Halkın düşmanı kim?
LGBTİ'lerin eşitlik hakkını hedefe koyan, ayrımcılığı derinleştiren söylemler ile iktidar 'düşmanlar' yaratıyor. Peki halkın gerçek düşmanı kim?

Türkiye halkları açısından kritik bir seçime gidildiği her yerde dile getiriliyor. Gençlerin, kadınların, emekçilerin hayatlarının bundan sonra nasıl şekillendirileceğine etkide bulunacak bir seçime gittiğimiz doğru. Çünkü bu seçim artık tek adam rejiminin halkta biriktirdiği çaresizliğin, öfkenin patlayacağı ve tek adam düzenini değiştirebilecek bir nitelik taşıyor. Halkta var olan bu öfkeyi sadece bizler görmüyoruz, Cumhur İttifakı da bu öfkeyi ve değişim rüzgarını hissediyor. Bu rüzgar karşısında gericiliği örgütleyebileceği, halkı kendisine yedekleyebileceği her şeyi denemeye hazır bir şekilde bekliyor.

Özellikle son dönemde daha çok dillendirilen LGBTİ karşıtı söylemler ve uygulamalar iktidarın hem gericiliği örgütlemek hem de halkı kendine yedeklemek için kullandığı araçlardan biri haline geldi. Erdoğan, Gemlik mitinginde de "Gençler bak evliliğe karşı durmak yok. Siz bu LGBT'cilere bakmayın. Bu CHP LGBT'ci, İyi Parti LGBT'ci, HDP LGBT'ci. Evelallah Cumhur İttifakı kutsal ailesiyle bu yolda yürüyor" ifadelerini kullandı. Soylu LGBTİ karşıtı tutumuyla bir reklam filmini yasaklayacağını söyleyecek kadar ileri gitti.

2002’de LGBTİ’lerin hakları yasalarca garanti altına alınmalı diyen bir Erdoğan gitti yerine LGBTİ’lerin hayatlarını hedefe koyan, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliklerini ifade eden bir kavramı terör örgütü kısaltması gibi kullanan ve kendisine muhalefet eden her kesimi bununla suçlayan bir tek adam rejimi geldi. Sanki LGBTİ olmak suçlanması gereken bir şeymiş gibi iktidar son demlerinde tehlikeli bir hedef gösterme politikası yürütüyor.

Seçime yaklaştığımız süreçte Cumhur ittifakı kendi söylemini LGBTİ’lere, kadınlara yönelik nefret söylemleri ve politikaları üzerinden kuruyor. HÜDA PAR, Yeniden Refah Partisi ile ittifakı, muhalefete yönelik LGBTİ damgalaması bunu kanıtlar nitelikte. Tek adam iktidarı kadınlara ve LGBTİ’lere yönelik saldırılarını gerçekleştirirken ailenin kutsallığı üzerinden bir söylem kuruyor.

Bu ailenin niteliği ise şu şekilde açıklanıyor: Gelenek olarak nitelendirilen ama aslında AKP’nin ideolojik tutumunu gelecek nesillere aktarabilecek bir birim, insanların aslında devlet tarafından karşılanması gereken ya da kendi maaşlarıyla karşılayabileceği ancak tek adamın neoliberal ekonomi politikalarıyla birlikte karşılanmayan temel ihtiyaçların üretildiği bir birim.

Zaten kadına yönelik şiddette, çocuğa yönelik cinsel istismarda aldığı destekleyici tutum ile iktidarın bahsettiği kutsal ailenin sevgi ve eşitlik ilkesi temelinde örgütlenen değil çocukların ve kadınların şiddetle baş başa bırakıldığı, kapitalist sistemin kendini yeniden ürettiği bir aile olduğu anlaşılıyor.

Bir diğer taraftan tek adam rejiminin özellikle son süreçte ortaya koyduğu “dış düşmanlar bizi kıskanıyor bizim yapımızı bozmak istiyorlar” söylemiyle de LGBTİ’lere yönelik saldırılar kesişiyor. Tek adamın kutsal ailesi, iktidara göre bizim milli aile yapımız ancak LGBTİ’ler batının bizim toplum yapımızı bozmak için ortaya konan bir sapkın akımın temsilcileri olarak lanse ediliyor. LGBTİ’ler dış düşman olarak belleniyor. Sanki halkın bugün yaşadığı sorunlar LGBTİ’lerden kaynaklanıyormuş gibi bir illüzyon yaratılıyor, gerçek düşmanın üzerinin örtülmesi için adeta bir cadı avı başlatılıyor.

GERÇEK DÜŞMAN KİM?

Halkın güvenle ve huzur içinde yaşayabilmesinin önünde engel oluşturan gerçek düşman tek adam rejimidir. Halkın açlıktan kırılmasına, grevlerin yasaklanmasına, gençlerin, kadınların, LGBTİ’lerin kendi isteklerine dair ortaya koydukları en ufak mücadelenin şiddetle bastırılmasına neden olan tek adam rejimi ve onun temsilcisi olduğu sermayedir. Kimin kiminle birlikte olacağından kaç çocuk yapacağına, ne zaman evleneceğine, nerede gülüp gülemeyeceğine kadar, insanların hayatını kendi maddi ve ideolojik çıkarları doğrultusunda düzenleyen de bu iktidardır. Kadınlar, işçiler, gençler, LGBTİ’ler için asıl tehlike hayatlarını, varlığını, geleceğini insanlık suçu işlemiş örgütlerle seçim pazarlığı haline getirerek kurulan ittifakın ta kendisidir. Ve artık bu iktidarın süresi dolmuştur. Seçimlere giderken halk, iktidar hırsıyla yaratılan bu sisi dağıtarak birlikte mücadele ederek herkes için güvenli ve eşit bir yaşam yolunda gerçek düşmanı alaşağı edecek.

Fotoğraf: Evrensel

İlgili haberler
LGBTİ derneklerinden açıklama: Eşit yurttaşlık hak...

Cumhur İttifakının LGBTİ'leri hedef göstermesinin ardından Diyanet de seçimden önceki son hutbede LG...

LGBTİ adaylardan iktidara yanıt: Haklarımızı Mecli...

Cumhur İttifakı partileri seçimlere doğru LGBTİ karşıtı söylemlerle nefreti kışkırtmaya devam ediyor...

Depremin ardından ayrımcılık büyüyor: Depremzede L...

Depremzede LGBTİ'ler nasıl kaygılar yaşıyorlar? Nasıl bir dayanışma sürüyor? Yıldız Tar ve İlay Kadi...