Sağlık örgütlerinden kadınlar: Yaşamı korumak için İstanbul Sözleşmesi şart!
Sağlık emekçilerinin meslek örgütlerinden kadınlar, kadına yönelik şiddetin bir halk sağlığı sorunu olduğunu söyleyerek, kadınların, LGBTİ'lerin yaşamı için sözleşmeye sahip çıkma çağrısı yaptı.

TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Meltem Günbeği, Ankara Tabip Odası (ATO) Yürütme Kurulu Üyesi Araştırma Görevlisi Laleş Tunç, Hacettepe Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı’ndan Doçent Doktor Nükhet Paksoy Erbaydar kadına yönelik şiddetin en yaygın sorun olduğunun altını çizerken, toplum sağlığı için öncelikle kadınların bedenen ve ruhen sağlıklı olması gerektiğini, İstanbul Sözleşmesi’nin kadın sağlığı ve toplum sağlığı için de vazgeçilmez olduğunu dile getirdi.
“İstanbul Sözleşmesi” olarak bilinen “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi"nden çekilme kararı, her alandan kadınların tepkisiyle karşılandı. Kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddeti önleme, bununla mücadelede temel standartları ve devletlerin bu konudaki yükümlülüklerini belirleyen en geniş belge olan sözleşme, imzacı devletlere hem kamusal hem de özel alanda kadınların şiddetten arınmış bir yaşam sürebilmeleri için gerekli yasal düzenlemeleri yapma ve tedbir alma yükümlüğü veriyor. Mezopotamya Ajansı’na konuşan sağlık örgütlerinden kadınlar, sözleşmeden çekilme kararını değerlendirdi.


Ankara Tabip Odası (ATO) Yürütme Kurulu Üyesi Araştırma Görevlisi Laleş Tunç (Fotoğraf: MA)


'İSTANBUL SÖZLEŞMESİ YAŞAM HAKKI MÜCADELESİDİR'
Ankara Tabip Odası (ATO) Yürütme Kurulu Üyesi Araştırma Görevlisi Laleş Tunç, “Biz hekimler olarak yaşam hakkına saygı duyarak işe başlıyoruz. İstanbul Sözleşmesi de tüm kadınlar için yaşam hakkı mücadelesidir” derken, sağlık emekçisi kadınların sözleşmeye sahip çıkma kararlılığını şu sözlerle dile getirdi: “Biz kadınlar, hayatımızı, bedenimizi siyasi oyunların mezesi haline getirmeyeceğiz. Sözleşme yürürlükteyken de fiilen uygulanmasıyla ilgili sıkıntılar vardı ve biz o dönem de uygulanması için mücadele ediyorduk, şimdi de aynı şekilde mücadele vereceğiz."

'ŞİDDET GÖREN KADINLARI TEDAVİ EDERKEN SÖZLEŞMENİN ÖNEMİ ORTAYA ÇIKIYOR'
Hem kadın sağlık çalışanları olarak hem de kadın hastalar açısından sözleşmenin çok değerli olduğunu söyleyen SES Genel Sekreteri Pınar İçel de, sözleşmenin toplumsal karşılığını, şiddet gören ve tecavüze uğrayan kadınları tedavi ettikleri süreçte daha iyi anladığını ifade etti. İçel, “Sözleşme kadını şiddetten koruyor. Çalıştığımız alanları da çok yakından ilgilendiren bir sözleşme. İptal kararı yok hükmünde ama biz aktif olarak uygulanması için de daha çok mücadele edeceğiz” dedi.

SES Genel Sekreteri Pınar İçel (Fotoğraf: MA)

'ŞİDDET, EŞİTLİK ÖNÜNDE DE EN BÜYÜK ENGEL'
Hacettepe Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı’ndan Doçent Doktor Nükhet Paksoy Erbaydar, sözleşmede yer alan “toplumsal cinsiyet eşitliği” üzerine durdu. Sözleşmenin bir sıçrama tahtası olduğunu dile getiren Erbaydar, “Sözleşme, kadın erkek eşitliği mücadelesinin uluslararası platformda karşılık bulmasının sonucu. Dünyanın genelinde buna benzer sözleşmeleri hayata geçirmeye çalışıyorlar. Gerçekten şiddet, kadın erkek eşitliği önünde çok ciddi bir engel. Aradan çıktığı zaman önemli gelişmeleri sağlayabileceğiz. Şiddet dediğimiz şey, sadece sokakta değil, şiddet ev içinde, yatak odasında, çocukların gözü önünde, yani kadınların en güvenli hissetmek istediği her yerde var. Ancak, İstanbul Sözleşmesi’ni ister kaldırsınlar, isterse kaldırmasınlar kadınlar hakkını korumaya devam edecek. Bunun adı bugün İstanbul Sözleşmesi olur, yarın Madrid açıklaması olur, fark etmez kadınlar yola devam ediyor” şeklinde konuştu.

TOPLUM SAĞLIĞI İÇİN…
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi üyesi Dr. Meltem Günbeği, “Biz sağlık anlayışımızda sadece beden sağlığını sağlamıyoruz. Bu nedenle şiddetin her türlüsüne karşıyız. Psikolojik şiddet, dijital şiddet temelli sorunları da bu açıdan görüyoruz” dedi. Sağlıkçılar olarak toplumsal sağlık anlayışıyla çalıştıklarını ifade eden Günbeği, “Toplumsal sağlığın olması için de en başta dezavantajlı grupları yani; başta kadınlar olmak üzere mülteciler, LGBTİ+ bireyler ve bu bireylerin sağlığı önemli. Çünkü onların sağlığı olmadan toplumsal bir sağlıktan söz edilemez. Biz sözleşmenin kaldırılmasını buna yönelik çok ciddi bir saldırı olarak görüyoruz” sözlerini kullandı.
Bandırma’dan sağlık emekçisi bir kadın Ekmek ve Gül'e yazdı: Kadınların önemli bir dayanağı elinden alınıyor. İstanbul Sözleşmesi, evde, sokakta, iş yerlerimizde yaşadığımız sorunların çözümü için bir dayanak. TIKLAYINIZ


Ana fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
‘Yasalar uygulansa ben bunları yaşamazdım’

İstanbul Sözleşmesi uygulanmıyor, kadınlar ölüme terk ediliyor… Devletin korumadığı kadınlardan Emin...

Devlet Reyhan’ın çığlığını duymadı

Ankara’da öldürülen Reyhan Korkmaz’ın komşuları, Reyhan’ın şiddetten kurtulmak için birçok kez polis...

5 aylık hamile Sezen, Anıl Yolum isimli erkek tara...

17 yaşındaki 5 aylık hamile Sezen Ünlü, bebeğin babası Anıl Yolum tarafından 16 yerinden bıçaklanara...