Kübra Yurt, Diyarbakır’ın Sur ilçesinde 4 Temmuz sabahı 4. katta bulunan evinin balkonundan şüpheli bir şekilde düşerek ağır yaralanmıştı. Yoğun bakımdaki tedavisinin ardından Yurt, normal odaya alındı. JİNHA’dan Medine Mamedoğlu yaptığı sosyal medya paylaşımıyla Kübra’nın bilincinin açık olduğunu söyleyerek, “Yaptığımız görüşmede eski eşi Mehmet Ali Yurt’un kendisini bacaklarından tutarak aşağı attığını ve sonrasını hatırlamadığını söyledi” dedi. Mehmet Ali Yurt ise hâlâ serbest.

Kübra Yurt’un eski eşi Mehmet Ali Yurt’un Kübra Yurt’u ittiğine dair olay yerindeki video görüntüsü soruşturma dosyasına dahil edilmişti. Şüpheli eski eş ifadesi alındıktan sonra serbest kalırken, görüştüğümüz baba E.Y. şüphelinin serbest bırakılmasına tepki gösterdi. Baba Y. “Kızıma 2 gün boyunca şiddet uygulamışlar. İfadeleri alındı, serbest bırakıldılar. Adalet nerede? Kızım ilk değil ama bir daha kadın cinayeti kadın şiddeti yaşanmasın. Tüm kadınları kızıma sahip çıkmaya çağırıyorum” dedi.

SIĞINMAEVİNDE KALDI, HER SEFERİNDE İKNA EDİLİP EVE DÖNDÜ

Eski eşi Mehmet Ali Yurt ile 6 yıl önce evlenen Kübra Yurt’un sistematik şiddet gördüğünü söyleyen baba E.Y, kızının sığınma evine gittiğini, Mehmet Ali Yurt’un çocuklarını da bahane ederek her seferinde Kübra’yı ikna edip eve döndürdüğünü söyledi. Tekrar yaşadığı şiddete dayanamayarak çocuklarının velayetini almak üzere Mehmet Ali Yurt’a dava açtığını söyleyen baba, “Kızım boşanma kararı aldı, mahkemeye gitti. Boşanma aşamasında bile kızımı rahat bırakmadı kayınvalidesi ve kayınbabası, sürekli kızımın çocukları ile kaldığı eve gidiyorlardı. O gün çocukların velayeti için mahkeme çıkışı görüşecektik kızımla, çocuklar için para verdim, bir daha da göremedim” diyerek sözlerini sürdürdü.

"5 YAŞINDAKİ ÇOCUĞUN İFADESİYLE HAREKET ETTİLER"

Kızı Kübra Yurt’un kaldırıldığı hastanede sayıkladığını anlatan baba E.Y, “4 Temmuz günü sabah 9.15’te ablam aradı. Kübra’nın kayınvalidesi aramış, Kübra intihar etti demiş. Ablam da çocukları sormuş, kayınvalidesi de ‘Çocuklar 3 gündür benimle Silvan’da köydeler’ demiş. Hastaneye götürdük hemen, hastanede sayıklıyordu ‘Ali yapma, Hacı Baba yapma, Sıdıka yapma’ diyordu. Karakola gittik, 5 yaşındaki torunuma ‘Annem kendi atladı’ dedirtmişler. Ben de kamera kayıtlarının, MOBESE görüntülerinin incelenmesini istedim, ama incelemediler. Bana ‘Delil getir’ diyor, kamera kaydı delil değil de ne? 5 yaşındaki çocuğun ifadesi ne kadar geçerli olabilir? Neden kamera kayıtları incelenmiyor? Bir kadını göz göre göre öldürüyorlar, failleri elini kolunu sallayarak geziyor. Çocuğum felç geçirdi. Hayati tehlikesi de devam ediyor. Eski eşinin ses kayıtları var elimizde, kızımı tehdit ediyor. ‘Sen beni polisle mi tehdit ediyorsun? Polis kim? Cezaevine girersem seni öldürür girerim’ diyor. Devlet nerede? Kızımı balkondan attılar” diyerek öfkesini dile getirdi.

"SUÇLULAR CEZA ALANA KADAR PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIM"

Kadın kitle örgütlerine ve gazetecilere çağrıda bulunan E.Y, “Bu olayın peşini bırakmayacağım. Eğer hak ettiği cezayı almazsa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıyacağım. Bugün benim kızımın başına gelen, yarın başka bir kadının da başına gelebilir. Kadınlar, gazeteciler benim kızımın sesini duyursunlar, sahip çıksınlar” dedi.

"KADIN CİNAYETLERİNE İNTİHAR SÜSÜ VERİLİYOR"

Olay sonrası Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi ve Şiddetle Mücadele Ağı Bileşenleri Kübra Yurt’un ailesini ziyaret etti. Ziyarete dair bilgi veren Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi Temsilcisi Asya Cemre Işık, hukuki sürecin takibini sürdüreceklerini ve aileye destek olacaklarını ifade etti. Baroya başvuru yapıldığı takdirde dosyaya dahil olacaklarını söyleyen Işık, “Şüpheli kadın ölümleri aydınlatılana dek mücadelemiz devam edecek” diye konuştu.

Kadın cinayetlerinde intihar süsü verilerek faillerin kendini aklamaya çalışmasına çokça rastladıklarını da ifade eden Işık, aileyle yaptıkları görüşme sonucunda Kübra Yurt’un bilinci açıkken intihar etmediğini ve yüksekten atıldığını beyan ettiğini öğrendiklerini söyledi.

"DELİLLER HIZLI VE ETKİLİ BİÇİMDE TOPLANMIYOR"

Ailenin beyanlarına rağmen savcılığın etkin bir soruşturma yürütmediğini ve şüpheli Mehmet Ali Yurt’un serbest bırakılmasının kabul edilemeyeceğini ifade eden Işık sözlerine şöyle devam etti: “Hem bizler açısından hem de yargının diğer unsurları olan cumhuriyet savcıları ve hakimler açısından öncesinde de sıkça rastlanan senaryolardır. İntihar olarak beyan edilen şüpheli kadın ölümlerin ciddi bir kısmında aslında bir cinayetin örtbas edilmeye çalışıldığını görüyoruz. İşte tam da bu sebeplerle bu soruşturmaların etkili bir şekilde yürütülmesi gerekiyor. Ancak biz yargı mekanizmalarının kadına yönelik şiddet dosyalarında gerçeğin ve faillerin açığa çıkarılması noktasında pasifliklerini sıkça görüyoruz. Bunu İstanbul Sözleşmesi’ni bir gecede fesheden iktidarın tutumundan bağımsız görmemek lazım. Devletin şiddetle mücadelede bütüncül politikalarla hareket etmesi gerekirken, tam aksine bu pasif tutum şiddete maruz kalan kadınların şiddet sarmalından kurtulmasını engelliyor. Kadınların, yargı mekanizmalarına güveni ciddi anlamda sarsılmış durumda. Biz bu dosyalarda soruşturma makamlarından hızlı ve etkili bir şekilde delilleri toparlayarak failleri tespit etmelerini bekliyoruz. Ancak bu olayda bunun eksik bırakıldığını görüyoruz.”

Fotoğraf: Ekmek ve Gül