Mor Çatı’dan koronavirüs salgını sürecinde kadına yönelik şiddet raporu
Mor Çatı salgın süresince kadınların yaşadığı şiddete dikkat çekmek için kamu kurumlarıyla, barolarla ve yerel yönetimlerle görüşerek bir rapor hazırladı.

Koronavirüs salgını başladığından beri kadına yönelik şiddet, evde kal çağrılarıyla birlikte daha fazla arttı. Mor Çatı, “Koronavirüs Salgını Süresince Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele İzleme Raporu”nu yayımlayarak kadınalrın yaşadığı sorunlara dikkat çekti. 


Raporda, çeşitli kamu kurumlarıyla, barolarla ve yerel yönetimlerle görüşüldüğü ancak çıkan sonucun kadınlar için iç açıcı olmadığı görülüyor. Bu süreçte, şiddet gören kadınların başvurabileceği mecraların sistemli çalışmaması, kolluk kuvvetlerinin caydırıcı tutumlar sergilemesi, kamu kurumlarının kadına yönelik şiddeti salgını gerekçe göstererek gündemine almaması kadınların hayatını daha fazla tehlikeye atıyor.


KADINLAR SIĞINAKLARA VE SOSYAL YARDIMLARA İLİŞKİN BİLGİLENDİRİLMİYOR

Raporda yer verilenlerden bazıları şöyle; 


Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın Kadın Statüsü Genel Müdürlüğü’nde gerekli önlemlerin alındığı bilgisi yer alıyor. Ancak KSGM’nin 3 Nisan tarihinde yayınladığı ek açıklamada sığınaklarda sağlık kontrolü, düzenli dezenfektasyonun yapılması gibi bilgilerin yanı sıra can güvenliği tehdidi olan kadınlar dışında sığınaklara kabul yapılmadığı belirtiliyor. Bu da aynı zamanda 6284 sayılı Kanun ve Kadın Konukevlerinin Açılması ve İşletilmesi Hakkındaki Yönetmeliğin ihlal edildiği anlamına geliyor. Yine yapılan açıklamada başka bir düzenleme ise şu şekilde; sığınağa kabul edilmeyen kadınların 6284 sayılı Kanun kapsamında kamu kurum ve kuruluşlarına ait sosyal tesis, yurt veya benzeri yerlerde geçici olarak “misafir” edildiği yönünde. Bu durumda şiddete uğrayan kadınlara kanun gereğince işlem yapmak, bu kadınların şiddete maruz kaldıklarını kabul belirtilmiş olmasına rağmen sığınak desteği vermemek anlamına geliyor. Bir diğer önemli nokta ise kadınların bu durumlardan haberdar olmadığı gerçeği.Gerek kolluk kuvvetleri, gerekse ŞÖNİM’lerin konuya ilişkin yönlendirme yapmadıkları bilgisi var. Raporda, Bakanlık ile yapılan görüşmeler sonucu  bu sürecin şeffaf yürütülmediği ve kadına yönelik şiddete ilişkin bir acil eylem planı olmadığı paylaşılıyor. Sığınaklara yalnızca can güvenliği olmayan kadınların alındığı, barınma talebiyle başvuru yapanların sığınaklara alınmadığı bilgisi yer alıyor. Şiddete maruz kalan kadınlardan ‘fiziksel şiddet’ için darp raporu istendiği, kabullerde ikamete bakıldığı ve şiddete uğrayan kadınların kolluk kuvvetleri tarafından salgın bahane edilerek caydırıcı ve kötü muameleye maruz kaldıklarına dikkat çekiliyor. 


ŞİDDETE MARUZ KALSA DAHİ, TEST  OLMADAN SIĞINAKLARA ALINMIYORLAR

Raporda, salgın sürecinde kadınların şiddete maruz kalma oranının yükselme nedeninin başında, şiddet uygulayan erkek ile aynı evde kalması geliyor. Kolluk kuvvetlerinin salgın öncesi süreçte de şiddete maruz kalan kadınları eve geri gönderdiği, kadınları doktor muayenesine dahi götürmediği kaydedilirken, bu sürecin kolluk kuvvetleri tarafından adeta şiddet gören kadınları başlarından savmak için kullandıklarına dikkat çekiliyor. Salgından kaynaklı olarak kadınlara COVID 19 testi yapılmadan sığınaklara gidilemeyeceği, kolluk kuvvetlerinin hastanelerde kadınlara yardımcı olmadığı bilgisi de var. Hatta darp raporu olduğu halde, COVID 19 testi olmayan bir kadının sığınağa kabul edilmediği de raporda sunulan bir örnek olarak karşımızda. Ayrıca işsizlik nedeniyle maddi yardım taleplerin arttığı bir sürece girildiğini paylaşan Mor Çatı, ilgili kurumlara başvuru yapan kadınların hiçbir kurumla iletişim kuramadığını paylaşıyor. Bu koşullarda kadınların hem şiddete maruz kaldığını, hem de sosyal yardımlardan mahrum bırakıldığının altını çiziyor.


YEREL YÖNETİMLER KADINA YÖNELİK ŞİDDETİ GÜNDEMİNE ALMIYOR

Yerel yönetimlerin, kadına yönelik şiddete ilişkin önlemler alma konusunda da çokça eksik kaldığı belirtilen raporda, karşı karşıya kalınan bu krizde yerel yönetimlerin bu konuyu ana gündem haline getirmeme ve hem destek vermeme hem de var olan desteği azaltmalarından kaynaklı ciddi sorunlar yaşandığı ifade ediliyor. Çeşitli Büyükşehir ve ilçe belediyeleri ile bu sürece ilişkin görüşmeler yapılmış, ancak başlıca sorunlardan birisi olarak konukevi yönetmeliğinin belediyelerin sığınaklarına sadece ŞÖNİM’lerden yönlendirme yapılmasını şart koşan düzenleme olduğu bilgisi yer alıyor. Ayrıca kayyum atanan bazı büyükşehir ve ilçe belediyelerinde belediyelere bağlı sığınakların salgın korunma tedbirleri ve personel yetersizliği dolayısıyla başvuru almadıkları bilgisine yer veriliyor. Kimi belediyelerin ise telefon üzerinden online olarak psikolojik destek hattı oluşturarak diğer belediyeler için iyi örnekler olduğuna dikkat çekiliyor.


Raporda, baroların Adli Yardım Büroları’na gelen başvuruların ciddi oranda azaldığı bilgisi var. Ayrıca salgın koşullarında Adli Yardım Merkezleri’nin yalnızca kadınlara hizmet veren acil yardım hattı olması ve bu hatlarda görev alacak kişilerin gerekli hukuki bilgiyi verebilecek donanımda olması gerektiğine dikkat çekiliyor. Kolluk kuvvetlerinin salgın süresince şiddet gören kadınları başlarından savması sonucunda birçok kadının yardımsız kaldığı ve bu koşullarda baroların 6284’ü uygulamasının hayatiliğine dikkat çekiliyor. 

MOR ÇATI ŞİDDETE KARŞI ÖNLEM TALEPLERİNİ SIRALADI:
Hazırlanan raporda kadına yönelik şiddeti önlemek üzere yapılması gerekenler ise şu şekilde; 

Mor Çatı; “Bu süreçte kadına yönelik şiddetle mücadele etmek için acil eylem planı şart. Her kurumun sorumluluğunu etkin bir şekilde yerine getirmesi, kadına yönelik şiddetle mücadeleyi öncelikli bir mesele olarak görmesi ve salgın nedeniyle ortaya çıkan özgül durumları göz önünde bulundurup çözüm üretmesi gerekiyor” diyor ve önlem taleplerini sıralıyor:


1- Online sosyal, psikolojik ve hukuki destek verilmeli ve sosyal yardımların arttırılması, ulaştırılması için Sosyal Hizmet Merkezi kriz masaları oluşturulmalıdır.


2- Alo 183 kadına yönelik şiddet özelinde Acil Yardım Hattı olarak çalışmalıdır. Hattın kapasitesi artırılmalı ve vaka takibi yapmalıdır.


3- Kolluk kuvvetleri 6284 sayılı Kanun’da tanımlanan görevlerini harfiyen, ihmal etmeden yerine getirmeli, getirmeyenler hakkında cezai işlem uygulanmalıdır. Şiddet uygulayanın evden uzaklaştırılması için gerekli uzaklaştırma kararları kanıt talep etmeden alınmalı, alınanların takipçisi olunmalı ve sığınak talebinde bulunan kadınlar yönlendirilmelidir. Kadınların talepleri

öncelikli olmalı, karakollarda kadınlar saatlerce bekletilmemelidir.


4- Sığınak ve acil barınma ihtiyaçları salgına ilişkin sağlık önlemleri uygulanarak sağlanmalıdır. Kadınların yaşadığı şehir, milliyeti, darp raporu olup olmadığı sığınağa kabul için şart olarak sunulamaz. Sığınak olmayan şehirlerde veya yer olmadığı durumda sığınak yerine kullanılabilecek yerler, alanlar sağlanmalıdır. Sığınaklarda gerekli sağlık tedbirleri derhal alınmalı (düzenli ateş ölçümü, maske kullanımı, temizlik tedbirleri vb.) sığınaklardaki odalar ayrılmalı, risk grupları mevcut ise karantina haline uygun yerleşimler planlanmalıdır. 


5- 6284 sayılı Kanun’u uygulama kararlılığı gösterilmeli ve keyfi uygulamaların önü kesilmelidir. Kadınların ve çocukların güvenliği devletin sorumluluğudur. Görev ihmallerine göz yumulmamalı, kanunu uygulama kararlılığı gösterilmelidir. Kamu spotu aracılığıyla kamuoyu, salgın önlemleri süresince bu haklarının var olduğu konusunda bilgilendirilmelidir.


6- Aile Sağlığı Merkezleri tarafından ücretsiz doğum kontrol araçları ve ertesi gün hapı dağıtılmalıdır.

İlgili haberler
Korona günlerinde kadınlardan 6 talep

Korona süreci salgını boyunca kadınların yaşadıkları sorunlara dikkat çeken 155 kadın örgütü yayımla...

Koronavirüs salgını kürtaj olmak isteyen kadınları...

Salgın sırasında, korona hastaları dışında farklı sebeplerle hastanelere başvurması gereken kişiler...

Emek Partisinden kadın raporu: Tüm zorlu koşullara...

Emek Partisi yayımladığı rapor ile bir aylık koronavirüs salgını sürecinin kadınlara nasıl yansıdığı...