Depremzede kadının barınma ve ısınma hakkına ‘aile’ engeli
Diyarbakır’da tek başına yaşayan bir kadın öğretmen başını sokacak bir çadır aradığında yetkililerce karşısına “aile” engeli çıkarıldı: ‘Tek ihtiyacım olan şey biraz ısınmaktı’

6 Şubat’ta Maraş merkezli olarak gerçekleşen 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremin yarattığı yıkımlar devam ediyor. Bölgelerde arama kurtarma çalışmaları sürerken depremden canını kurtarabilmiş kadınlar ise temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanıyor. Hele de yalnız yaşıyorlarsa…

Güvenliği için ismini açık bir şekilde belirtmediğimiz N.S.S. de Diyarbakır’da tek başına yaşayan bir öğretmen; depreme de burada yakalanmış. Depremden kurtulup başını sokacak bir çadır aradığında yetkililerce karşısına “aile” engeli çıkarılması da kadınları gözetmeyen afet yönetiminin ve “kadınların yalnızca aile içerisinde var olabilecekleri” düşüncesini yaygınlaştıran politikaların bir sonucu.

‘TEK İHTİYACIM KURUMAK VE ISINMAKTI’

N.S.S. ilk deprem anını “Yedinci katta yaşıyorum, endişeden ayaklarım tutmuyordu ve ölümü kabullendim. Kardeşimi aradım ve ancak onu sevdiğimi söyleyebildim” kelimeleriyle anlatıyor.

Öğle saatlerinde gerçekleşen ikinci depremde ise N.S.S.’nin evinde borular patlamış, evi su basmaya ve dolaplar düşmeye başlamış, kapılar kilitlenmiş. Yardımlar sayesinde bir şekilde evden çıkabildiğini söyleyen N.S.S, “Evden çıktığım esnada borular patladığı için sırılsıklamdım. Ne yapacağımı bilmiyordum, Diyarbakır’da tanıdığım kimse yoktu. Tek ihtiyacım olan şey üzerimi değiştirmek ve biraz ısınmaktı. Regl olduğum için karnım çok ağrıyordu” diyor.

‘YARDIM ETMEYE ÇALIŞTIM, ‘KADIN ELİNLE DOKUNMA’ DEDİLER’

Diyarbakır’da Sümer Park’ta jandarma ekipleri AFAD’a ait çadırları kurmaya başladığında daha önce AFAD eğitimi almış, aynı zamanda bir arama kurtarmacı olan N.S.S’nin yardım teklifini “kadın olduğu” için şöyle reddetmişler: “Ağrım olmasına, üşümeme rağmen işi bildiğim için ‘Çadır kurulmasına yardımcı olabilirim, daha hızlı kurulursa eğer insanlar ısınabilir’ dedim. ‘Yok, kadın elinle dokunma, karışma’ dediler bana.”

ÇADIR SADECE AİLEYE Mİ?

Çadırlar kuruldukça, ailelerin çadırların yanına giderek o çadırı alması ile paylaşım yapılmış. N.S.S. ortalıkta “korkunç bir koşuşturma olduğunu” söylüyor. İkinci büyük depremden boruların patlamasıyla sırılsıklam olan N.S.S., “Yağmur yağıyor, çok üşüyorum, bir çadıra ihtiyacım var, üzerimi değiştireyim’ dedim. Regl olduğumu, karnımın çok ağrıdığını söyledim. Jandarma bana ‘Boşuna beklemeyin, size çadır kalmaz, aileler var. Gidin bir beton altında durun, ıslanmayın’ dedi. Yani beton altında kalmayalım diye evlerimize gidemiyoruz zaten değil mi?” diye nasıl aile engelinin bir yalnız yaşayan bir kadın olarak önüne konduğunu anlatıyor.

Çadırların içinde bekleyen depremzede ailelerin kiminden, çadırda aile kaldığı için olumsuz yanıt aldığından bahsetti: “Bir kadın kendi çadırlarında ‘aile’ kaldığını, o çadıra giremeyeceğimi söyledi. Başka bir çadırdan da aynı şeyler söylendi” diyor.

‘YALNIZLIĞI EN ÜST SEVİYEDE HİSSETTİM’

N.S.S. dendiği gibi bir beton altına geçmiş, kendisini ısıtmak için bir ateş yakmış. N.S.S. bu süre içinde ne kadar güçlükler yaşadığını anlatırken “Bir yandan ateş sönüyor, onu yakmaya çalışıyorum. Ellerim, her tarafım is içinde, saçlarımın bir kısmı yandı. Çok yalnız hissettim. Yalnızlığı hissedilebilecek en üst seviyede hissettim” ifadelerini kullanıyor.

ÇADIRIN DA ÇORBANIN DA İÇİ BOŞ

N.S.S. kendi yaşadıklarının dışında çevreye dair izlenimlerini de anlatıyor. Çadırlar için ne uyku tulumu ne de mat getirildiğini söyleyen N.S.S. “Yemek diye sıcak suyun içine un koymuşlardı, ne su ne tuz; hiçbir şey yoktu. Isınmamızı sağlayacak hiçbir şey yoktu battaniye, elektrikli soba gibi. Çocuklar, kadınlar terliklerle geziyordu, montları yoktu. Sümer Park’ta ilk gün hiçbir yardım yoktu” diyor.

BÖLGEDE KADIN DAYANIŞMASI ÇAĞRISI

HDK Kadın Meclisi’nden Neslihan Acar da depremin vurduğu başka bir kent olan Hatay’da bulunuyor. Afet bölgelerindeki gözlemlerini anlatan Acar “Kent resmen yok olmuş. Cenazeler yerde, başına bir şey gelmesin diye insanlar cenazelerinin başında bekliyor. Vinçlerle enkaz kaldırılıyor, o enkazların içindeki cesetlerin bütünlüğünden emin değiliz” ifadelerini kullanıyor.

Acar bölgede çorap, iç çamaşırı olmadığını, kadınların hijyenik ürünlere erişemediğini söylüyor. Kadınların bölgedeki çocuklarla ve yaşlılarla da ilgilendiğini, onların ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştıklarını aktaran Acar “Kadınların üzerinde çok fazla sorumluluk var ama aynı zamanda travmatize olmuş haldeler” diyor ve orada Deprem Kriz Masası Koordinasyonunda bir kadın birimi oluşturmaya çalıştıklarını söyleyen Acar “Hatay’da bulunan birisi olarak söylüyorum, illere kadın arkadaşlar bu çerçevede bir destek sağlayabilirse çok iyi olur. Sağlıkçı, psikolog kadınların buradaki depremzede kadınlarla temasa geçmesi gerekli” diyerek bölgede bir kadın dayanışması çağırıyor.

AFAD SORUMUZA YANIT VERMEDİ

Tek kadınların çadırlara yerleştirmesi durumunu sormak ve iddiaları teyit etmek için AFAD Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği’ni aradık. “Telefonu boşa meşgul etmeyin” cevabını aldık. Durumun kriz masasına iletileceği söylendi, gazetemize bir dönüş olmadı.


Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Depremin 4. Günü | Kadınlar deprem bölgesinden akt...

Depremin 4. gününde Ekmek ve Gül olarak Adana, Antep, Adıyaman, Malatya, İskenderun, Diyarbakır’dan...

Maltepe’den kadınlar: ‘İstanbul’da deprem olsa sığ...

Deprem bölgelerine gönderilmek üzere hazırlanan yardımların toplandığı alanlardan biri olan İstanbul...

#DepremdeKadınlar’ın sesini yükseltiyoruz!

‘Ekmek ve Gül olarak afet dışındaki kız kardeşlerimizin elini afet bölgesindeki kız kardeşlerimize u...