İki teker üzerinde bir dayanışma ağı: Zincir Kıran Kadınlar
Zincir Kıran Kadınlar, kadınlara bisiklete binmeyi öğretirken kadınların özgüvenini tazeliyor ve kadınlar arasında bisiklet ile bir dayanışma ağı oluşturmayı amaçlıyor.

Sadece kadınlara bisiklete binmeyi öğretmeyi değil aynı zamanda onlara özgüven vermeyi, “yapamam” dediklerini yapabileceklerine inandırmayı ve Türkiye’nin dört bir yerine yayılabilecek bir dayanışma ağı oluşturmayı amaçlıyor Zincir Kıran Kadınlar. Bildiği bilgiyi öğretme yükümlülüğü ile hareket eden kadınlar, sadece ücretsiz bisiklet eğitimleri vermiyor. Aynı zamanda başka yerlerde başka kadınlara bisiklet eğitimi verecek, dayanışmayı taşıyacak öğretmenleri de yani “bisiklet elçilerini” de yetiştiriyorlar.

Zincir Kıran Kadınlardan Hande Karaca ile çalışmalarında karşılaştıklarından kadınların yaşamlarında bıraktıkları etkiye, bisiklet elçileri yetiştirirken hedeflediklerinden bisiklet camiasında kadınların yerine pek çok konuya dair koyu bir sohbet gerçekleştirdik. Yaptıkları temel çalışmayı şu sözlerle özetliyor Hande: “Her şey hareket halinde ama kadını erkek egemen yapı hareketsizleştiriyor, eve sokuyor.  Kadın da durdukça yalnızlaşıyor, mağdurlaşıyor. Kadınların bisiklet ile beraber hareketini artırıyoruz.”

Hande Karaca

“Bildiğimizi öğretmekle yükümlüyüz bence” diyen Hande bisiklet elçilerinin yaptıklarını da bu yükümlülük üzerinden açıklıyor: “Hep kızlara şunu söylüyorum: Google’ın ücretsiz olduğu bir dünyada bilgiyi verirken para istememiz ayıp bence. Dolayısıyla bu öğrendiklerinizi ben size ücretsiz veriyorum lütfen siz de bunları yayın, öğretin. Bu bahsettiğim elçiliğin kendisi.”

ÜLKELER ARASI KURULAN KÖPRÜLER

Elçiliğin birinci vasfı bisikleti başka bir kadına öğretmek. Peki nasıl öğretecek? Çoğu çocuğa öğretildiği gibi “Arkasından tutarım, ittiririm gider…” şeklinde yapılamayacağını söylüyor Hande. Öğretirken hiç dokunmadan öğrettiklerini söylüyor. Peki elçiler başka kadınlara nasıl eğitim veriyor? “Elçilik için bir müfredat yarattık çünkü bir standardı olması gerekli. Herkesin elçi olmasını istiyoruz ama ‘Bu kadın elçidir’ dediğimizde onun ne bildiğini bilmek istiyoruz” diyen Hande müfredatlarını oluştururken farklı ülkelerden kadın topluluklarından da destek almış. Öncelikle Get Women Cycling ile iletişime geçen Hande Türkiye’de Zincir Kıran Kadınların yapmak istediğini GWC’nin de Dünya’nın öbür ucunda New York’ta yapmaya çalıştığını fark ediyor. Trafikte bisikletçi kadınların zorbalığa, hakarete, şiddete maruz bırakılmasına, “kadın şoför” gibi ayrımcı söylemlere karşı kadınların özgüvenlerini artırmak, trafikte kendilerini daha rahat hissetmelerini sağlamak için ileri bisiklet sürüşü ve mekanik dersleri veren bir oluşum Get Women Cycling. Kadınların trafikte maruz bırakıldığı bu durum çok yabancı gelmiyor kulağımıza değil mi? Hande hiddetle karşı çıkıyor kadınlara yapıştırılan “kötü sürücü” etiketlerine: “Erkeklere küçük yaşlarda bisiklet hediye ediliyor, kadınlar ise bisiklete geç ulaşıyor. Onlara bebek, oyuncak, süpürge, tarak verilirken erkeklere kazma kürek, bisiklet gibi harekete geçirecek hediyeler veriliyor. Bisikleti erken öğrenen çocuklar harekete geçerken kadınlar geç geçiyor.” Çalışmalarındaki ve hedeflerindeki benzerlikle birlikte Zincir Kıran Kadınlar GWC’nin kullandığı müfredatı kendi müfredat standartlarını oluştururken kullanıyor. Bike Bridge de Almanya’da göçmenlerin yaşadığı uyum sorununu ve ayrımcılığı kırmayı bisikleti kullanarak kırmaya çalışan bir organizasyon: “Bisiklet ile kültürel adaptasyon noktası bulmuşlar. Kültür köprüsü onlar için bisiklet. Bizim de böyle bir problemimiz var, bir arada yaşayan insanlar birbirine kütür baskısı yaratıyor ve ortak bir köprüye ihtiyacımız var.” Hande Hollanda Konsolosluğu ile de çalıştıklarını ekliyor.

‘DUR ŞİMDİ ORTALIK KARIŞIK’

Peki bu kadın ağı Türkiye’nin yetkili kurumlarından nasıl bir destek alıyor? Hande, belediyelerle görüştüklerinde umursanmadıklarını söylüyor: “Çünkü Türkiye’de hem kadın hem de bisiklet konusu ‘dur şimdi ortalık karışık’ şeklinde bir baskı altına alınıyor. Bisiklet onların da çözmeye çalıştığı şeylerin anahtarı halbuki ama onlar bir kenara atıyorlar bu anahtarı: Karbon, iklim, spor, kilo, sağlık sorunlarını…”


'FREN HAYIR DEMEYİ BİLMEKTİR, YOKSA SÜRÜKLENİRSİN'

Oluşturdukları müfredat ile 70 elçi yetiştirmişler. “Ben elçilerin bir kadın lider olduklarını düşünüyorum. Sanki kadınlara bisiklete binmeyi öğretiyormuşuz ve onların hayatları değişiyormuş gibi gözüküyor ama aslında öğreten de değişiyor. Kullandığımız terminolojiyi anlatırken onu daha çok sahiplenmeye başlıyor.” Nasıl bir terminoloji ki bu kadınlar bunu sahiplendikçe kendilerinde değişikliklere yol açıyor? Fren kullanımı eğitimi üzerinden örnek veriyor: “Bisiklette çoğu şeyin aksine kontrol sende. Fren hayır demeyi bilmek gibi; istediğin yerde durdurursun, hızını kendin belirlersin. Hayır demeyi bilmezsen, içinde sürüklenip gidersen kazanın bir parçası olursun. Bu yüzden bizim yaptığımıza sadece bir bisiklet eğitimi gibi bakamayız. İçine bir sürü psikolojik, savunucu, kadının kendini, hayatı fark etmesini sağlayan detaylar koyuyoruz.”

BİSİKLETTEN DÜŞMEK BİLE KADINLAR İÇİN LÜKS
Kadınların bisiklet binmelerinin önüne pek çok engel çıkartılıyor hayatları boyunca. Hande kadınların yaşamı boyunca kadınların önlerine çıkarılan tüm engelleri kadınların da ister istemez içselleştirdiğini söylüyor. Kadınlar bisiklet binmekten korkuyor, çekiniyor, geri duruyor… Nedenini ise pek çok sebebin yanına şunu ekleyerek açıklıyor Hande: “Kadınların kendi beyinlerinde bir erkek sesi peyda olmuş. Eşi, babası, abisi, ‘Ayşecim başına bir şey gelsin istemiyorum, bacağın kırılır, işe yaramadığın bir zaman olur, bize bakamazsın, çocuklar aç kalır, işe gidemezsin’ diyor ve sanki düşmek de kadın için bir lüksmüş gibi davranılıyor. Özellikle kadınlara belli bir yaştan sonra bisiklete binmelerine, öğrenmeye çalışmalarına izin vermiyorlar.” Oysa kadınlar yapabileceklerini gördükten sonra zincirlerini kırıyorlar.


'KOCAMI DA BOŞARIM, ÜNİVERSİTEYE DE BAŞLARIM'

Zincirlerini kırmayı öğrenen ve birbirine öğreten kadınların pek çok hikayesini yaratıyorlar böylece. “Belli bir yaştan sonra insan öğrenme yetisini kaybettiğini zannediyor. 45-50 yaşında hiç beklemediği bir şeyi öğrendiği an cesaretleniyor ve diyor ki ‘Ben aslında kocamı da boşarım, üniversiteye de başlarım.’ Yapılamaz gördüğünü kolaylıkla yaptığını gördükten sonra ‘Ben hayatımda neleri büyük zannettim başka?’ diye düşünüyor.”

Kadınlara seyahat özgürlüğü de sağlamak Zincir Kıran Kadınların amaçlarından biri. “Ne demek bu?” sorusunun yanıtını ise Hande, şehri kullanmak, kullanabilmek üzerinden veriyor. Şehirlerin, kamusal alanın herkesin alanı olduğunu ve şehirlerin buna göre dizayn edilmesi gerektiğini vurguluyor: “Evet bisiklet bir yandan bir transport aracı, ben otobüs parası vermek yerine gideceğim yere bisikletle gitmeyi tercih ederim. Ama ben sadece yaşamak için şehri gezmek de istiyorum. Ben param olmadan köprüyü geçemiyorum, ne kadar anlamsız. Ben şehrin iki tarafına da vergi ödüyorum; ama illa vapura para vereceğim bisiklet binmek için. Şehri gerçekten kullanıyor muyuz diye sormamız lazım. Kadının sorması lazım, ben gece vakti rahat gezebiliyor muyum? Bisiklet buna şu an için bir tık yardımcı oluyor. Kendimi daha iyi hissediyorum gece gezerken de. Yakalayamaz ki beni basar giderim diyorum.” Yaklaşık 6 aydır Çarşamba akşamları gece sürüşleri yapıyor Zincir Kıran Kadınlar. “Sen karanlığa çıktın diye korkuyorsun ama senin gücün yeterince parlaksa karanlık diye bir şey yok” diyor Hande.

HAYDİ BİSİKLETLE URFA’YA!

Şehirlerarası bir dayanışmayı kurmaya ihtiyaçları olduğundan bahseden Hande bu dayanışmanın kurulması için tanışıklıkların artması gerektiğini ifade ediyor: “Bir kadın dayanışması yaratmak için de diğer yerlerdeki yaşamları bilmek gerekiyor.” Haydi Urfa’ya pedallayalım desek kadınların “yolda başımıza ne geleceği belli değil” kaygısının çok olduğunu da söylüyor Hande.

‘SEN DEĞİŞTİRECEKSİN MAHALLENİ!’

Bisiklet elçilerini 2022’de 7 farklı şehre göndereceklerini ve onların orada yeni elçiler yetiştirerek farklı şehirlerden farklı kadınların yaşamlarına dokunacaklarını söylüyor. Hep bir kahramanın gelip sorunlarımızı çözeceği beklentisiyle yetiştirildiğimizi belirten Hande, gerçek kahramanların aslında kadınların her birinin kendi olduğunu söylüyor: “Biz elçilerimiz kahramanlar olsun istiyoruz. Tanıştıkları kadınlar, onların davranışlarını model olarak alabilmeli. Her bir kadına kahramanın kendisi olduğunu yeniden hatırlatmak lazım. Sen değiştireceksin mahalleni! O mahalleyi değiştirirsen, şehir değişecek, şehir değişirse ülken değişecek.”

Fotoğraf: Freepik
BİSİKLET DÜNYASINDA DAHA ÇOK KADINA İHTİYAÇ VAR
Bisiklet dünyasında farklı alanlarda çok sayıda kadına ve kadınların ihtiyaçlarına yanıt verecek çözümler gerektiğine işaret eden Hande şöyle sıralıyor: “Kadın bisiklet öğretmenlerine, kadın bisiklet forması terzilerine ihtiyacımız var. Bisiklet tasarımcısı kadın lazım. Bisiklette çocuk taşıyanlara, leylek diyoruz biz onlara, ihtiyacımız var. Hemen öğretelim, bir kargo bisiklet verelim, mahallesindeki çocukları okula götürüp getirsin. Bisikletle şehirde rehberlik yapılması lazım. Kadın bisiklet mekanikeri lazım. Biz mekanik eğitimi de veriyoruz başlangıç seviyesine. Gidip kendi dükkanını açamaz ama o başlangıç eğitimi üzerine Youtube’dan çalışsa mekaniker de olur. Eminönü’nde bir bisikletçi vardı, ‘mekaniker eleman aranıyor’ ilanına koşa koşa gittim. ‘Biz kadınları satışa koyuyoruz. Kadınlar mekaniker işini yapamıyor’ dedi. 2021 yılındayız biz sadece satabiliyormuşuz.”

Fotoğraflar: Zincir Kıran Kadınlar

İlgili haberler
Mardin Derik'te, 5 ayda 72 kadın bisiklet sürmeyi...

Mardin'in Derik ilçesinde Sevdet Baki, bisikletiyle 5 ayda 72 kadına bisiklet sürmeyi öğretti. Baki,...

GÜNÜN GÜZELLERİ: Bisikletli kadınlar, ‘şiddet son...

3 kadın günlerdir bisikletleriyle yollarda. Amaçları kadına yönelik şiddete, tacize ve ötekileştirme...

GÜNÜN KİTABI: Kim Demiş Ki Ben Yapamam

Öykü ve çizimlerle Türkiye’nin ilkleri başaran kadınlar ‘Kim Demiş Ki Ben Yapamam’ kitabında bir ara...