Küçükçekmece Ekmek ve Gül Kadın Dayanışma Derneği'nin düzenlediği "Halk İçin Tiyatro" başlıklı etkinlik Atakent Kültür Merkezi'nde gerçekleşti. Yönetmen ve oyuncu Yelda Baskın, oyuncu Kadir Özdal ve Ozan Ali Doğu Arat'ın moderatörlüğüyle etkinlik tamamlandı.

Etkinlik başında söz alan Dernek Başkanı Neslihan Karyemez, kadınların kültürel ve sanatsal faaliyetlere daha fazla katılmaları için tiyatro, koro ve ritim üzerine atölye çalışmaları yaptıklarını aktardı. Kadın dayanışmasını ve mücadelesini büyütmek üzere daha fazla kadına ulaşmaya çalıştıklarını ifade eden Karyemez kadınların yaşadıkları sorunlara karşı bilinçlenmesi ve mücadele etmesi için çalışmalarının sürdüğünü ve süreceğini ifade etti.

'KADIN OLARAK OYUN HAZIRLADIĞINIZDA HATASIZ OLMAK ZORUNDASINIZ'

"Tiyatro ve Kadın" başlığıyla sunum yapan Yelda Baskın, tiyatroda kadınlara daha az alan açılmasını eleştirdi. Osmanlı döneminde sayısı çok az olsa da Ermeni kadın tiyatrocuların var olduğunu ve Afife Jale ile Müslüman kadınların sahneye çıkış yasağının ilk kez delindiğine değinen Baskın, Cumhuriyet dönemi ile birlikte kadının toplumsal yaşama katılımının artmasının tiyatroyu da etkilediğini vurguladı. Tiyatro alanında kadınların yaşadığı zorluklara dikkat çeken Baskın, "Kadın yazarlar ve oyuncular kendi mücadeleleri ile kendilerine alan açtıkça durum daha parlak bir noktaya geldi ama hala kadınlar için tiyatro dünyasının günlük gülistanlık olduğunu söyleyemeyiz... Bir erkek yönetmen oyun hazırladığında bir kadına göre çok daha kolay kabul görüyor. Siz bir kadın olarak oyun hazırladığınızda hatasız olmak zorundasınız." dedi.

'PROLETER TİYATROCU OLMAYA ÇALIŞTIK'

"Yerellerdeki Tiyatro Çalışmaları" başlığı ile sunum yapan Kadir Özdal, ülkemizde oturmuş bir sanat ve tiyatro anlayışı olmayışına değindi. Özdal, "Bu topluma ait olmayan bir Cumhuriyet dönemi tiyatrosu, halkımızı yakalayamadı. Bu topraklarda köy orta oyunu, meddah, Anadolu halk oyunu gibi deneyimlerimiz var ama modern tiyatrodan bahsedemiyoruz." derken devlet tiyatroları, şehir tiyatroları gibi profesyonel oluşumlar ve amatör tiyatro topluluklarının varlığından da bahsetti. Özdal, ilkel dönemlerden beri insanların kendilerini ifade etmek istediklerinde akıllarına ilk tiyatronun geldiğini söyledi.

Kartal Sanat Tiyatrosunda tiyatroya başladığını söyleyen Özdal, kendisinin de bir yerel toplulukla tiyatroya amatör ruhla başladığını, daha sonra konservatuvar eğitimiyle profesyonel tiyatrocu olduğunu belirtti: "Yerel tiyatro topluluğunda aldığımız eğitim her zaman çok işimize yaradı. Çerçeve sahne oyuncusu olmadık. Proleter tiyatrocu olmaya çalıştık. Meydanlarda, fabrika önlerinde oyunlar sergiledik. Bu, tiyatro anlayışımızın gelişmesinde çok önemli etkide bulundu."

Fotoğraflar: Ekmek ve Gül