28 Ağustos 2019’da bir haber düştü yerel basına. “Denizli’de evini taşıyan genç kadın boşanmak üzere olduğu eşi tarafından boğazından bıçaklandı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı” okuyunca yüreğimiz cız etti. Her yıl yüzlerce kadın öldürülüyor ve biz bir kız kardeşimizi daha kaybediyorduk. Hafize… Pes etmedi, günlerce yoğun bakımda hayatta kalma mücadelesi verdi. Aklımız hep onda bekledik günlerce. Çok üzgünüz erkek şiddeti ve ataerki Hafize’yi aldı hayattan.
İŞÇİ BİR AİLE, KIZLARI KATLEDİLEN, HAKLARI GASBEDİLEN…
Denizli Ekmek ve Gül Kadın Grubu olarak kısa bir zaman sonra ailesini ziyarete gittik. Acılarını paylaşmak istiyorduk. Hafiflemez biliyoruz ama dayanışma olmadan da ayakta durulmaz. Annesi gözü yaşlı Huriye teyze, kaybettiği kızının arkasında dimdik duran ‘katiller hesap versin başka kadınlar ölmesin’ diyen baba Mustafa abi, ‘kardeşim çocuğu kucağındayken öldürüldü’ diyerek Hafize’nin çocuklarına annelik yapan Hacer… Boğazımızdaki düğümlerle çıktık evden. Ailesi ailemiz oldu kısa zamanda. Haftada bir konuşmazsak sitem ettik birbirimize.
Hafize öldürülmeden birkaç ay önce bir mermer fabrikasında işe başlamış. Evet mermer fabrikasında kadınlar çalışıyor, her sektörde olduğu gibi. Mustafa abi malulen emekli. Dava süreci devam ederken pandemi nedeniyle hastaneye rapor için gidemediğinden emeklilik maaşını alamadı bir dönem. Huriye teyze tekstil işçisiydi. Yıllarını verdiği konfeksiyon fabrikasından Hafize’nin çocuklarına bakabilmek için istifa etti. Kıdem tazminatını bile alamadı. Bunca yıllık emek çöp. Hacer annesiyle aynı tekstil fabrikasında çalışıyordu. Kriz bahanesi ile işten atıldı. Aylarca işsiz kaldı. Yani Hafize’nin ailesi hem dava ile hem de ekonomik krizle uğraştı bu bir buçuk yıl boyunca.
İlk duruşma tarihi belli olduğunda cinayetin işlendiği sokakta kadınlara ulaştık. Hafize’yi tanıyan, onunla çay içen, sohbet eden pek çok kadının kapısını çaldık ‘Hafize Kurban bizler gibi bu sokaklardan yürümüştü. Kızının elinden tutup bizlerle aynı marketten ekmek almıştı. Aynı dolmuşa binmişti’ sözleriyle karşılaşırken, mahkemeye çağrı broşürlerimizi dağıttık. “Hafize’yi ben de tanıyordum daha fazla broşür verin bana komşularıma ben götürürüm” dedi birisi. Ötekisi telefon numarasını verdi “mahkemeye gelirken ulaşım sıkıntısı olan olursa ben yardımcı olayım” dedi
KAPI KAPI DOLAŞIP TANIK ARADIK
İlk duruşmadan sonra Hafize’nin avukatı Eylem ile tekrar gittik o sokağa. Bu kez görgü tanığı aradık. Burada bir kadın öldürüldü işte tam şu köşede… Katil şu yoldan kaçmış… Kapı kapı görgü tanığı aradık o sokakta. Ne yazık ki umduğumuzu bulamadık. Kimisi bizi görünce perdesini çekti, kimisi ben görmedim dedi. Oysaki genç bir kadın çocuğu kucağında sokağın ortasında güpegündüz öldürülmüştü. Biraz daha arasak Hafize’nin kanlarını görecektik kaldırımda, şahitlerini göremedik…
ADALET İÇİN MÜCADELE ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ
Duruşmalarda her seferinde katille yüz yüze geldik. Söylediği yalanları işittik. Gözünün içine baka baka yalan söylemek bir katil ve onu savunan avukatı için zor olmasa gerek. Kah savcı değişti, kah hakim değişti, araya pandemi girdi, sanık cezaevinden gelemedi derken tam 10 duruşma geçti. Sabah başlayacak duruşma akşama alındı kadınlar vazgeçmedi. Sanığın avukatı duruşmaya gelemedi, ertelendi vazgeçmedik. Önceki savcının kasten ve tasarlayarak adam öldürme ve ayrıca özel hayatın gizliliğinin ihlali suçlarından başlayan dava savcı değişikliği, iddianame değişikliği ile devam etti. Yanında 35 santimetre bıçağı kendini korumak için taşıdığını söyledi katil. Savcı mütalaasını da bu yönde değiştirdi. ‘Tasarlayarak öldürmek’ suçu çıktı dava dosyasından. Benim aklım almıyor 35 santimetre bıçağı kendini korumak için kim taşır yanında? Ve inanın katil son duruşmaya kadar pişmanım demedi. O bıçağı korunmak için taşıdığına mahkeme heyetini inandırmıştı. Karar duruşmasında indirim almak için pişmanım demiş. Duruşmaya pandemi bahanesiyle basın ve kadınlar alınmadığı için neyse ki bunu duymamış olduk.
Her duruşmaya yılmadan gittik. On duruşma, yaklaşık bir buçuk yıl… Denizli’de bulunan kadın örgütleri ve Denizli Ekmek ve Gül Kadın grubu her duruşmada yılmadan usanmadan bulundu. Duruşmalara ortak çağrılar yapıldı. Duruşmaların öncesinde ve sonrasında basın açıklamaları yapıldı. Hafize’nin kardeşi Hacer hemen hemen her duruşma öncesi Ekmek ve Gül sitesinde video ile kardeşi İçin adalet arayışını dile getirdi. Milletvekilleri duruşmalara çağrı yaptı.
Bizler Hafize için adalet mücadelemizi sürdürürken yüzlerce kadın daha katledildi. Ailesi, kardeşleri, bizler adalet arayışımıza öldürülen Pınar’ın, Zeynep’in yaşamak istiyorum çığlıklarını da katıp devam ettik.
Geçtiğimiz hafta Hafize’nin duruşmasında karar verildi. “Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan beraatine, tasarlayarak öldürmek suçundan beraatine, kasten öldürmekten ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasına karar verilmiştir. 24 yıl 4 ay 15 gün” dedi hakim. Hayır, bir kadının hayatı için karar vermek bu kadar kolay değil! Hafize’nin atacak kahkahası daha bitmemişti. Çocuklarının anne kokusuna özlemi bitmeyecek. Ailesinin, kardeşlerinin onunla paylaşacak anıları var. Biz bu dava sonucunu bir buçuk yıl bekledik. Hafize’nin avukatları üst mahkemeye taşıyacaklar davayı. Öfkemiz bitmeyecek. Mücadele etmeye devam edeceğiz!
İlgili haberler
Hafize Kurban’ın katiline ağırlaştırılmış müebbet...
Denizli’de Hafize Kurban’ı öldüren Uğur Kurban’ın yargılandığı davada karar verildi. Sanık kasten ve...
Katledilen Hafize’nin babası: Birlik olursak kadın...
Boşanmak istediği eşi tarafından öldürülen Hafize Kurban'ın babası davaya çağrı yaptı: Bu davayı gün...
Hafize Kurban için adalet!
Hafize’yi kaybetmenin derin acısı ve ulaştığımız kadınlardan aldığımız dayanışma mesajlarının umudu...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.