19 milyon öğrenci 12 Eylül Pazartesi itibarıyla yeni eğitim dönemine başladı. Sosyal medyada gezerken bir haber sitesinde çocukların beslenme çantası önerileri diye bir yazı ile karşılaştım. Uzmanların önerilerine göre besleyici değeri yüksek besinlerle hazırlanmalıymış beslenme çantaları. Kahvaltının öneminden bahsettikten sonra ev yapımı poğaça, ev yapımı kek, köfte, ekmek, ceviz, badem, fındık, meyve ya da evde sıkılmış taze meyve suyu önerilerinde bulunulmuş. Şekerli, açıkta satılan yiyeceklerden uzak durulmasını söyleyen uzmanlar paketli ürünleri de önermiyormuş. Olması gereken zaten buyken yakın bir zamanda “Okullarda bir öğün ücretsiz, sağlıklı yemek” kampanyasına dair mektuplarda kadınların beslenme çantalarını ne zorluklarla hazırladıklarını yazmışlardı. Biz de Ekmek ve Gül Bursa olarak Panayır Mahallesi’nde bir okul çıkışında çocuklarını almaya koştur koştur gelen annelere sorduk çocuklarının beslenme çantalarını. Anneler uzmanların söylediği gibi besleyici değerleri yüksek besinlerle doldurabiliyorlar mu çantaları, işte yanıtları…

‘OKULLARDA BİR ÖĞÜN YEMEK AİLELERE BÜYÜK DESTEK’

İki çocuğu olan Ayşe çocuğunun birinin bırakıp gelmiş okul önüne. 12.00’de komşusunun çocuklarını almaya okula gelen Ayşe, 14.40’ta da gelip kendi çocuğunu alıyormuş. Günde 4 kere git gel yaptığını söyleyen Ayşe’ye çocuklarının beslenme çantasını nasıl hazırladığını soruyoruz. “Sigara böreği, meyve suyu gibi şeyler koyup bir şekilde gönderiyorum ben. Ama komşumun devlet okulunun kreşine giden çocuğundan 750 lira, ekstra kırtasiye malzemelerini alıyorlar. Bir de her gün bir ailenin sınıftaki bütün çocuklara yemek hazırladığını söylüyor öğretmen. Çalışan aileler bugünlerde işyerlerinden izin almak zorunda kalıyor.” Okullarda bir öğün ücretsiz öğün sağlansa nasıl olur diye soruyoruz Ayşe’ye, bunun ailelere özellikle de kadınlara büyük destek olacağını söylüyor. Kreşten çocuklarını alan başka bir veli ise beslenme hazırlamanın çok zor olduğunu söyleyerek giriyor araya. “Sabah iki çocuğun iki poğaçası iki meyve suyunu 20 liraya aldım. Üstelik sağlıklı da değil. Çocuk her şeyi de yemiyor. Okulda yemek verilse belki beraber yedikleri için çocuk evde yemediği şeyi arkadaşlarıyla yemeye başlayacak.”

‘DAHA İLKOKULDA MASRAFLARIN ALTINDAN KALKAMIYORUZ’

Biz kampanyayı konuşurken Cansu dahil oluyor sohbetimize. Böyle bir kampanyaya kesinlikle destek olacağını söyleyen Cansu, bir öğün ücretsiz yemek verilmesinin çok iyi olacağını geçimlerini sağlamakta zorlandıklarını anlatıyor. “Bir çocuğum var o da kreşe gidiyor. Kayıt olurken 750 lira verdik, şubatta tekrar 600 lira verecekmişiz ve kırtasiye masrafları dahil değil. Her gün beslenmeye ne koyacağız derdi var. Meyve suyu 4 buçuk lira olmuş, bir simit 6 lira. Eşim zaten asgari ücret alıyor. Kirada kalıyoruz. Şimdi eşim ek iş arıyor yettiremediğimiz için” diyor. Kadınlar beslenme çantasına koyduklarını saydıkça aklıma “uzmanların” önerileri geliyor. Önerilen besleyici hiçbir şeyin beslenme çantalarında olmadığını düşünürken yolda eczaneden dönen Ayfer ile karşılaşıyoruz. İlkokula giden kızı vitaminsiz kaldığı için doktor ilaç yazmış. Düzenli beslenme koyabiliyor musun diye soruyorum. “Çocuğum çok seçici. İstediği şeyi koyamıyorum her zaman, bazen dışarıdan yemek zorunda kalıyor. Geçen sene doymadığı halde bir tost alıyordu 10 liraya şimdi 20 lira olmuş. Her gün 20 lira versem çocuğa aylık kaç lira gidecek. Eşim asgari ücretle çalışıyor. Zaten çocuğumun tek ihtiyacı da bu değil. Kırtasiyeye gittim, kendi kafama göre defter kalem aldım öğretmen daha yazmadan o da 300 lira tuttu. Okul formasına 500 lira verdim. Çantası eski ama idare et diyeceğiz artık. 300 liradan aşağı çanta bulamadım çünkü. Bunun ayakkabısı, montu var daha. İster istemez zorlanıyor insan.”

Ayfer bu masraflara ek bir de servis ücretinin olduğunu söylüyor. “Servise yazdırmak zorunda kaldık bir de. Yol uzak, ben küçük çocukla kızımı getirip götüremeyeceğim için mecburen servise yazdırdık. O da aylık 500 lira. Kendi yiyeceğimizden kısıyoruz. Kendi masraflarımızı ekstra düşürmeye çalışıyoruz ki zaten bir şey de alamıyoruz kendimize. Ne yapıyorsak onlara yapıyoruz. Bu daha ilkokul, ilerisini şimdiden düşünsem sabaha kalkamam herhalde. Valla şimdi gidip kime çatayım bilmiyorum” diyerek ne kadar bunaldığını ifade ediyor. Ayfer son söz olarak “İnsanlar bu kadar çıkmazın içindeyken bu meseleye el atılması çok güzel olur. Gerçi kırtasiye yardımı dediler başvurmaya ama olmadı. O kadar vergi ödüyoruz. Faturaların yarısı vergi, geçmediğimiz köprünün parasını ödüyoruz. Para buraya akacağına çocuklara ücretsiz öğün sağlansın” diyor.

Fotoğraf: DHA