İzmir Meslek Fabrikasında çalışan öğretmenler: Artık taşeronda çalışmak istemiyoruz
İzmir Meslek Fabrikasında çalışan ve taşeron şirketin sözleşmesinin dolması üzerine işsiz kalan 28 öğretmen artık taşeron şirkette değil belediye bünyesinde çalışmak istediklerini söyledi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi Meslek Fabrikasında çalışan farklı mesleklerde uzman öğretmenler taşeron firmanın sözleşmesinin bugün bitmesinden dolayı işsiz kaldı. Meslek fabrikasında çalışan yaklaşık 28 öğretmen artık taşeron şirkette değil belediye bünyesinde çalışmak istediklerini söyledi.  

İzmir Büyükşehir Belediyesi Meslek Fabrikası kadınlara, gençlere ve işsizlere yıllık eğitim hizmetleri vererek İzmirlilerin mesleki ve sosyal gelişimine katkı sağlamak ve istihdamın önünü açmak için kuruldu. Normalde iletişim, muhasebe, pastacılık, dikiş gibi çeşitli branşlarda eğitim ve seminerler veren meslek fabrikası pandemiden dolayı eğitimlerine ara verdi.

Meslek Fabrikasında taşeron şirkete bağlı çalışan öğretmen ise pandemiden dolayı derslere ara verilince 21 Mart’tan itibaren maske dikmeye başladı. Uzmanlık alanları farklı olsa da her biri dikiş makinesi kullanmayı öğrenen öğretmenler “İşsiz kaldık. Ekonomik olarak geçinmek zorunda olduğumuz için pandemi döneminde riskli olsa da maske dikmeyi kabul ettik. Ama bizler artık taşeron şirkette değil belediyenin kendi bünyesinde işe başlamak ve tüm haklardan yararlanmak istiyoruz” dedi.

Verdikleri dersin saatine göre ücret aldıklarını ifade eden öğretmenler, raporlu olduklarında ya da resmi tatiller hafta içine denk geldiği zaman ise ücretlerinde kesintiler yaşandığı dile getirdi.

TALEBİMİZ DAİMİ BİR İŞ

2019’dan beri meslek fabrikasında çalışan Büşra Güngör, 21 Mart’ta önce maske dikimiyle başlayıp İzmir depreminden sonra da perde dikimine geçtiklerini söyledi. Taşeron şirketinin ihalesi bittiği için maske yapma işlerinin bittiğini dile getiren Güngör, “Pandemi devam ediyor ama bizim işimiz bitti. Bizim talebimiz daimi bir iş. Nerde, hangi birimde olursa olsun sürekliliği olan bir iş istiyoruz” dedi.

Pandeminin en yoğun döneminde ailelerini, çocuklarının sağlığını hiçe sayarak çalıştıklarını belirten Güngör, “Yeri geldi hastanelere koştuk, ikram yapımında da destek olduk. Bunların hepsi özveriyle çalışmamızla oldu. Biz de artık sesimizi duyurmak istiyoruz. Artık taşeronda çalışmak istemiyoruz, sürekli girdi çıktımız olmasın. Bize de haklar tanınsın istiyoruz” diye ekledi.

SESİMİZİ DUYURMAK İÇİN MAKİNELERİMİZİ DURDURDUK

Sevil Demir de bugün firmanın ihalesinin son günü olduğunu hatırlatarak, “Pandeminin başından beri yaklaşık 30 kişilik bir grup olarak çalışmaktayız. Bugün son günümüz. Biz de eylem yapmaya karar verdik. Sesimizi duyurmak için bugünden itibaren makinelerimizi durdurduk, eylemlere devam da edeceğiz. Her daim istihdam edilmek istiyoruz. Önemli olan kalıcı bir iş” dedi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e de çeşitli yollarla ulaşmaya çalıştıklarını ancak birebir görüşemediklerini söyleyen Demir, umutlu olduklarını muhakkak dönüş alacaklarına inandıklarını söyledi.

21 Mart’tan beri meslek fabrikasında maske ve perde dikiminde olan Zehra Şentürk Er ise “Pandemi demedik, bulaşma riski demedik elimizi taşın altına koyduk. Başkanımızdan da ricamız var, o da artık elini taşın altına koysun ve bizi görsün istiyoruz” diye konuştu.

İŞSİZ KALMA TEDİRGİNLİĞİNİ YAŞAMAK İSTEMİYORUZ
Giyim öğretmeni olan Sena Tekkanat sürekli iş taleplerini yineleyerek, “Ne olursa bizlere uygun iş istiyoruz. Bu eylemimiz de bir ilk ve kararlıyız. Sesimiz duyulsun” dedi.
4 yıldır çalışan Bilgisayar Teknoloji öğretmeni Aysel Çelik ise, “Son 1 yıl pandemi ile maske dikimine geçtik. Her geçen gün belediye şirketinde daimi personel olarak çalışmayı umut ettik. Bu kadar alımlar olurken, bizim içimizde gönüllüler vardı onlar da alınırken biz hala buradayız. Bugün işimizin son günü” diyerek her gün işsiz kalma tedirginliğini yaşamak istemediklerini vurguladı.
İNSANA YARAŞIR ÜCRET VE İŞ İSTİYORUZ

4 yıldır meslek fabrikasında yiyecek içecek ve barista eğitmeni olarak çalışan Ercan Turan da “Sözleşmenin sona ermesinden dolayı işsiz kaldık. Tekrarı için bize bir bilgi verilmedi. Hastanelere ikramlar götürdük, maske diktik, depremzedeler için perde diktik ama hiçbir gel

işme yaşamadık. Biz de belediyelerdeki diğer arkadaşlarımız gibi daimi iş istiyoruz. Taşeron olmayan, gelecek kaygısı gütmediğimiz, insana yakışır ücret, insana yakışır iş istiyoruz” dedi.


9 AY ÇALIŞIP 3 AY ÇALIŞAMAMAKTAN YORULDUK

2017 yılından beri meslek fabrikasında iletişim eğitmeni olarak çalışan Rabia Horasanlı ise, “Her yıl ihale açılıyor ve firmalar bu ihaleye giriyor. Hiçbir zaman bir yıl boyunca tam anlamıyla çalışmadık, 9.aydan itibaren her sözleşme bittiğinde işsiz kalıyoruz. Lisede ve üniversitede okuyan çocuklarım var, gelecek kaygısıyla yaşamaktan bıktık” diye konuştu.

21 Mart’ta maske dikimiyle ilgili arandıklarını ve pandemi nedeniyle çoğu kişi kabul etmezken kendilerinin görev başında olduklarını söyleyen Horasanlı, “Gönüllü çalışanlar şuan istihdam edildi fakat biz hala gelecek kaygısıyla yaşıyoruz. Bugün ihalenin son günü. CHP belediyelerinde taşerona müsaade etmeyeceğiz demişti Kılıçdaroğlu ve bununla ilgili çok umutluyduk” dedi.

FABRİKANIN KURULUŞ AMACI İSTİHDAM SAĞLAMAKTI AMA EĞİTMENLER İSTİHDAM EDİLEMİYOR

Şuan takılan maskelerin otobüs şoförlerinden belediyelerdeki her birime kullanılan maskeleri diktiklerini ifade eden Horasanlı, “Büyük özveriyle çalıştık. Depremden sonra Uzundere’de yapılan 224 konuta perdeleri ulaştırdık ve bugün son günümüz. Yarından sonra evime yiyecek nasıl götüreceğimi düşünüyoruz. Çocuklarımızın geleceğini nasıl sağlayacağız kaygısıyla yaşıyoruz. Bunun artık çözüme ulaşmasını istiyoruz” diye konuştu.

Belediye Başkanı Tunç Soyer’e seslenen Horasanlı, “Sesimizi duyun daimi iş istiyoruz. Biz yorulduk 9 ay çalışıp 3 ay çalışmamaktan yorulduk. Meslek fabrikasının kuruluş amacı İzmir’de istihdam sağlamaktı ama biz eğitmenler olarak istihdam edilemiyoruz” diye ifade etti.

GELECEK GARANTİSİ İSTİYORUZ
Özlem Uçak da bu işte birlikte gönüllü olarak girenlerin bazılarının istihdam edildiğini ancak kendilerinin bu şartlarda devam ettiğini ekledi. Uçak, “İstediğimiz sadece düzenli maaş, emeklilik, geleceğimizin garantisi. Bize ne kadar isterlerse o kadar verdiler. Ders ne kadarsa o kadar ücret. Örneğin ders talebi yok, o kurs açılmaz otomatik işsizsin” dedi.
Bir başka eğitmen ise “Yarım gün gelmesek para da kesiliyor. Bayramlarda da çalışıyoruz. Devletin çalışamaz raporuna karşılık bile rapor paralarımızı devletten alma hakkımız varken şirkete işletemiyoruz dolayısıyla bu hakkımız da alamıyoruz. Devletin gözünde vasfımız yok” diye ekledi.
Bir diğer eğitmen de “7 kişi gönüllü olarak başladık ve 28 kişiye çıktık. Biz sadece başkanımızdan teşekkür aldık sonucunda iyi olacağını söylediler ama yarından itibaren işsiziz. Çağrılıp çağrılmayacağımızı da bilmiyoruz, bilgi de verilmedi. Kendi ekibimi de getiriyorum diyebilir, ortada soru işareti var” dedi. 

İlgili haberler
‘Giderken kepçe kepçe gidiyor, gelirken damlamıyor...

Ankara Tuzluçayır'da yaşayan kadın işçiler 2 bin 825 lira 90 kuruş olarak açıklanan asgari ücreti de...

LCW işçileri: ‘Asgari ücreti belirleyenler bu ücre...

2021 yılı için asgari ücretin 2 bin 825 lira 90 kuruş açıklanmasını LCW'den kadın işçiler değerlendi...

Gebze’den kadın işçiler: ‘İşçiye göre değil patron...

Gebze’den kadın işçiler 2021 yılı için açıklanan 2 bin 825 liralık asgari ücrete dair düşüncelerini...