Maraş’ta meydana gelen 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremler ciddi bir yıkıma ve can kaybına sebep oldu. Deprem bölgelerine gönderilmek üzere hazırlanan yardımların toplandığı alanlardan biri de İstanbul Maltepe’deki Yalçın Kızılay Spor Merkezi. Bu merkeze gelen yardımları koli koli taşırken bu paketlerin, kolilerin organizasyonu sağlayanların bir kısmı da kadınlar. Biz de Ekmek ve Gül olarak kadınlarla konuştuk.

Dayanışma içerisinde olanlardan Elif, “Bütün İstanbul’da çok büyük yardımlar toplandı. Şu an tek yürek olmamız gerekiyor, oradaki insanların bizlere ihtiyacı var” diyor. Ölümlerin ve kayıpların daha fazla olduğunu, televizyonların rakamları doğru yansıtmadığını düşünen Elif İstanbul’un da olası bir depreme hazır olmadığını belirtiyor. Elif, “Bizler şimdi buradan deprem bölgelerine yardım gönderiyoruz. Burada bir yıkım yaşansa İstanbul’a nereden yardım gelebilir bilmiyorum” diye konuştu ve depreme dair alınabilecek önlemlere ilişkin şunları söylüyor: “Bu kadar yüksek binaların var olması İstanbul’u kötü etkiliyor. Sığınacak yerimiz yok, toplanma alanları çok kısıtlı en azından toplanma alanları oluşturulmalı.”

Ceyda da dayanışmanın ve herkesin seferber olmasının kendisini duygulandırdığını ifade edenlerden...

‘SICAK EVİME GİDİP YATMAYA UTANIYORUM’

Üç gündür 10 kişilik bir arkadaş grubu ile yardım toplama alanına gelen Lara ise “Halk olarak elden gelenin bir limiti var ve biz bu limitin sınırlarını zorluyoruz. Bunu yaparken bile aklımızda bir sürü soru işareti oluyor. Buradan gönderiyoruz, ulaşacak mı, vardı mı diye düşünüyoruz. En önemlisi biz en fazla gıda malzemesi gönderebiliyoruz, en temel ihtiyaç olan barınma hakkı için hiçbir şey yapamıyoruz. Gerçekten buradan ayrılıp evde yatmaya utanır hale geldik. Sıcak bir evim olduğu için utanıyorum. Öyle bir durum içerisindeyiz” diye konuştu. Lara da durumunun televizyonlara yansıtıldığı gibi olmadığını düşünenlerden: “Objektif ve şeffaf bir haber alamıyoruz. Önlem alınmadığını hepimiz biliyoruz. Bu olaydan bir süre önce röportajda belediye başkanına depreme hazır mısınız sorusu sorulduğunda; hayır değiliz diyebiliyorlar ve böyle devam edebiliyorlar…”

‘İMAR AFFI DÜMDÜZ CİNAYET’

1999’dan beri toplanan deprem vergilerini sorduğumuz Lara, “Deprem vergisine gelene kadar, bu vergileri doğru biçimde harcamayı bırakın, bir deprem bölgesi olan ülkemizde imar affı diye bir şey var. Bu dümdüz cinayet. Başka bir açıklaması yok. Buradaki insanları düşünün, buradan giden yardımları düşünün, Türkiye nüfusunun yoğunluğu İstanbul’da... Bize bir şey olursa gelebilecek kimse yok. Herkes durduğu yerde ölümü bekler” diye konuşuyor.

Dayanışma içerisinde bulunanlardan Hande ve Dilek de yaşanan depreme dair bir önlem alınmadığını düşünenlerden: “Bizde deprem bölgesinde yaşıyoruz depreme hiç hazır olmadığımızı yetkililer söylüyor. Kendimizi iyi hissedebilmek için burada bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Depremden on üç buçuk milyon insanın etkilendiği söyleniyor, Marmara’da deprem olursa otuz milyon insan etkilenecek. Kolay unutuyoruz. Bu felaketleri yaşadığımız zaman iş işten geçmiş oluyor. Yeni yapılmış depreme dayanıklı diye satılan binaların yerle bir olduğunu gördük. Bu kentsel dönüşüm değil tamamen rantsal bir dönüşüm. Memlekette imar affı denilen bir şey var bu kabul edilemez.”