İskenderun’da Ekmek ve Gül’ün başlattığı Kız Kardeşlik Köprüsü ile Hayatı Yeniden Kuruyoruz kampanyasını büyütmeye devam ediyoruz.
Yıkımın daha az olduğu mahallelerden birisine gidiyoruz İskenderun’da. Depremden sonra evine ağır hasarlı raporu verilen ancak hem evin akıbetinin ne olacağı konusunda bilgi verilmeyen hem de çadır dahi temin edilmeyen bir kadın Aysel. Eşten dosttan alıp çivilerini çaktığını söylediği bir çadırda kalıyor. Rüzgâr esince çadırı uçuyor, yağan yağmurdan kaynaklı su akıntısında çadırı suyla dolup taşıyor. Astımı, bronşiti ve şekeri olduğu için zorlanıyor. Yağmur yağan gecelerde evin balkonunda kalıyor sabaha kadar. Depremden sonra kusma, ishal şikayetleri olduğu için çeşme suyu kullanmayı bıraktığını söylüyor. Var olan hastalıklarının üstüne bunlar da eklenince bir sürü ilaç kullandığı bir dönem yaşıyor. Muhtarlıkta erzak desteği için ismini listeye yazdırdığını ve yardım beklediğini anlatıyor Aysel. Ancak isminin listede olmaması sebebiyle yardım alamıyor. “İsimleri neye göre seçiyorlar bilmiyorum” diyerek birçok kez yardım için sıralara girdiğini anlatıyor. “Okulun önünde var diyorlar, gidiyorum sıraya giriyorum, başka yerdeymiş diyorlar. Oraya gidiyorum, yok orada yok. Burada sıraya girip duruyoruz. Sırayı görseydiniz mahallenin ta başından sonuna kadar” diyor.
GEÇİNMEK İÇİN BAYAT EKMEK SATTIM
Hayatındaki belirsizlik, zorluk yeni bir durum değil. Depremden önceki yaşantısı da depremden sonrası kadar insanlık dışı. Kaldığı ev rutubetten nefes alınamayacak durumda. Depremde ağır hasarlı denmese dahi yaşanması olabildiğince zor bir gecekondu. Eşi 10 yıl önce çocuğuyla kendisini bırakıp gidince tarım işçiliği yaparak geçimlerini sağlıyorlar kızıyla bir süre. Ancak Aysel’in astım ve bronşiti olduğu için toprak işleri iyi gelmiyor sağlığına. Doktoru bu işi yapmamasını öneriyor. O da hurda satmaya başlıyor: “Çöpten topladıklarımı hurdacıya veriyorum. Birisini görünce oturuyorum çöpün kenarına, yorulduğumu söylüyorum. O gidince de çöpten alıyorum attıklarını. E şimdi, depremden sonra hurdaları almaya da gelmiyorlar artık. Elimde hurda da kalmadı. Geçenlerde bayat ekmek vardı evde, onu sütçüye verdim, 200 lira aldım.” Aysel Nasıl geçineceğini, ne yapacağını bilmiyor.
Aysel “İnsan dediğin böyle yaşamaz, affedersin hayvan gibi yaşıyoruz” diyerek insani hiçbir imkânın kendisine sunulmadığını söylüyor: “Yaşlandım, 63 yaşındayım. İş için beni istemiyorlar artık. Hayatım bitti benim” Aslında Aysel sadece yaşanacak bir ev, geçinecek bir para, yiyecek bir yemek istiyor…
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
İlgili haberler
Engelli çocuğuyla çadırda kalan Seher: Yardım yok,...
İskenderun’da tüm engellemelere rağmen sürdürdüğümüz #KızKardeşlikKöprüsü çalışmalarımızda Seher’in...
Depremden kurtulan çocuklar tarikatlardan da kurta...
‘Cemaat ve derneklerin depremden kurtulan çocuklarla kurduğu ilişkinin arka planında, bizzat devleti...
Samandağ’da kadınlar bahur ve reyhanlarla yürüdü|...
Maraş merkezli depremlerden en çok etkilenen 11 kentten biri olan Hatay’ın Samandağ ilçesinde kadınl...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.