocuklar onlarla aynı parayı alıyor. Zekiye, çektikleri zahmete göre verilen ücretin yeterli olmadığını düşünüyor. “Çok emek harcıyoruz. Parayı biraz arttırsalar daha iyi olur. Tarım işçiliği yapmak istemiyorum” diyen Zekiye, matematik ya da tarih öğretmeni olmak istediğini dile getiriyor.
Halil
'AİLEYE KATKI İÇİN ÇALIŞIYORUZ, YOKSA KİM ÇALIŞIR BURADA?'
14 yaşındaki lise öğrencisi olan Halil de kardeşi Zekiye gibi okul masrafları ve ailesine katkı için çalışıyor. Okulunu bitirip beden eğitimi öğretmeni olmak istiyor. Babasının okumayı çok istediğini anlatan Halil, dedesi erken yaşta hayatını kaybedince 18-19 yaşlarında olan babasının amcaları ile birlikte çalışmaya başladığını belirterek “Babam kışın Antalya’ya çalışmaya gidermiş. Biz de birkaç senedir yazları buraya geliyoruz. Aileye katkı için çalışıyoruz. Yoksa kim çalışır burada” diye konuştu. Yaz geldiğinde arkadaşları tatile giderken kendisi çalışmaya gelen Halil, “Arkadaşlarım ‘Yazın biz denize gideceğiz’ derken ben bir şey diyemiyorum. Ben de ‘Biz de gideceğiz’ diyorum” dedi.OKUMAK İSTİYORUZ AMA…
15 yaşındaki Mehmet ve 14 yaşındaki Ahmet tarlada çalışan iki kardeş. Birçok kişinin tarım işçisi olarak Türkiye’nin dört bir yanına dağıldığı Akçakale’den gelmişler. Bu iki kardeş de TIR şoförlüğü yapan babaları ev aldığı için çalışmaya başlamış ve okulu bırakmış. “Tekrar dönmek ister misiniz?” diye sorduğumuzda Ahmet, “Okumayı tabi isterim ama borçlarımızı ödüyoruz. Artık olmaz, zor” diye yanıt verdi. Ailesi borçları bitirdikten sonra giyim üzerine dükkan açacağı için okulu 8’inci sınıfta bırakmış, kardeşi Ahmet de öyle... Babaları TIR’da kendileri tarlada çalışıyor. Tarlada çalışmak istemediklerini söyleyen Ahmet ve Mehmet’in şimdi tek umudu Akçakale’ye dönüp açacakları dükkan. Ahmet, “2 seneye açarız” dedi.Büşra
OKUL MASRAFLARI İÇİN
12 yaşındaki Büşra Yenice’de yaşıyor ve sadece yaz tatillerinde çalışıyor. Tableti olmadığını söyleyen Büşra, bu yıl tablet almak ve okul masraflarını çıkarmak için tarım işine geldiğini söyledi. Tarlada olmak yerine evde olmak, gezmek istediğini dile getiren Büşra, işçilik yaparak evde yediği patatesin üzerinde insanların ne kadar çok emeği olduğunu görerek değerini daha çok bildiğini söyledi. Semanur 14 yaşında, Yenice’de yaşıyor. Semanur da sadece tatillerde çalışıyor. Bu yıl bir telefon almış, onun parasını ödeyeceğini söylüyor. İşlerin bazen sor olduğunu söyleyen Semanur, tarlada olmak yerine arkadaşları ile birlikte gezmek istediğini söyledi.
Semanur
SAVAŞIN BEDELİNİ EN AĞIR ÇOCUKLAR ÖDÜYOR
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) bu yıl Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü’nde çatışmaların ve felaketlerin çocuk işçiliği üzerindeki etkileri üzerine odaklanıyor. ILO verilerine göre işçi olarak çalışan 168 milyon çocuğun çoğu çatışma ve felaketlerden etkilenen bölgelerde yaşıyor. 2011’den itibaren Türkiye’ye gelen Suriyeli ailelerin çocukları il ilgili verilere ulaşmak zor olsa da Türkiye’de yaşayan 3 milyonu aşkın Suriyeli mültecinin yaklaşık yarısının çocuk olduğu düşünülüyor. Adana’nın Karataş ilçesine bağlı geniş tarım arazilerinin bulunduğu ve tarım işçilerinin yazın yoğunlaştığı Tuzla bölgesinde konuştuğumuz Suriyeli çocuklar savaşın bedelini en ağır ödeyenlerin çocuklar olduğunu doğruluyor.İbrahim
'OKUL OLSA DA ÇALIŞMAK ZORUNDAYIZ'
Tarlada domates toplarken konuştuğumuz 13 yaşındaki İbrahim, savaş başlayınca Rakka’dan kaçıp Türkiye’ye kadar gelmiş. Oradaki yaşamında mutlu olduğunu ifade eden İbrahim, orada okula gitmek dışında bir şey yapmıyormuş. Ancak savaş başlayınca 2’inci sınıfta okulu bırakmak zorunda kalmış, bir daha da okula gitmemiş. 4 yıldır ailesi ile birlikte Türkiye’de olan İbrahim, yaşadığı çevrede gidebileceği bir okul olmadığını söyledi. Doğankent’te kiraladıkları evde ailesi ile birlikte yaşayan İbrahim, Suriye müfredatının uygulandığı, Arapça eğitim verilen geçici eğitim merkezlerinden haberdar değil. Ancak haberdar olsaydı bile evin geçimindeki rolünden dolayı okula gidemeyeceğini söyleyen İbrahim, “6 kardeşiz. Biri küçük 5’imiz ve annemiz çalışıyor. Gerisi evde oturuyor” dedi. Çalışmak zorunda olmasa okumak istediğini ifade eden İbrahim, Suriye’de okula giderken öğretmen olmak istediğini söyledi.12 yaşındaki Hibe de Rakka’dan gelmiş. Onun hikayesi de İbrahim’le aynı. 2’inci sınıfta okulu bırakan Hibe, Türkiye’de olduğu 4 yıldır işçilik yapıyor. Çalışmasındaki temel neden ev geçimi. Savaşın hayatını çok değiştirdiğini söyleyen Hibe’nin hayali doktor olmakmış ve savaş biterse ülkesine geri dönmek istiyor.
53 NOKTADA 10 BİNDEN FAZLA TARIM İŞÇİSİ
2013 yılında Adana Valiliği bünyesinde kurulan ‘Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Adana Çocuk İşçiliği Birimi Mobil Ekibi’nin verilerine göre 53 çadır noktasında 10 binden fazla tarım işçisi bulunuyordu. Bunlardan 3-4 binini (yüzde 30-40) ise çocukların oluşturduğu saptandı. Tarımda çalışan çocuklar aileleri ile birlikte tarımda ve ev içi işlerde çalıştığı belirtildi.Kalkınma Atölyesi’nin geçtiğimiz yıl Adana’da yaptığı çalışmadan elde ettiği veriye göre ilkokul çağındaki çocukların yüzde 79’u eğitim alabilmekteyken, bu yaş grubunun yüzde 15’i eğitime erişememektedir. 11-14 yaş diliminde okula devam etmeyenlerin oranı oğlan çocuklarda yüzde 18, kız çocuklarında yüzde 32’ye yükselmektedir, bu yaş dilimi cinsiyet eşitsizliğinin görülmeye başlandığı bir yaş dilimi. 15-18 yaş dilimindeki genç erkeklerin yüzde 59’u, genç kadınların yüzde 73’ü eğitimlerini terk etmişlerdir, cinsiyet uçurumu bu yaş diliminde de görülmekle birlikte, her iki cinste de eğitimi terk oranının çok yükseldiği görülüyor. 19-24 yaş dilimine geldiğimizdeyse eğitimini terk edenlerin oranının yüzde 90’a yükseliyor. Bu yaş diliminde eğitime devam etmek istisna olarak görülüyor.
Kaynak: Evrensel Gazetesi
İlgili haberler
GÜNÜN DİLEĞİ: Çocuk işçilik son bulsun!
Bodrum'da 23 Nisan nedeniyle Cumhuriyet Başsavcısı’nın koltuğuna oturan öğrenci Egehan Uslu'nun tali...
Çocuklar bir gün varlar 364 gün yoklar
Binlerce çocuk, 23 Nisan'a istismara uğrayarak, eğitim ve sağlıktan yoksun kalarak, tutuklanarak ve...
Mevsimlik tarım işçisi kadınların hali...
Mevsimlik tarım işçisi kadınlar 12 saat 30 lira yevmiyeyle çalışıyor.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.