'Etkin CİTÖK, demokratik üniversite' talebinden vazgeçmeyeceğiz!
İÜ yönetimi öğrencilerin ve akademisyenlerin mücadelesi sonucu kazanılan CİTÖK yönergesini öğrencilerden habersiz bir şekilde değiştirdi.

İstanbul Üniversitesi öğrencileri olarak CİTÖK’ün (Cinsel Tacizi, Cinsel Saldırıyı ve Ayrımcılığı Önleme Kurulu) okulumuzda kurulması için kulüpler ve topluluklar başta olmak üzere sınıf arkadaşlarımızla ve hocalarımızla birlikte iki yıl süren bir mücadele başlatmıştık. Bu ısrarlı mücadelenin karşılığında üniversite yönetimi taleplerimize dönüş yapmak zorunda kalmıştı. Yönergemizi hep birlikte, bizler için kısıtlayıcı bir yönerge olmaması adına birçok noktasını düşünerek ve tartışarak hazırlamıştık. Amacını, kapsamını, kavramlarını olabildiğince geniş bir şekilde tanımlamıştık. Ancak üniversite yönetimi tüm bu kazanımlarımıza karşı müdahalesini geciktirmedi. Öğrencilerin kampüste olmamasını fırsat bilerek yaz aylarında CİTÖK yönergemizde ve kurulda değişikliğe gitti. Yapılan değişikliklerin, yönergenin herkesi kapsayan konumunu zedeleyerek kurulu işlevsizleştirmeye yönelik bir hamle yaptı. Aşağıda sıraladığımız değişiklikleri, yönergeyi işlevsizleşmenin ve yönergenin kapsamını daraltmanın en belirgin örnekleri olarak gösterebiliriz:

Yönergenin adı “Cinsel Tacizi, Cinsel Saldırıyı ve Ayrımcılığı Önleme Kurulu” iken yönergenin isminden “ayrımcılık ve saldırı” ibareleri kaldırılarak “Cinsel Şiddet ve Taciz ile Mücadele Kurulu” olarak değiştirildi.

Yönergenin amacının belirtildiği birinci maddede amaç kısmı daraltılıp “ayrımcılık” ibaresi yönergeden kaldırılmıştır.

Öğrencilerin en çok önemsedikleri maddelerden biri olan kapsam maddesi yönergeden çıkarılmıştır. İlk yönergede oldukça geniş tarif edilen kapsam, yönergenin son halinde sadece “personel ve öğrenci” olarak belirtilmiştir. Ayrıca “toplumsal cinsiyet” ibaresi kaldırılmıştır.

Dayanak maddesinde esas alınan kanun ve sözleşmeler azaltılmıştır.

Yönergenin ilk halinde kurul toplantısına bir öğrenci temsilcisinin katılacağı yazarken bu ibare kaldırılmıştır.

MÜCADELE ETMEK ANLAMSIZ MI?

Bu müdahaleden sonra sıra arkadaşlarımızın aklına gelen sorulardan biri “Bu kadar hızlı değiştirebiliyorlarsa mücadele etmek anlamsız mı?” oldu. Cevabımız belli; elbette değil. Ancak bugün üniversitelerin, öğrencilerin karar mekanizmalarından dışlandığı bir şekilde dizayn edildiğini görmemiz gerekiyor. Bunu görmek, bizlere mücadelelerimiz sonundaki kazanımlarımızı nasıl koruyacağımıza dair bir fikir verecektir. Üniversitenin demokratikleşmesi talebimizi her defasında dile getirirken aslında tam da bu ihtiyaçtan bahsediyorduk: Üniversitemize dair kararlarda öğrencilerin de söz hakkı olması.

CİTÖK yönergesinin öğrencilerden habersiz bir şekilde değiştirilmesi örneğiyle görüyoruz ki bu talebimizin gerçekleşebilmesi için çok daha geniş birliklere ve kalıcı karar mekanizmalarına ihtiyacımız var. Bunun için ise dünyayı yeniden keşfetmeye gerek yok; elimizde olanı güçlendirmenin yollarını aramalıyız. Öğrenci Temsilci Konseyi (ÖTK) yıllar önce öğrenciler tarafından kazanılmış, üniversite yönergesinde geçen ve öğrencilerin üniversite yönetimine dahil olabilmesinin en işlevsel aracı. Üniversitelerimizde, yönetimin bir imzasıyla tüm kazanımlarımız yok edilmesin diye güçlendirilmesi gerekilen bir alan ÖTK. Çünkü atanmış rektörlerle ve dekanlarla üniversitelerimizi kendi isteklerine göre şekillendirmeye alışanlar, bizler bunun önüne geçmeyelim diye elimizdeki tüm karar mekanizmalarına saldırmaktan geri durmuyor. Nasıl ki CİTÖK yönergesi bir imzayla değiştiriliyor, bir imzayla yemekhane ücretleri neredeyse iki katı zamlanıyor; aynı şekilde öğrencilerin kendi birliklerini ve temsiliyet mekanizmalarını da hedef tahtası olarak belirliyorlar. 

Üniversitelerimizin bilimsel, nitelikli ve demokratik bir hale gelebilmesinin tek bir koşulu var; bugünden başlayarak kendi mekanizmalarımıza sıkıca tutunmak. Bunun içinse ilk olarak ÖTK’nin demokratikleşmesi için yan yana gelerek başlamalıyız. Çünkü biliyoruz, öğrenciler olarak kazandığımız tüm haklara saldıracaklar. Buna karşı ÖTK’ye tutunmak; güvenli Kampüs talebinin de, parasız-bilimsel-demokratik eğitimin de, nitelikli müfredatın da ilk adımı olacaktır.   

Fotoğraf: Elif Turgut/ Ekmek ve Gül

İlgili haberler
İÜ’de öğrenciler CİTÖB için mücadeleyi örüyor

İstanbul Üniversitesi Kadın Çalışmaları Komisyonu öncülüğünde, 25'i aşkın kulübün desteğiyle öğrenci...

İstanbul Üniversitesi Kadın Çalışmaları Komisyonu,...

"25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele gününe giderken forumda buluşuyoruz. Kampüst...

Üniversitede ve CİTÖK’de söz sahibi olmak istiyoru...

'Bizler soruşturma süreçlerinin takipçisi olabileceğimiz, tacizi önlemeye yönelik faaliyetlere dair...