İzmirli kadınlar: Birbirimize çare biziz diyerek dayanışmayı örüyorlar
Narlıdere-Balçova Ekmek ve Gül Grubundan kadınlar: Hâlâ insanları tek yerden yöneteceğiz derdiyle numara paylaşılıyor. Artık yeter! Birbirimize çare biziz, biz olmalıyız.

Depremin ardından ülkece yaşanan çaresizliğe ve iktidarın çözüm odaklı olmayan tutumlarına karşı, kadınlar Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi İzmir’de de dayanışmanın ağlarını örmek için adeta seferberlik ilan etmiş durumda. Biz de Narlıdere-Balçova Ekmek ve Gül Grubundan kadınlar da deprem bölgesinde yaşanılan sürece ve dayanışma için neler yapabileceklerine dair konuştuk.

‘BUNCA İMKAN VARKEN CANLARIMIZ ENKAZ ANLATINDA KALDI!’

GÜNAY: Bir annenin üzerine güneş doğmuyorsa artık hiç doğmasın. Enkazın altında kaldık, yıkıldık. Çaresizlik, kimsesizlik, elimizden bir şey gelmemenin ağırlığı… İyileşir miyiz bilmiyorum.

NURCAN: Kimi yaşamak için direndi. Kimi öldürmemek için. Gülnaz da Mesude de yıllardır bu ülkenin yanlışlarına çok koştu. İnsanların insanca yaşaması için mücadele etti. Sonuç bu mu olacaktı? Gülnaz da Mesude’nin oğlu da huzurla uyusunlar. Elbet bir gün kısa çöp uzundan hakkını alacak. Çok üzgünüm bunca teknolojik imkân varken, bu kadar zaman canlıyken ses veren, kaç gün boyunca direnen, bir damlacık yerde yaşam savaşı veren insanların zamanı da kurtarılmadığına. Sabır dilerim tüm kaybettiğimiz canların yakınlarına, başları sağ olsun... Yıldızlar yoldaşı olsun.

‘BİZİ ENKAZ ALTINDA BIRAKAN TEK ADAM YÖNETİMİNE KARŞI BİR OLMALIYIZ’

HURİYE: Çaresizlik insanı öyle yoruyor ki insan kendini derin dehlizlere itiyor, buradan çıkmak için dayanışma gruplarımızda paylaşımlar yaparak kendimi iyileştiriyoruz, psikolojimiz bizi buna itiyor. AFAD geldiğinde şimdiye kadar hangi insana yetişti; canlar bağıra bağıra can verdi. Güçlü, örgütlü insanlarımız bile enkazların başındayken... Çok öfkeliyim çok! Hâlâ insanları tek yerden yöneteceğiz derdiyle numara paylaşılıyor. Artık yeter! Birbirimize çare biziz, biz olmalıyız. Ne yapıyorsak ne iş yapıyorsak o saatlerimizden çalıp bir araya gelip, biz olmaya başlamalıyız. Önceliğimiz bu olmalı. Bir araya gelmek için bahaneler bulmalıyız; gelmemek için değil. Örgütlenmeliyiz derneklerde, sendikalarda, partilerde, dayanışma gruplarında. Ötekileştirmeden, bizi enkaz altında bırakan tek adam yönetimine karşı “bir” olmalıyız.

SERVER: Söz bulamıyorum, tanıdıklarıma değil hepsine ağlıyorum, hepimize ağlıyorum, telafisi mümkün olmayan bir felaket bu. Yaşananlar bu sistemin değişmesi gerektiğini bir kez daha gösterdi.

10 BİN LİRAYA NASIL YENİ BİR YAŞAM KURULUR!

GÜLSEN: Koruyucu aile olmak için, bir çocuğa çare olmak için başvuracağım. Yeni iç çamaşırı, çorap aldım 2 çocuk 1 anne için, 3 er tane. Sadece bunlar 300 lira tuttu. Sağ kalanların yeni bir yaşam kurmaları kaç 10 bin lira eder. Bize yaşatılan bu acizlik, çaresizlik isyana dönüşmeli. Bir kez daha gösterdiler “bozuk düzende sağlam çark olmadığını”. Biri dedi ki, ‘Japonların yaptığı bizim yapmadığımız ne var ki?’ Ben de ‘Onların yaptığı bizim yapmadığımız şey yıkımı önlemek’ dedim. Enkaz altındayken kolayca bulunmak çabası değil onlarınki. 3 gün boyunca insanların kendi sesini duyduk ama insanları enkazlardan kurtaramadık.


İlgili haberler
BORKAD üyesi kadınlar ‘Dayanışma yaşatır’ diyor

Deprem bölgesine gönderilmek üzere yardımlar toplayan Bornova Kadın Dayanışma derneği üyesi kadınlar...

Biz bunları şimdi konuşalım kız kardeşim!

Bize ‘Şimdi sırası değil’ diyenler o kabiliyete sahip olmayabilir ama biz kadınlar aynı anda pek çok...

'Ev temizliğine giderek aldığım evim yıkıldı'

Depremin merkezi olan Maraş Pazarcık’ta depremde evi yıkılan enkazın önünde, Hatice Kahiye ‘Evlerin...