16 milyon kayıtlı işçinin çalışmaya devam ettiği “tam kapanma”yla, sinema, dizi ve reklam sektöründe çalışan set işçilerinin çalışma koşullarında da bir değişiklik olmadı. Sinema, dizi ve reklam sektöründe çalışan set işçileri tıpkı diğer sektörde çalışanlar gibi pandemiyle birlikte çok daha zor, koşulları çok daha ağır bir süreç yaşıyor.
Sadece çalıştıkları sürelerde sigortaları yatırılan set işçileri, ne Kısa Çalışma Ödeneği’nden faydalanabildi ne de nakdi yardımlardan… İş bulduklarında çalışmaya devam ettiler bulamadıklarında ise borçlanmaya…
Görüştüğümüz reji asistanı bir kadın set işçisi de pandemi döneminde yaşadıkları zorlukları, en son hayata geçirilen kapanmayla sektörel olarak değişen durumu, yaşama ve çalışma koşullarını anlattı.
‘SÜRÜNDÜK, BORÇLANDIK’
Birçoğu gibi o da düzenli bir iş yerine ve düzenli bir gelire bağlı olmadan yıllardır esnek zamanlı çalışıyor. Salgından sonra çalışma koşullarında hiçbir değişiklik olmadığını ancak çalışılan sürelerinin kısalması dolayısıyla iş yoğunluğunun arttığını ifade ediyor: “2 hafta süren projelerin süresi 1 haftaya düştü. Sete çıkmadan önce yaptığımız hazırlıklarda (mekan gezisi, yemeklere gidiş vs.) durumlarında daha az kişi çalıştık. Onun dışında pandemi döneminde ‘aman evden çıkmadan çalışalım’ diye bir şey olmadı. Hep gittik ofislere, mekanlara…”
Salgınla birlikte daha az iş geldiğini bu nedenle de ekonomik olarak ciddi zorluklar yaşadıklarını söyleyen reji asistanı, “İş olmadığında eve kapandık, giderlerimiz arttı. Süründük her zamanki gibi. Ücretlerimizi iş bittikten uzun süreler sonra aldığımız için yaptığımız borçları kapattık. Ama kapanan borçlar nakitlerimizi bitirdi. Hoppala diğer ücretimizi almak için sürünene kadar yine borç yaptık” şeklinde anlatıyor yaşamını…
‘PANDEMİ ÖNCESİ EVLENSEYDİK AÇ KALIRDIK’
Sadece pandemi de değil önceki zamanlarda da benzer koşulların hakim olduğunu vurgulayan reji asistanı, “Bu sektörde çalışıp da kazandığım parayla kendime büyük bir şey yapamadım hiçbir zaman. Ne evlenmek için adım atabildim. Ne kendime sıfır bilgisayar alabildim. Hep borç ödedim. Beş yıldır birlikte olduğum bir erkek arkadaşım var. Eğer gaza gelip pandemi öncesi evlenseydik sanırım aç kalırdık. İkimiz de ailelerimizin evlerinde olmamızın şansını yaşıyoruz. Hala ne zaman evleniriz onu bilmiyoruz. Çat pat para kazanıyoruz ama ev kirası ödeyebilecek kadar değil” diyor. “Sektörde iş bulmak kolay bakıldığında, çevren olduktan sonra iş geliyor” diyen reji asistanı, “Eğer ben deneyimliyim diyorsanız ve hak ettiğiniz ücreti söylüyorsanız sonraki seçenek oluyorsunuz. Sizi tercih etmiyorlar. Alttan gelenler azıcık paraya okey diyor ve onlarla çalışıyorlar. İş bulmak zor demeyelim ama kaliteli bir yerde insan yerine konarak çalışmak zor diyelim” diye anlatıyor çalışma koşullarını.
‘NE KÇÖ’DEN NE DE İŞSİZLİK MAAŞINDAN FAYDALANDIK’
Hükümetin açıkladığı destek paketlerinin hem yetersiz hem de kayıt dışı, esnek, güvencesiz çalışanları kapsamadığına vurgu yapıyor reji asistanı; “Onların gözünde esnek zamanlı çalışan (freelance) insanlar, çalışan yerine konulmuyor. Sigortasız olmamız ve düzenli bir maaşımızın olmaması yüzünden Kısa Çalışma Ödeneği veya işsizlik maaşı gibi imkanlardan faydalanamadık. Sadece bir kısmımız Netflix ve İKSV iş birliğindeki sektöre özel destek paketinden yararlandık. Sağ olsunlar onunla da borç ödedim.”
‘KADINLAR SUSMAK ZORUNDA KALIYOR’
Tabii ki sektörde tek mesele koşulların zorluğu değil, kadınlar için önceliği olan bir sorun daha var; cinsiyet eşitsizliği. Bunun iş ve özel hayatına nasıl yansıdığını sorduğumuzda, “Çocukken çok hissetmiyordum bunu. Çok kalabalık bir ailem var. 20’ye yakın erkek kuzenimle büyüdüm. Bizim ailede kadına değer verilir. Kuzenlerim de benim hep arkamı kollayıp beni biraz dişli yetiştirdiler. Hep atılgan, laf söyleyebilen ve susmayan biri oldum. Okul zamanlarında çok işime yaradı, ne zorbalığa maruz kaldım ne de başka insanlar tarafından ezildim. Ama iş hayatında kendim yaşamadıysam bile çok fazla kadının yaşadığını gördüm” diyor ve ekonomik nedenlerle kadınların hep susmak zorunda kaldığına dikkat çekiyor.
Artan kadın cinayetleri, kadına yönelik şiddet, İstanbul Sözleşmesi gibi kadınların kazanımlarına yönelik saldırılar hakkında ne düşündüğünü sorduğumuzda ise yanıtını şöyle oluyor: “Her şey ailede başlıyor. Ailene karşı kendini ifade edip ses çıkartamıyorsan hayata karşı da yapamıyorsun. Geleceğimizi düşünememe sebeplerimiz şu an bizi bu hale sokan bir önceki nesil. Ben elimden ne geliyorsa bir sonraki nesile güzel şeyler bırakabilmeyi istiyorum. Umarım daha fazla kadın ölmeden güzel günler görürüz” diyor.
“HAYALLERİM OLSA DA BU ÜLKEDE YIKILIYOR’
Son olarak genç bir kadın olarak nasıl bir gelecek hayal ettiğini soruyoruz; “Hayal ettiğim bir yaşam yok aslında şu an hayal edemiyorum” diyen reji asistanı, “Hayal etsem de bu ülke benim hayallerimi yıkıyor. Ben her insanın temel hakkını yani yaşamayı istiyorum. Makul ücrette düzenli aldığım bir maaş, insani çalışma saatleri, temiz modern bir semtte ev. Ama her gün silahların atıldığı ve kavga çıkan, şort giydiğimde mahalleden çıkana kadar belime gömlek taktığım bir yerde oturuyorum. Buna da şükür karnımız doyuyor, öldürülmüyoruz diyorum” diyor. “Çözüm ses çıkarmak ama o da olmayınca sistemin değişeceğine inancım kalmadı” diye de ekliyor.
Fotoğraflar: Freepik
İlgili haberler
Sınırların Ötesinde: Pandemiyle derinleşen kadın i...
Pandemi patronlar tarafından düşük ücrete, ağır koşullarda işçi çalıştırmak için kullanılırken özell...
Avcılar’dan kadınlar: Pandemide işsizlik, yoksullu...
Avcılar’da kadınlar pandemi döneminde çalışma ve yaşam koşullarını değerlendirdi, 1 Mayıs’a doğru ta...
TGS’den ‘Pandemide gazeteci kadınlar’ raporu: İşve...
Türkiye Gazeteciler Sendikası Kadın ve LGBTİ+ Komisyonu, pandemide gazeteci kadınların iş yaşamında...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.