Kadınlar Küçükçekmece Ekmek ve Gül etkinliğinde buluştu: ‘Önce duvarları yıkmalıyız’
‘Biz önce kendi duvarlarımızı yıkacağız, ön yargılarımızı bir kenara bırakacağız. Sonra diğer kadınlara el uzatacağız.’

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’ne giderken bu kapsamada Küçükçekmece Ekmek ve Gül etkinliklerine başladı.

25 Kasım’a kadar çeşitli etkinliklerle kadınlarla buluşmayı planlayan Küçükçekmece Ekmek ve Gül 10 Kasım’da ‘Sömürü, savaş ve şiddete karşı kadınların mücadelesi var’ diyerek Ekmek ve Gül editörüyle bir araya geldi.

BİREYSEL BOYKOT SAVAŞI DURDURAMAZ

Bir ayı aşkındır İsrail’in Filistin halkına karşı sürdürdüğü katliamın farklı yönlerini tartışan kadınlar, farklı sorulara birlikte yanıt aradılar.

Özellikle “din kardeşliği” tartışmasına sıkıştırılmış savaşın seküler ve muhafazakâr kesim arasında bir kutuplaşamaya neden olsa da İsrail’i savunanların mahallelerinde çok az olduğunu vurguladılar. İsrail’in çocuk hastaneleri ve okullar dahil bombalamasının savunacak bir tarafı olmadığını söyleyen kadınlar, Türkiye’de ve dünya da tepkilerin yetersiz olduğunu söylediler.

Özellikle bireysel boykot meselesine karşı farklı görüşlerin olduğunu vurgulayan kadınlar, “Bizim bireysel olarak ürün alıp almamamız bir şey değiştirmez, esas devletlerin yaptırım uygulaması lazım. Zaten biz ne kadar Kola alabiliyoruz ki? Ne kadar dışarda zincir restoran da yemek yiyoruz ki?” dediler.

Türkiye’nin tutumunu “yanar döner siyaset” olarak tarif eden kadınlar, Ekmek ve Gül kasım dergisinde yayımlanan “25 Kasım’a giderken: Kadınlar emperyalizmin ve savaşın karşısında” başlıklı yazı üzerinden Türkiye’nin emperyalist ülkelerle kurduğu bağ ve konumlanma biçimini tartıştılar. Savaş ve şiddet kıskacının tüm dünyayı sardığını konuşan kadınlar günümüz Türkiye’sinde hangi koşullarda 25 Kasım’a gittiklerini de konuştular.

TAZE FASULYE BİLE HAYAL!

“Şiddeti sadece fiziksel olarak tanımlamak eksik olur. Şu an fiziksel ve psikolojik şiddetin yanı sıra en çok ‘ekonomik şiddet’ görüyoruz. Evimize kış için 1 kilo taze fasulye almış değiliz. Önceden de yoksulduk ama patates haşlar yerdik. Şimdi patates bile alamaz olduk.” diyen kadınlar Türkiye’de kadınlara yönelik baskıların artmasına da dikkat çektiler: “Anayasa tartışmaları gündeme gelse de birçok arkadaşımız bundan haberdar değil. Bu mesele yine farklı kutuplaşmalara sebep oluyor. İktidarın din üzerinden sürdürdüğü siyaset hep tartışmalarımız din meselesine sürükleyip, sonra da sürtüşmeye neden oluyor”

UMUTSUZLUK DEĞİL, BİRLİKTELİK ÇARE

Yine Ekmek ve Gül kasım ayı dergisinde yayımlanan “Umudunu kaybettiğinde bu kalabalığı hatırla” başlıklı yazı üzerinden sohbete devam eden kadınlar sorunları aşmak ve şiddetsiz, sömürüsüz bir ülke ve dünya için her birine çok iş düştüğünü vurguladılar: “üzerimize çok iş düşüyor. Biz önce kendi duvarlarımızı yıkacağız, ön yargılarımızı bir kenara bırakacağız. Sonra diğer kadınlara el uzatacağız. Günden güne büyüyerek değiştireceğiz. Umutsuzluk hiçbir derdimize derman olmaz”

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
İstanbul Üniversitesinden kadınlar okuma atölyesin...

‘Ancak her kadın bu ezilmişliği deneyimlemiyordu. Patron kadınların işçilerin haklarını kısıtladıkça...

Bir ev buluşmasından izlenimler: Tüm yükler sırtım...

Güzel havada odunda pişen çaylarımız eşliğinde Tavşantepe Mahallesi'ndeki kadınlar ile sohbetimize b...

Kadınlar Yeldeğirmeni’nde buluştu: ‘Bir Yüzyılın İ...

Yeldeğirmeni Ekmek ve Gül grubunun çağrısıyla 'Bir Yüzyılın İki Kesitinde Kadınlar' söyleşisi Fulya...