Cinsel tacizi önleme birimleri, kampüslerde cinsel şiddetin her türlüsünü önlemek ve cinsel şiddet konusunda farkındalık kazandırmak amaçlarıyla oluşturulmuş, üniversitelerdeki kadın hareketinin bir kazanımı olarak var olan birimlerdir.

Hacettepe Üniversitesinde CİTÖK’ün kuruluşu ise binlerce kadının imzasıyla resmi olarak kurulan Kadın Çalışmaları Topluluğundan sonraki dönemlere denk geliyor. Bu zamanlama her iki oluşumun da Hacettepeli kadınların uzun süre verdiği talep mücadelesinin birer kazanımı olduğunu ortaya koyuyor.

Ancak bu senenin başında okulumuzda yaşanan taciz olayları ve bu olaylar karşısında CİTÖK’ün tepkisiz kalması kötü bir gidişatın somut bir kanıtı oldu. Yönetmelikte yapılan değişiklikler, birimin giderek karmaşıklaşan ve kırılması güçleşen bürokrasisi CİTÖK’ün işlevini yitirmesiyle sonuçlandı. Bu durum talep mücadelesinin elde edilen kazanımları korumak ve sürdürmek noktasında yetersiz kaldığını bizlere gösterdi.

Rektörlüğün aldığı kararlar bizleri tehlikeye atarken güvenli kampüs talebimiz bir kez daha öne çıkıyor. Yaşadığımız şiddet ve tacizi önleyebilmek adına önemli bir alan olan CİTÖK bugün kadınlarca bilinen, hızlıca iletişim kurulan bir alan değil. CİTÖK'ün kuruluşundaki en önemli faktör, üniversite içindeki mücadelemizin güçlenmesiydi. Bugün tekrar onu bürokrasiden, değişen yönetmeliklerdeki maddelerden arındıracak olan ise yine bizim mücadelemizdir.

Kadın Çalışmaları Topluluğu olarak CİTÖK'ün yönetmeliğinde yer alan; soruşturmaların tacizi gerçekleştiren öğrencinin fakültesinden seçilen hocalar tarafından yürütülmesinin kaldırılmasını savunuyoruz. Tacizciyi yargılama daha yetkin kişilerce yapılmalıdır. CİTÖK'e bıraktığımız dilekçelere dönem sonuna kadar hiçbir geri dönüş yapılmaması süreci takip etme noktasında ne kadar dışarıya itildiğimizin bir göstergesi. Bizler soruşturma süreçlerinin takipçisi olabileceğimiz, tacizi önlemeye yönelik faaliyetlere dair söz sahibi olabileceğimiz CİTÖK'ler istiyoruz. 

Fotoğraf: Ekmek ve Gül